Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ile müvekkilinin kişilik haklarının zedelendiğini, davalının yaptığı açıklamanın gerçekliğinin ipsatla mükellef olduğunu, müvekkilinin kişilik hakları ciddi bir biçimde zedelendiğinden manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, davalının açıklamalarının aynı zamanda TTK.nun 55 ve devamı maddeleri uyarınca haksız rekabet niteliğinde olduğunu iddia ederek ----- manevi tazminat talebinde bulunmuştur....

    Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan, acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek bazı olguları özel olarak düzenlemiştir. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK m.24), isme saldırı (TMK m.26), nişan bozulması (TMK m.121), evlenmenin butlanı (TMK m.158/2), boşanma (TMK m.174/2) bedensel zarar ve ölüme neden olma (uyuşmazlığa uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu m.47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesi (BK m.49) olarak sıralanabilir....

      CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; somut olayda tazminat koşullarının bulunmadığını, esasen dava dışı eski eşin kendisini de mağdur ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili; davalının, müvekkilinin eşi ile evli olduğunu bildiği halde birliktelik yaşadığını, davalı ile eşinin müşterek çocuklarının kendisine baktırıldığını, davalının eyleminin müvekkilinin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek uğranılan manevi zararın davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur. Dava konusu uyuşmazlık, evlilik birliği devam ederken, eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan üçüncü kişiden diğer eşin manevi tazminat isteminde bulunup bulunamayacağı hususundadır....

      HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava haksız eylem nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir....

        Şu halde; mahkemece, basın yoluyla kişilik haklarının zedelendiği iddiasına dayalı tazminat isteminin dayanağının haksız fiil olduğu, haksız fiil failine ise yemin teklif edilemeyeceği gözetilerek, dosyadaki mevcut tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile usul ve yasaya aykırı olarak eda edilen yemin sonucuna göre davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bu durum bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          tazminat şartlarının oluştuğu gerekçesi ile davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü cihetine gidilmiştir....

            Kahraman vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 17/06/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 09/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 26/11/2007 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle kişilik haklarına saldırı ve ticari itibarın sarsıldığı iddialarına dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 18/01/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 23/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Bu varlıklara yönelen saldırılar ise kişilik hakkının ihlali sonucunu doğururlar. 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi kişisel değerleri koruyan özel hükümler biridir. TMK nunun 174. Maddesine dayalı olarak " Yargıtayın manevi tazminatı gerektirmeyen evlilik birliğine ilişkin uygulamalarına göre salt boşanma kararı verilmiş olması olgusu nedeniyle manevi tazminat verilemez. Yargıtaya göre salt boşanmış olmak, kişilik haklarına saldırı niteliği taşımaz. Boşanma kararı verilmiş olması manevi tazminat ödenmesine gerekçe yapılamaz. Zira evliliğin sona ermesi, tek başına kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilemez....

                Para Cezası 261,00 TL -/- -2- 2016/3286 - 2016/8192 KARŞI OY YAZISI Dava; davacının dava dışı eşi ile davalının evlilik dışı birlikteliğinden kaynaklanan kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddedilmiş; davacı tarafından temyiz edilen hüküm, Dairemiz çoğunluğunca, davalının bu eyleminin, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir fiil olarak kabul edilemeyeceği benimsenerek, mahkeme hükmü onamıştır. Dairemiz çoğunluğu ile aramızdaki uyuşmazlık; davalının açıklanan eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği noktasında toplanmaktadır. Eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine sadakat borcu altına girmelerinin yanında, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumlulukları bulunmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu