Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak menfaatler dengesi gözetildiğinde, malın ayıplı ve ayıpsız değeri, ayıbın önemi, arızların giderilmesi ve sorunlu parçanın kalmamasına göre, mevcut durum değerlendirildiğinde misli ile değişim şartları oluşmamış, aracın ücretsiz olarak onarıldığı da göz önüne alındığında, davacının diğer seçimlik haklarını da talep etmediği anlaşılmakla, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    DAVA KONUSU : Olmasından Kaynaklanan) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı T4 Tic. A.Ş. vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı T3 A.Ş.'den 90.252,09 TL bedelle almış olduğu araçta meydana gelen boya ve vernik dökülmelerinin onarımının mümkün olmadığını, meydana gelen hatanın almış olduğu aracın 2016 ve 2017 modellerinde meydana geldiğini üretiminin durdurulduğunu, hatanın yayılmaya devam etmesi ve süreklilik kazanması nedeniyle davalılara ihtarname gönderilerek aracın ayıpsız misli ile değişimini talep ettiğini ancak sonuca ulaşamadığını, bu nedenle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda belirtilmiş olan seçimlik haklardan ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür....

    Maddesi: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2005/4- 487 K. 2005/553 T: 05.10.2005 sayılı kararında: anlaşılacağı üzere dava konusu talep zamanaşımına uğramış olduğundan davanın usulden reddi gerektiğini davacı talebi, hak-nesafet kurallarına ve hakkaniyet ilkesine aykırılık, taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesinde orantısızlık teşkil ettiğinden ve ayrıca aracın ayıpsız misli ile değişiminde imkansızlık olduğundan, davacı aracın ayıpsız misli ile değişimini talep edemeyeceğini 6502 sayılı yasanın 11/1 ve 11/3 maddesine göre; aracın misli ile değişim talebinin, "imkân varsa” ve "orantısız güçlükleri beraberinde getirmiyorsa" şartına bağlı olduğu, dolayısıyla aracın ayıpsız misli olmadığı durumda, davacının ayıpsız misli ile değişim talebinin yerine getirilmesinin imkansız olduğu ve yasal olarak mümkün olmadığının ortada olduğunu 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 227. maddesi uyarınca da; ayıpsız misli ile değişim seçimlik hakkını kullanabilmesi, "imkan varsa" şartına bağlandığını Alıcının...

    Çünkü kanunda yapılan düzenlemede seçimlik haklardan onarım ve malın yenisi ile değişim taleplerinin üreticiye (ithalatçıya) karşı kullanılabileceği kabul edilmiştir. Bu nedenle ayıplı mal nedeniyle satıcı sözleşme ilişkisi nedeniyle tüketiciye karşı seçimlik hakların tamamından (bedel iadesi, yenisi ile değişim, bedelde indirim, onarım ve tazminatlar) sorumludur. Üretici ve ithalatçı ise, sadece misli değişim ve onarım talep edilmesi durumunda, satıcı ile birlikte müteselsil sorumlu olur. Bu nedenlerle davalı T1 Tic....

    çalışmadığını, servis incelemesi sırasında aracın motorunun değişmesi gerektiğinin tespit edildiğini ve servis tarafından değişim gerçekleşerek aracın müvekkiline 05.10.2019 tarihinde teslim edildiğini, araçta önemli parçaların değişmesi ve yeni motor takılması sırasında meydana gelebilecek işçilik hataları ve muhtemel uyumsuzluklar sebebiyle sürekli arıza yaratacağı endişesi ile müvekkilinin 09.10.2019 tarihinde makul süre içerisinde davalı tarafa aracın iadesi ve misli ile değiştirilmesi için ihtarname gönderdiğini, aracın belli aralıklarla 9 kez servise gittiğini belirterek aracın misli ile değiştirilerek davalıya iadesine, bunun objektif imkansızlık durumunda araçta motor değişikliği nedeni ile uğranılan zarar ve değer kaybı için fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL değer kaybının dava tarihinden yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen malın ayıplı olmasından kaynaklanan misli ile değişim ve manevi tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, ilk derece mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; 22.03.2013 tarihinde davalı ......

