; tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceğinin gözetilmemesi, 2- Davacı hakkında üç farklı dönemde koruma tedbiri uygulandığı dikkate alınarak, her bir koruma tedbiri dönemi için ayrı ayrı manevi tazminat miktarları belirlenip, belirlenen her bir tazminat miktarına ilişkin olduğu tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 3- Yargıtayın görevi ülke genelinde uygulama birliğinin sağlanması ve benzer olaylarda aynı çözüm tarzının oluşturulmasıdır....
Ancak davacı tarafın geçici hukuki koruma tedbirini sadece işleten ... bakımından talep ettiğini salt geçici hukuki koruma tedbiri bakımından davacının istinaf incelemesinin yapılmasına karar verilmiştir. (II) Bilindiği üzere uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. İstem, tazminata (para alacağı) yöneliktir. Davacı vekili dilekçesinde tazminat istemine karşılık ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez....
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davacı ... için; 6.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacılar ... ve ... için; Davanın reddi davacılar ... ve ... vekili Davacı ...'ın tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili, davacılar ... ve ...'...
şartta manevi tazminat isteyemeyeceğinin kabulü de mümkün olmayıp, manevi tazminat şartları her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmeli, yapılan işlem nedeniyle elem ve acı duyulduğu veya kişilik haklarının zedelendiğinin ispatlanması halinde bu üzüntünün giderilmesi amacıyla manevi tazminata hükmedilmelidir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Hüküm : 1.300 TL maddi, 650 TL manevi tazminatındavalıdan alınarak davacıya verilmesi Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Elkoyma koruma tedbiri nedeniyle manevi tazminata hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi temyiz kapsamına göre bozma sebebi yapılmamıştır....
manevi tazminat miktarının toplamının 334,72 TL olduğu ve karar tarihi de gözetilerek davacı lehine sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücrete hükmedilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir....
Bilindiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebilecektir. Eldeki davada istem maddi manevi tazminat (para alacağına) ilişkin olduğundan geçici hukuki koruma tedbiri de ihtiyati haciz olup, davacı tarafın istemi de bu yöndedir. 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır. Aynı Kanunun 258/1.maddesinde; alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur, şeklinde belirtilen husus alacağın yaklaşık ispat kurallarına göre, ispatına ilişkin delil ve belgelerin sunulmasını gerektirir....
Davacının 15.09.2017-19.09.2017 tarihleri arasında gözaltında kaldığı, 03.10.2017-28.12.2017 tarihleri arasında tutuklu kaldığı anlaşılmakla; maddi tazminatın davacının göz altında kaldığı döneme ilişkin net asgari ücret üzerinden hesaplanan "187,21 TL" ve tutuklu kaldığı döneme ilişkin net asgari ücret üzerinden hesaplanan "3.940,43 TL" olmak üzere her iki koruma tedbiri dönemi için ayrı ayrı maddi tazminat miktarı belirlenmesi gerekirken toplam süre üzerinden ve bu miktarın üstünde kalacak şekilde tek bir maddi tazminata hükmedilmesi ve yine her iki koruma tedbiri dönemi için ayrı ayrı manevi tazminat miktarı belirlenip, belirlenen her bir maddi ve manevi tazminat miktarlarına ilişkin olduğu tarihten itibaren faiz işletilmemesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....
Karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının 5.810 TL olduğu, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan hakkında 19.04.2013-28.06.2013 tarihleri arasında 70 gün tutuklama tedbiri uygulanan davacı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının toplam 5.277,92 TL olduğu, temyizinin katılma yolu ile yapılmadığı dikkate alınarak 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan ve 21.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik HUMK’un 427. ve ek 4. maddelerindeki temyiz sınırı ve hükmolunan tazminat miktarına göre hükmün kesin olması nedeniyle davalı vekilinin temyiz isteminin 1086 sayılı HUMK’un 432. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE, Dava dosyasının, 5271 sayılı CMK'nın 304/4. maddesi uyarınca Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.09.2024 tarihinde karar verildi....
Anılan içtihadı birleştirme kararı ve yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında beraat etmiş olmaları nedeniyle davacılar lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacılar ile avukatları arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamına dahil edilemeyeceği anlaşıldığından; kararda bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır. 3.Davacıların cezaevi harcamalarına ilişkin talebinin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamına dahil edilmemesi yönünden kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır. 4.Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacıların sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe...