İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, davaya konu 2017 model VFIRFB şasi numaralı 34 XX 388 plaka sayılı aracın ayıplı olduğunun tespiti ile davaya konu aracın aynı marka ve aynı model ayıpsız misli ile değiştirilmesine, davaya konu aracın takyidatlarından ari bir şekilde davalıya iadesine, değişim yükümlülüğünün iadeden sonra başlamasına, karar verilmiş, bu karara karşı davacı / davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ayıplı malın misli ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a karşı istinaf inceleme görevinin 18., 19. veya 46....
aksi yöndeki itirazlarına itibar edilemeyeceğini, davacı tarafın istinaf dilekçesinde, talebinin ayıpsız misli ile değişim olduğunu, aracın ayıplı olduğunun tespit edildiğini, davada da talebinin ayıpsız misli ile değişim olduğunu ve bu talebinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu iddia ettiğini, ancak davacının bu itirazının gerek TKHK gereği tüketici ile diğer taraf arasındaki hak ve menfaat ilişkisinin korunmasına dair yüksek mahkemenin yerleşmiş içtihatlarına gerekse Türk Borçlar Kanunu’ndaki düzenlemelere aykırılık teşkil ettiğinden kabulünün mümkün olmadığını, yerel mahkemenin de isabetle tespit ettiği üzere tüketicinin seçimlik haklarını kullandığı bir uyuşmazlıkta hâkimin, somut olayın değerlendirilmesi neticesinde tüketicinin talebi ile satıcı ve ithalatçının menfaatleri arasında orantısızlık yaratmadan ücretsiz onarım veya bedelde indirim yönünde karar verebileceğini, Hâkimin sırf davacının talepleri ayıpsız misli ile değişim veya bedel iadesi olduğu için bunlardan birine...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/10/2021 NUMARASI : 2021/21 ESAS - 2021/300 KARAR DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalılar Doğuş Oto AŞ ve Kayadibi Oto Ltd.Şti vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesi uyarınca dosya incelendi....
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece dava konusu otomobilin ayıplı olduğu kabulü yapılmış ve ancak ücretsiz değişim talebinin hakkaniyete ve iyi niyet kurallarına uygun düşmeyeceği değerlendirilmesi yapılmak suretiyle aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebinin reddi ile 4.000,00.-TL değer kaybı şeklinde oluşan maddi zararın tazmini hüküm altına alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece bu şekilde; hakimin takdiri ile davacının talebi hakkaniyet gereği değiştirilmek suretiyle kabul edilmiş olması nedeniyle davacı taraf aleyhine bu nedenle vekalet ücretine hükmedilemez. Bu nedenle mahkemece davacının bu talebine ilişkin olarak takdir hakkı kullanılmak suretiyle ulaşılan sonuç nedeniyle davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
den 06/12/2013 tarihinde 2013 model Nissan marka aracı 67.250 TL bedel karşılığında satın aldığını, aracın ilk kez 14/01/2014 tarihinde olmak üzere bir yıl içinde 5 kere aküden kaynaklanan sebeplerle yolda kaldığını, yetkili servis tarafından arızanın tespit edilip giderilemediğini, ayıpsız misli ile değişim talebinin reddedildiğini, ileri sürerek aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine olmazsa 67.250 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar aracın ayıplı olmadığını yetkili servisin araçta kaçak, akü şarj sisteminde bir sorun tespit edemediklerini ileri sürerek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalılar tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalıların istinaf başvurusu bölge adliye mahkemesince esastan reddedilmesi ile hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava satım konusu ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesine ilişkindir....
Dava konusu araçta bilirkişilerce tespit edilen sorununun üretim hatasından kaynaklandığı, araçta kullanıcı hatasından kaynaklanan bir sorunun bulunmadığı, aracın ayıplı halde davacıya satıldığı anlaşılmaktadır (TKHK md. 8). Bu durumda, davacı ayıplı araç satışı nedeniyle seçimlik haklarından aracın ayıpsız misli ile değişimini davalı ithalatçıdan isteyebilir (TKHK md. 11/1- ç/2). Dosya kapsamı, yerel mahkeme gerekçesi ve özellikle mahkeme ve taraf denetimine elverişli bilirkişi raporunda davacının yeni olarak satın aldığı araçtaki kapının satın alma tarihinden önce değişmiş olduğu şeklindeki tespit dikkate alındığında bu haliyle davacının, "0" km zannıyla satın aldığı araçtaki mevcut ayıbı bilerek ayıplı aracı kullanmaya ve kabul etmeye zorlanamayacağı, araç üzerinde hasar, takyidat ve mahrumiyet kaydı bulunmadığı da göz önüne alınarak davada aracın ayıpsız misli ile değişimi şartlarının oluştuğu anlaşılmıştır....
Bölge adliye mahkemesince; araçtaki arıza nedeni ile değişen parçaların esasa ve aracın değerine etkili nitelikte oldukları, 6502 sayılı Kanun'un 11. maddesi uyarınca tüketicinin seçimlik haklarından biri olan satılanın ayıpsız misli ile değişim hakkının yasal şartlarının oluştuğu gerekçesiyle; davacının istinaf talebinin kabulüne ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulü ile dava konusu aracın aynı mahiyette sıfır km misli ile değiştirilmesine, maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 11/1. maddesinde; malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK'nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı ayıpsız misli ile değişim, olmadığı takdirde satış bedelinin faiziyle birlikte tahsili istemlidir....
de kabul ettiğini; bu süreçte aracın 5- 6 ay süre ile serviste hareketsiz kaldığını; aracın uzun süre hareketsiz kalmasından kaynaklı lastik bilyeleri ve motor aksamındaki hareketli mekanizmalarından ses gelmeye başladığını; ancak bu durumun servis tarafından üstlenilmediğini; davacının 2015 yılı revizyon bakımı sonrası sorunların tekrarlanması, 2017 yılı servis sonrası aynı arızanın tekrar etmesi, 2017 yılı motor değişimi teklifi ve 2018 yılı aynı arıza sonrası aracın yenisi ile değiştirilmesi yönünde (4) kez talepte bulunulduğunu; ancak bu talebin şirket tarafından çeşitli ikna çabaları ile geri çevrildiğini ve hatta davacıdan (2) defa da parça ücreti talep edildiğini; davalıların davacıya sattıkları aracın ayıplı mal olduğunu ve gizli bir ayıp olduğunu; tüm bu nedenlerle ayıplı çıkan aracın misli yenisi ile değiştirilerek iadesini, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı araçtaki üretim hatasından kaynaklı gizli ayıbı 01/07/2015 tarihinde aracı yetkili servise bırakması ile öğrenmiş ve 07/08/2015 tarihli ihtarname ile TBK 227 md gereğince bozucu inşai seçimlik hakkını kullanmış, davalı satıcıya 12/08/2015 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile aracın 0 misli ile değiştirilmesini istemiş, alıcı verilen 3 günlük süre içinde değişimi yapmamış ve temerrüde düşmüştür. Davacı dava dilekçesinde " ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, mümkün olmadığı takdirde sözleşmenin iptali ile sözleşme bedelinin iadesi " istediğini açıklamıştır. Ancak 12/11/2019 tarihli celsede davacı vekili seçimlik hakkını aracın 0 km misli ile değiştirilmesi olarak kullandıklarını açıklamıştır. Mahkememizce Yargıtay 13 HD nin 2015/33130- 2017/12193 sayılı ve 06/12/2017 tarihli kararı dikkate alınarak bu açıklama gereğince hüküm kurulmuştur....