      Davacı vekili aracın ayıplı olduğunu ve misli ile değiştirilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de araçtaki ayıbın yarattığı değer kaybı ve kullanım süresi göz önüne alındığında misli ile değişimin taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesine aykırı olacağı anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesinin bu gerekçelerle misli değişim yerine bilirkişilerce yapılan inceleme sonucu tespit edilen 1.913,80 TL değer kaybına hükmetmiş olması hukuka uygun olduğundan davacı vekilinin bu istinaf talebi yerinde değildir. Ancak mahkeme hakimi taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesini gözeterek taktiren misli ile değişim yerine değer kaybına hükmetmiş olduğundan davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin koşulları bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin vekalet ücreti yönünden yapmış olduğu istinaf haklı olduğundan davacının istinaf talebinin kısmen kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür....

      Davacı bu süreçte aracını kullanmaya devam ederken yaklaşık 2 hafta sonra da tekrar aynı arızanın meydana gelmesi üzerine 2. kez servise gittiğinde yine garanti kapsamında debriyaj seti, volan, izolasyon sacı değiştirmiş ise de artık aracın orijinal parçalarının değiştiği ve böylelikle sıfır araç alan davacının araçtan beklediği faydayı göremediği anlaşıldığından ilk arızanın ortaya çıkması üzerine servise götürüp kullanıcı hatası olmadığı ve imalat hatası olduğunun anlaşılması üzerine davacının değişim talebini noter ihtarı ile davalıya bildirmesi ile ayıpsız misli ile değişim seçimlik hakkını böylece kullanmıştır. 6502 sayılı yasa m.11 gereğince davacının ayıpsız misli ile değişim hakkı mevcut olup araçtaki arıza nedeni ile değişen parçaların esasa ve aracın değerine etkili nitelikte olduğundan mahkemesince misli değişim talebinin kabul edilmesi gerekirken reddedilmesi usul ve yasaya uygun olmamıştır....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle görev itirazlarının olduğunu, Dava Konusu Araçta İddia Edilen Arızaların Hiçbiri Üretim Kaynaklı Ayıp Olmayıp, Ufak Nitelikte ve Basit Bir Onarım İle Giderilmiş Olan Arızalar olduğunu, davacının, dava konusu araçta muhtelif zamanlarda arızalar verdiğini ve beklenen faydanın sağlanamadığından söz ettiğini, ancak, iddia edilen arızaları önemsiz nitelikte, kullanıcı kaynaklı ve kullanımı etkilemeyen ve ücretsiz onarım hakkı kullanılmak suretiyle giderilmiş olan arızalar olduğunu, bunun da ötesinde arızaların üretim kaynaklı mı yoksa kullanım kaynaklı mı olduğunun ayırt edilebileceği herhangi bir belge ya da bulgu mevcut olmadığı, bir aracın ayıplı olduğunun ve misli ile değişiminin veya bedel iadesinin talep edilmesi için, malın ayıplı olması, ayıbın önemli ve sürekli olması ve maldan yararlanmamanın süreklilik arz etmesi gerektiği, dolayısıyla, muhataba ait araç ile ilgili olarak, belirtilen koşullar var olmadığından muhatabın araç değişim...

      TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen malın ayıplı olmasından kaynaklanan misli ile değişim davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalıların istinaf dilekçelerinin HMK'nın 341/2, 346/1 ve 352/1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekilleri tarafından ayrı ayrı istenilmiş ise de, temyize konu edilen kararda dava değeri, duruşma sınırının altında olduğundan, duruşma istemlerinin miktar yönünden reddiyle, süresinde olduğu olduğu anlaşılan temyiz istemlerinin incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı...

        UYAP Entegrasyonu