İDM YARGILAMASININ ÖZETİ : Davacılar vekili geçici hukuki koruma tedbiri talep etmesi üzerine İDM'nce 11/09/2021 tarihli tensip zaptının 15 nolu bendi gereğince uyuşmazlık konusu olmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Tensip zaptındaki ara karar gereğince 13/09/2021 tarihli gerekçeli karar yazılmıştır. Geçici hukuku koruma tedbirine ilişkin karar davacı vekiline 19/09/2021, davalılara 28/09/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir....
G E R E K Ç E Uyuşmazlık, hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal,mala zarar vermekten kaynaklanan haksız eylem nedeniyle maddi manevi tazminat istemli açılan davada istenilen geçici hukuki koruma tedbirinin kısmen kabulüne ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda özetlenen gerekçelerle, davacıların geçici hukuki koruma tedbirinin maddi tazminat bakımından kabulüne, manevi tazminat bakımından reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. 6100 Sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilir; HMK'nun 357 inci maddesine göre de, İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz, maddeleri çerçevesinde inceleme yapılmıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbiri nedeniyle tazminat Hüküm : 6.977,75 TL maddî, 13.850 TL manevî tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesi Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Koruma tedbiri nedeniyle tazminat davalarında talepten fazlaya hükmedilemeyeceği gözetilmeden dava dilekçesinde 10.000 TL manevî tazminat talep eden davacıya 13.850 TL manevî tazminata hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup hükmün bu nedenle halen yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ve CMUK’un 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan davacı lehine hükmedilen 13.850 TL manevi tazminatın 10.000 TL olarak belirlenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlk derece mahkemesince, 27/09/2021 tarihli tensip zaptı 27 nolu ara karar doğrultusunda yazılan 29/09/2021 tarihli gerekçeli ara karar ile; uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, maddi ve manevi tazminat istemli davada ihtiyati tedbire yönelik geçici hukuki koruma talep edilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir istemi, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği, manevi tazminatın hakimin takdirine göre belirlendiği, alacağı muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar koşulu sağlanamadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz istemi reddedilmiş, bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Uyuşmazlık, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası sırasında talep edilen ihtiyati haciz isteğine ilişkindir. Öncelikle belirtmek gerekir ki; manevi tazminat isteminde zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir....
İlk derece mahkemesince de kabul edildiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. Eldeki davada istem, manevi tazminat ,başka bir anlatımla para alacağına yönelik olduğuna göre; davacı vekili her ne kadar dava dilekçesinde hem ihtiyati tedbir hem de ihtiyati haciz istemiş ise de; davacının geçici hukuki koruma tedbirinin ihtiyati haciz olarak kabul edilip inceleme yapılması gerekirken ilk derece mahkemesince hem ihtiyati tedbir hem de ihtiyati haciz bakımından değerlendirme yapılması hukuka aykırı olmuştur. Keza, 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir....
Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Dava konusu istek tazminata (para alacağına) ilişkin olduğundan geçici koruma talebinin ihtiyati haciz olduğu kabul edilmeli ve buna göre inceleme yapılarak karar verilmelidir. Eldeki davada istem, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminata (para alacağına) yöneliktir....
İhtiyati haciz “Alacaklının, bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için, mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulması”dır. " ... İhtiyati haczin hukuki niteliği gerek doktrin ve gerekse uygulamada tartışma konusudur. Yabancı doktrinde ihtiyati haczin; zamanından evvel yapılan peşin bir icra, bir muhafaza tedbiri, bir nevi ihtiyati haciz, yardımcı ve feri bir muhafaza tedbiri, cebri bir teminat, geçici bir emniyet tedbiri, geçici haciz olduğu belirtilmektedir. Yerli doktrinde de ihtiyati haczin; muhafaza ve emniyet tedbiri, ihtiyati tedbirin özel bir nevi, koruma tedbiri, teminat tedbiri olduğu ifade edilmektedir. (Talih Uyar-İcra Hukukunda Haciz. Şubat 1983) Yargıtay ise içtihatlarında ihtiyati haczin geçici bir haciz, dava veya icra takiplerine takaddüm eden emniyet tedbiri olduğunu belirterek, ihtiyati haczi bir icra takip işlemi olarak görmemektedir....
İSTİNAFA CEVAP : Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar davalı tarafça cevap dilekçesinde manevi tazminat davalarının kısmi ya da belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi talep edilmiş olsa da söz konusu talebin yersiz olduğunu, tedbir talepleri yönünden itirazın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. G E R E K Ç E: Uyuşmazlık, kasten ateşli silahla yaralamadan kaynaklanan haksı eylem nedeniyle açılan maddi manevi tazminat davasında istenilen geçici hukuki koruma tedbirinin kabulüne yapılan itirazın reddinden kaynaklanmaktadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Hüküm : 11.414,60 TL maddi, 8.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Karar başlığında dava tarihinin 23/02/2010 yerine 24/02/2010 olarak gösterilmesi ve davaya konu koruma tedbiri tarihi nazara alındığında dava adının koruma tedbirleri nedeniyle tazminat yerine 466 sayılı Kanuna göre tazminat olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir, Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde...
Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, haksız eylemden kaynaklanan tazminata (para alacağına) ilişkin olduğundan geçici koruma talebinin ihtiyati haciz olduğu açıktır. Bu durumda ilk derece mahkemesince de geçici hukuki koruma tedbiri ihtiyati tedbir olarak değerlendirilip ve bu yönde inceleme yapılarak karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür. İhtiyati haciz istemi yönünden ; 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır. Alacak haksız eylem iddiasına dayandığında TBK.'...