İhtiyati haciz talep eden davacılar tarafından dava konusu yapılan maddi ve manevi tazminat alacağını teminen de ihtiyati haciz talep edilmiş mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır.Dosyada bulunan soruşturma evrakı ve sulh ceza tutuklama kararı dikkate alındığında davacıların manevi zararlarının olabileceği kuvvetle muhtemeldir. Haksız fiil (ölüm) tarihi itibarıyla davacının manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haciz talep edildiği, davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının net olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmaz....
Bu sebeple davacıların manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK'nun 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK'da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....
Bu sebeple davacıların manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK'nun 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla, ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK'da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür. Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince davanın, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, dava konusu kazaya ilişkin olarak Manisa 4....
Haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız haciz kararı alan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden TBK’nın 49. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Ancak her iki halde de tazminat sorumluluğunun doğabilmesi için haczin haksız olması gerekmektedir....
TL olmak üzere toplam 2.000.000,00 TL manevi tazminatın ,yine dede Mesut için 100.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep edilmiş , ayrıca ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş, daha sonra davacılar vekili 07/10/2022 tarihli talep dilekçesi ile; ihtiyati haciz taleplerinin maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından kabulüne ve 2.121.000- TL üzerinden ihtiyati tedbir kararı verilerek davalılar adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
GEREKÇE : Dava, haksız ihtiyati haciz nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır. Davacı taraf, borcun araç rehni ile teminat altına alınmasına rağmen rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçilmeden aynı alacak için verilen senetlere dayalı olarak ihtiyati haciz alınarak uygulanmasının hukuka aykırı olduğu ve bu nedenle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini gerektiğini ileri sürmüş, davalı ise, alacağın rehinle temin edildiği ve senet alındığını kabul etmekle birlikte rehnin, kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz kararı alınıp uygulanmasına engel teşkil etmediği gibi kambiyo takibi yapılmasına da engel olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Davacı, davalı şirket tarafından aleyhinde açılan istirdat davası sonucu verilen kararın kesinleşmeden ihtiyati haciz alınarak icraya konulduğunu, istirdat kararlarının İİK 72/5 maddesi uyarınca kesinleşmeden icraya konulamayacağını, bu nedenle karara itiraz ettiğini ve ihtiyati haczin kaldırıldığını ancak bu arada menkul ve gayrimenkullerine haciz konulduğunu bundan dolayı maddi ve manevi zarara uğradığını, davalı şirket ile birlikte ihtiyati haciz kararını veren hakimin kanunun açık hükmüne karşılık böyle bir karar vermiş bulunması nedeni ile doğan zarardan sorumlu tutulması gerektiğini bildirerek ihtiyati haciz kararını alan şirket ile birlikte ... aleyhinde maddi ve manevi tazminat ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar usul ve esas yönlerden davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır....
Davacı vekili, davacı şirkete ait işyerinde meydana gelen hırsızlık olayında çalınan bir kısım boş çek yapraklarının, düzenlenerek piyasaya sürüldüğünü, davacı tarafından konuya ilişkin olarak suç duyurusunda bulunduğu gibi bankadaki kayıtlara da hırsızlık şerhinin verildiğini, davalı tarafından, banka kayıtlarında hırsızlık şerhi bulunan dava konusu çek nedeniyle ihtiyati haciz kararı alınarak haciz işlemi gerçekleştirildiğini, bu işlemin haksız olduğunu, dava konusu edilen çek nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine dair davanın lehine sonuçlandığını belirterek, haksız haciz işleminden kaynaklanan maddi ve manevi zararlarının tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
Öte yandan, manevi tazminat isteminde zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir. Bu sebeple davacıların manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceği göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK'nun 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK'da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....
Bu nedenle de takip (haciz) yaptıran kişinin takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve kusurlu olduğu olgusu gerçekleşmedikçe ve ağır bir zarar da doğmadıkça manevi tazminatla sorumlu tutulamaz.( Emsal Yargıtay 4....