Boşanma yüzünden beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları zarar gören, kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu diğer taraftan uygun bir maddi ve manevi tazminat isteyebilir (TMK md.174/1,2). Maddi ve manevi tazminatın miktarı; tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, zarar gören menfaatin kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği, paranın alım gücü ile hakkaniyet ilkesi (TMK md.4) dikkate alınmak suretiyle belirlenir. Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarar göreceği, kocanın kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde, davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminatın (TMK md.174/1,2) koşulları oluşmuştur. Bu sebeple ilk derece mahkemesinin kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmetmesi ve tazminat miktarları usul ve yasaya uygundur....
Davacı, davalıların imtiyaz sahibi ve genel yayın yönetmeni oldukları '...' adlı internet sitesinde 31/01/2013 ile 30/04/2013 tarihleri arasında birden çok sayıda yayımladıkları yazılarda kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, ceza mahkemesinin hakaret suçundan kesinleşen mahkumiyet kararının hukuk hakimini bağlayıcı olduğu yazıların basın özgürlüğü sınırlarını aştığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır....
Dava, kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, istemin kısmen kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 19/04/2017 gün ve 2016/10535-2017/2067 sayılı ilamı ile, "... yayın tarihi, yayındaki anlatım şekli ve yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir olunan manevi tazminat tutarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir..." şeklindeki gerekçe ile bozulmuştur....
Dava, kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemenin kısmen kabule dair 15/12/2014 tarihli, 2014/274 esas ve 2014/815 sayılı ilk kararı, Dairemizin 01/03/2016 gün, 2015/4013 esas ve 2016/2659 sayılı ilamı ile; davaya konu sözlerin nezaket dışı ve icapsız sözler olduğu, kişilik haklarına saldırı oluşturacak nitelikte olmadığı bu nedenle manevi tazminat isteme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle reddedilmek üzere bozulmasına karar verilmiştir. Bozma üzerine, mahkemece 09/03/2017 gün, 2017/19 - 2017/80 sayılı kararla; dava konusu söz ve eylemlerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, sarf edilen sözlerin kayda alınarak sosyal medya üzerinde paylaşıldığı, eylemin küçük düşürücü nitelikte olduğunun kabulü ile önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir....
Anayasanın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK.nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlemiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 08/04/2005 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/05/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 07/03/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dava; haksız şikayet nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, haksız fiile dayalı manevi tazminat isteğine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının, davalı ile aralarında önceye dayalı husumet bulunduğunu, davalının kendisine yönelik haksız isnatta bulunduğunu, kin ve nefret duygularıyla hareket ettiğini, ayrıca dengesiz gibi hakaret içeren kelimeleri kullanmayı alışkanlık haline getirdiğini ileri sürerek manevi tazminat talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. 4721 sayılı TMK’nun "İlke" kenar başlıklı 24. maddesi uyarınca “(1)Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. (2)Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.”...
Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır....
A.. aleyhine 02/05/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/01/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ile davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir....
Ayrıca, haksız yere bir kimsenin haciz tehdidine maruz bırakılması o kimsenin kişilik haklarına saldırı oluşturan ve Borçlar Yasası'nın 49. maddesi gereğince manevi tazminatla sorumlu tutulmasını gerektiren bir davranıştır. Mahkemece, kişilik haklarına saldırının varlığı kabul olunarak uygun bir manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, manevi tazminat istemin tümden reddi doğru olmayıp kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; davacının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....