ne gönderdiğini, davalının bu fiili nedeniyle ceza mahkemesinde mahkum olduğunu, eylemin davalının kardeşi ile arasında tartışmalar yaşanmasına neden olduğunu beyanla, bu haksız eylem nedeniyle uğradığı manevi zararının giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı ise, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir....
Davacı vekili; davacı ile davalının tarla komşusu olup aralarında tarlalarının sınırı hususunda anlaşmazlık bulunduğunu, bu husumet nedeniyle yaşanan tartışma neticesinde davalının davacıyı tehdit ettiğini belirterek oluşan manevi zararının tazminini talep etmiştir. Davalı; davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davalının davacıya hitaben "senin bu ağaçlarını keserim" şeklinde tehdit etmek suretiyle kişilik haklarına saldırdığı, meydana gelen haksız eylem nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacının manevi olarak zarar gördüğü gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir....
Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca ve çocuklar gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır şekilde bozulmuşsa, onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Nitekim, kaza sonucu ağır yaralanan ve 2 kez ameliyata rağmen iyileşmeyen çocuklarının durumu sebebiyle ruhsal bütünlüğü bozulan anne ve babanın (H.G.K. 26.4.1995 gün ve 1995/11-122, 1995/430) ve haksız eylem sonucu ağır yaralanan ve iktidarsız kalan kocanın karısının manevi tazminat isteyebileceklerine (H.G.K. 23.9.1987 gün ve 1987/9-183 1987/655) ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları aynı esaslara dayanmaktadır....
Genel Başkanlığı aleyhine 11/01/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi, birleşen davada davacı ... vekili Avukat ... tarafından davalı ... Genel Başkanlığı aleyhine 20/01/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne dair verilen 15/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi asıl dava davacıları vekili ve asıl ve birleşen dava davalısı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....
tarafından, davalı ... aleyhine 14/03/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat, birleşen davada davacı ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 25/02/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/11/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir....
Davacı özetle; davalılar tarafından bedelsiz kalmış senede dayanılarak, hakkında icra takibi ve 15/01/2007 tarihinde haksız olarak haciz işlemi yapıldığını beyan ederek manevi tazminat talep etmiştir. Davalılar özetle; açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, haksız haciz nedeniyle davacının kişilik haklarının zedelendiği gerekçesi ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. a) Dosya kapsamından davacının talebinin bir kısmının reddedildiği, davalılardan ...’un davasını vekille takip ettiği anlaşıldığı halde, reddedilen kısım yönünden anılan davalı ... yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. b) Haksız fiilde; zarar, eylemin gerçekleştiği tarihte meydana gelmiş olup, faiz başlangıcı da haksız fiil tarihi olmalıdır. Eldeki davada haksız eylem tarihi haciz tarihi olan 15/01/2007 olup, faiz başlangıç tarihi bu tarih olmalıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 23/07/2008 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem ve haksız şikayet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat yönünden verilen karar kesinleşmiş olmakla yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına dair verilen 14/03/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma gereğince karar verilmiş olmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 25/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/05/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine dair verilen 17/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Davacı, davalının hakaret ve yaralama eylemleri ile kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu belirterek uğradığı manevi zararın ödetilmesini, olay tarihinden itibaren faiz uygulanması istemiştir. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının hakaret ve yaralama eylemi sabit görülerek davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen, faiz talebiyle ilgili olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Davanın dayanağı haksız eylem olup; davalı, eylem tarihinden itibaren mütemerrit durumundadır. Şu halde, olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğinden HUMK’nun 438. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının düzeltilerek kararın onanması gerekmiştir....