Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği üzere manevi tazminat kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bir tazminat türü olup, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü değildir. Bu nedenlerle alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu sağlanamamaktadır. Yine tarafların kusur oranı tam olarak belli değildir. Bu nedenlerle manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz talebin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmüştür. HMK'nın 355....

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/558 esas sayılı dosyasında verilen 17/11/2020 tarihli ihtiyati haciz kararına vaki itirazın reddine ilişkin karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/03/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasında ölen Mustafa Bıdık'ın eşi Saadet için 100.000 TL manevi tazminat, müteveffanın çocukları Hilal, Zeynep ve Tunahan için 30.000'er TL, kardeşleri Ali, Fatma, Emine, Hülya, Hatice ve Tahsin için 10.000 'er TL manevi tazminatın davalılardan tahsili ile davacılara verilmesini talep etmiş, haksız fiili tarihi itibariyle davacıların manevi tazminat alacaklarının muaccel hale geldiğini bu nedenle ihtiyati haciz kararının verilmesini talep etmiştir....

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2018/194 DAVA KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava iş kazasına dayalı 2.000 TL maddi ve 340.000,00TL manevi tazminat istemine ilişkin olup davacı tarafından ihtiyati haciz talebinde bulunulmuştur. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; İş kazasının oluşumunda kusurlarının bulunmadığını belirterek davanın ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesi tarafından maddi tazminat yönünden %15 teminat karşılığında ihtiyati haciz talebi kabul edilmiş, manevi tazminat yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karar davacı tarafından istinaf edilmiş ve Dairemiz tarafından manevi tazminat yönünden de kabul edilerek talep edilen manevi tazminat miktarı ile sınırlı olmak üzere ihtiyati haciz kararı verilmiştir....

Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötüniyetinin ve ağır kusurunun varlığı gereklidir. Somut olay bakımından, davacı ile dava dışı borçlu ... kardeş olup aynı binada oturması nedeniyle yapılan haciz işleminde davalının ağır kusurlu ve takipte kötüniyetli olduğu söylenemez. Açıklanan nedenle mahkemece manevi tazminat konusundaki itirazın iptali isteminin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle manevi tazminat istemi yönünden bozulması gerekir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) no’lu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) no’lu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/06/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

    ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

      Bununla birlikte hemen belirtmek gerekir ki, manevi tazminat miktarının takdirinin hâkime ait olduğu, hâkimin yargılama sonunda hak ve nesafete uygun karar vereceği, böylece bu aşamada talep edilen miktarın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmayacağı değerlendirilerek, mahkemece uygun görülecek miktar yönünden, yine aynı Kanunun 259'uncu maddesi uyarınca takdir edilecek teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği düşünülmüş, bu itibarla davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararına yönelik istinaf başvurusu, davalı sürücü T10 ile davalı işleten T8 karşı açılan manevi tazminat davaları yönünden kabulüyle HMK'nin 353/1- a/6'ncı maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair karar verilmesi gerekmiştir....

      Bu nedenlerle manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin mahkemece verilen kararın yerinde olduğu değerlendirilerek davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin reddi gerekmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar ... ve diğeri vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 08/01/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeni ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13/10/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız haciz ve haksız şikayet nedeni ile manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir....

        Davalılar vekili tarafından ihtiyati haciz kararına itiraz edilmiş; mahkemece, 19.12.2012 günlü duruşmada, davalılar vekilinin ihtiyati hacze itirazının manevi tazminat davası yönünden kabulüne, 260.000,00 TL manevi tazminat davası yönünden verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, davalılar vekilinin ihtiyati hacze itirazının 20.250,00 TL bedelli maddi tazminat davası yönünden reddine, bu miktarla sınırlı olmak üzere ihtiyati haczin devamına karar verilmiştir. 19.12.2012 günlü bu karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, alınan ihtiyati haciz kararına yapılan itiraza ilişkindir. İİK.’nun 265. maddesi hükmü uyarınca, borçlu, ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. İİK.'...

          Davalı ise, davacının haciz işlemi sırasında borçlu oğlu ile birlikte oturduğunu söylediğini, çevrede oturanların da borçlunun babasına ait evde oturduğunu belirttiklerini, haciz sırasında fatura ve benzeri belge sunulmadığını, borçlunun davacıya ait işyerindeki haciz sırasında da orada bulunduğunu belirterek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Yerel mahkemece, icra dosyasında borçlunun haciz yapılan ve davacıya ait olduğu anlaşılan evde oturduğuna ilişkin kanıt bulunmadığı, istihkak iddiası kabul edildiğinden yapılan haciz ve koruma altına alma işleminde kusurlu olduğu gerekçesiyle davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasına karar verilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu