Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat talebine ilişkindir. Talep ise, tazminat davasında ihtiyati haciz talebinin kabulü kararına yapılan itirazın reddine dair karara ilişkin davalılar vekili tarafından yapılan istinaf talebine ilişkindir. Davacılar vekili tarafından sunulan 04.11.2022 tarihli yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesi istemini içerir dilekçesinde; tensiple birlikte ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verildiğini, ancak sehven ihtiyati hacizin uygulamasını icra dairesi yerine mahkemeden istemiş olduklarından dolayı yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettikleri anlaşılmakla; İlk Derece Mahkemesi'nin 14.11.2022 tarihli ara kararı ile Mahkemece, davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin 10.000,00- TL teminat karşılığında kabulüne, HMK 389/1....

çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü olmadığı, bu nedenlerle alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu sağlanamadığı, bu nedenlerle manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir....

Bilindiği üzere manevi tazminat kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bir tazminat türü olup, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü değildir. Bu nedenlerle alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu sağlanamamaktadır. Bu nedenlerle manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmüştür....

Bilindiği üzere manevi tazminat kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bir tazminat türü olup, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü değildir. Bu nedenlerle alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu sağlanamamaktadır. Bu nedenlerle manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmüştür....

    Bu sebeple davacıların manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK'nun 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla, ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK'da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....

    İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK’nın 49. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa dahi alacaklının en azından kusurlu olması gerekmektedir. Haksız yere bir kimsenin mallarının ihtiyaten haczettirilmesi o kimsenin itibarına saldırı teşkil eden ve BK’nın 49. maddesi gereğince manevi tazminat ile sorumlu tutulmayı gerektiren bir davranıştır....

      ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü olmadığını, alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu sağlanamadığı, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının miktar yönünden sınırlandırılmaması ve talep miktarını da aşar şekilde müvekkil davalının tüm mal varlığına ihtiyati haciz konulması hakkaniyete aykırı olduğunu, 05/01/2022 tarihli ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddine dair kararının kaldırılmasına, müvekkilimiz hakkında verilen ihtiyati haciz kararına olan itirazlarımızın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      İhtiyati haciz kararına karşı itiraz ise İİK’nın 265. maddesinde düzenlenmiş olup itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır.Borçlu,kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin, “dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı” itiraz edebilir. Somut uyuşmazıkta, ihtiyati haciz isteyen davacılar vekili, davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın sebep olduğu kaza nedeniyle müvekkillerinin yaralandığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat ile ihtiyati haciz ve geçici ödeme talep etmiş olup yerel mahkemece 01/09/2022 tarihli tensip tutanağının 11/e bendindeki ara karar ile %15 teminat karşılığında ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiği, 06/10/2022 tarihli gerekçeli ara karar yazıldığı, aleyhine ihtiyati haciz istenenler vekilinin itirazı üzerine 03/11/2022 tarihli ara karar ile itirazın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı ihtiyati haciz isteyen davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....

      Her ne kadar davacı manevi tazminat için ihtiyati haciz talep etmiş ise de; manevi tazminatın bölünemezliği ilkesi gereği ve takdiren manevi tazminata yönelik ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....

        Bu sebeple davacının manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceği göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması, ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 sayılı HMK'nın 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür. İhtiyati haciz talebi, davacıların desteği müteveffaların desteğinden yoksun kaldığı, manevi zarara uğradığı gerekçesiyle talep edilen ihtiyati haczin; Zarar; haksız eylemden kaynaklandığından tazminat, haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir....

        UYAP Entegrasyonu