Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 07/10/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01/04/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ...’ın, kendisi ile evli olduğunu bildiği halde, eşi olan diğer davalı ... ile birlikte olduğunu, eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunu belirterek, uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur....

    TL. manevi tazminatın ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının hesabından kesilen miktarın kendisine iade edildiğini, bir zararının bulunmadığını, manevi tazminat koşullarının da bulunmadığını, savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, 3.000 Tl. manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı banka tarafından haksız faiz borcunun ödenmesi konusunda ihtarname çekilerek itibarının zedelendiğini ileri sürerek, manevi tazminat talep etmiştir. Borçlar Kanunu'nun haksız eylem faslında düzenlenen 49 maddesi, aynı kanunun 98/2 maddesi yollaması ile sözleşmeye aykırı davranışlarda da uygulanmaktadır. Ne var ki, anılan madde hükmüne göre manevi tazminat isteğinin kabul edilebilmesi için, diğer koşulların yanında kişilik haklarına hukuka aykırı, haksız bir saldırının varlığı da şarttır....

      (M) KARŞI OY YAZISI Dava, kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi ve mesleki faaliyetin icrasının engellenmesine dayalı maddi tazminat istemine ilişkin olup, dosyadaki yazılara kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddine ve davalının manevi tazminat istemine yönelik temyiz incelemesinin kabulü ile manevi tazminat davasının reddi gerektiği yönündeki Daire çoğunluğunun görüşüne katılıyorum. Davalının, maddi tazminat davasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı, ... bünyesinde hakem olduğunu ileri sürüp, hakkında yapılan haksız şikayet nedeniyle soruşturma geçirdiğini, süreç içerisinde davalı yönetimce kendisine maç (futbol müsabakası) idare etme görevi verilmediğinden bahisle maddi olarak zarara uğradığını iddia etmiştir....

        Davacı; boşanma aşamasında olduğu eşinin avukatı olan davalı tarafından, aile mahkemesinde görülen davanın 21/06/2011 tarihli duruşması sonrasında kendisine hakaret edildiğini 20/09/2011 tarihli duruşmada yaptığı hakaretin ise, duruşma tutanağına da geçirildiğini belirterek oluşan manevi zararının tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının boşanma davasını uzatmak amacıyla haksız olarak hareket ettiğini, davacıya hakaret etmemesine rağmen kendisinden özür dilediğini belirterek, haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının söylediği sözlerin, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu kabul edilerek manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. İddia ve savunma hakkının üstünlüğü ilkesi gereğince, davanın görülmesi sırasında tarafların avukatlarının mahkemeye sundukları dilekçeler, deliller veya yaptıkları açıklamalar savunma sınırlarını aşmadığı takdirde, haksız eylem olarak nitelendirilemez....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.05.2014 tarihli ve 2013/478 E. 2014/173 K. sayılı karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 22.10.2015 tarihli ve 2014/14910 E., 2015/11866 K. sayılı kararı ile; (...Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde dava dışı eşi ile birlikte olduğunu, davalının eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunu iddia ederek, uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davacının iddialarını kabul etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; olayın oluş şekli, sosyal paylaşım sitesindeki hesapta yer alan sözler doğrudan doğruya davacıları hedef alan hakaret niteliğinde sözler olup, içinde herhangi bir fikir, eleştiri ya da başka bir anlam barındırmadığı, bu haliyle tamamen davacının kişilik haklarına saldırı amacıyla söylendiği, davacıya hitaben kullanılan ifadalerin içeriği, sözlerin herkese açık facebook sosyal paylaşım sitesinde yer alması nedeniyle de davacının manevi olarak zarar gördüğü kanaatine varılmış olup, tarafların sosyal ekonomik durumları ve yukarıda belirlenen tüm ilkeler birlikte değerlendirilerek, davacı tarafın manevi tazminat istemlerine ilişkin talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 01/07/2019 tarihiden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verildiği görülmüştür....

            Daha özel bir düzenleme içeren aynı Yasa'nın 21. maddesi gereğince de haksız eylemden doğan dava, haksız eylemin gerçekleştiği yer mahkemesinde açılabilir. Ayrıca, 4721 sayılı Medeni Yasa'nın 25/son maddesi gereğince davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir. Böyle bir durumda davayı hangi mahkemede açacağı konusunda seçimlik hakkı bulunan davacı, davasını dilerse davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde, dilerse haksız eylemin gerçekleştiği yer mahkemesinde veya kendi yerleşim yeri mahkemesinde açabilir. Eldeki dava basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup haksız eylem nedenine dayanmaktadır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 04/05/2009 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil ve kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04/06/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 08/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Sayılı dosyalarının incelenmesinde ilgili dosyalarda davalı tarafından sunulan dilekçe içeriklerinde, davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek herhangi bir beyanın mevcut olmadığı, söz konusu davalarda sarf edilen sözlerin kaba, yakışıksız söz ve ağır eleştiri mahiyetinde olduğu, davacının kişilik haklarına saldırı niteliği taşımadığı gibi hakaret boyutuna da ulaşmadığı, bu nedenle manevi tazminat talebi şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından, mahkemece davacının manevi tazminat talebinin reddine dair karar verilmesinde usul, yasa ve içtihatlara aykırılık olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. HMK'nın 355....

                Davacı vekilinin manevi tazminat koşullarının oluştuğuna ilişkin yaptığı istinaf başvurusunun incelenmesinde; Bilindiği üzere, 6098 Sayılı TBK 49. maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Aynı Kanunun 58. maddesine göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 24. maddesi ve Borçlar Kanunu'nun 49. ve TBK 58. maddesi gereğince kişisel değerlere saldırı halinde manevi tazminata hükmedilmesi için; Kişilik haklarına saldırının bulunması, saldırının hukuka aykırı olması, kişinin haksız olan eylemden dolayı manevi zarara uğramış olması gerekir. Bu üç şartın bir arada olması halinde kişinin kişilik haklarına haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat sorumluluğu doğabilecektir. Dava dosyası içinde Ceyhan 4....

                UYAP Entegrasyonu