Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

değer düşüklüğü olup olmayacağı belli olmadığından tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

Davacı vekili katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesiyle, hüküm altına alınan alacağa avans faizi işletilmesi gerekirken yasal faiz uygulanmasının hatalı olduğu, Müvekkilinin marka değerinin sektörde itibar kaybetmesi nedeniyle manevi tazminatın karar altına alınması gerekirken reddedilmesinin hukuka ve yerleşik içtihatlara aykırı olduğunu belirterek manevi tazminatın reddine ilişkin kararının kaldırılarak manevi tazminatın da kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, satıma konu ürünlerin ayıplı olduğu iddiasıyla uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda yazılı gerekçeyle maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminatın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

Davacı vekili katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesiyle, hüküm altına alınan alacağa avans faizi işletilmesi gerekirken yasal faiz uygulanmasının hatalı olduğu, Müvekkilinin marka değerinin sektörde itibar kaybetmesi nedeniyle manevi tazminatın karar altına alınması gerekirken reddedilmesinin hukuka ve yerleşik içtihatlara aykırı olduğunu belirterek manevi tazminatın reddine ilişkin kararının kaldırılarak manevi tazminatın da kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, satıma konu ürünlerin ayıplı olduğu iddiasıyla uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda yazılı gerekçeyle maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminatın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

    Davalının ayıplı hizmetinden sunduğu alınan bilirkişi raporlarında sabit olduğundan davalı tanığının beyanlarına itibar edilmemiş alınan raporların bilimsel haiz hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşıldığından davanın 70.000 TL maddi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davacının manevi tazminat talebi yönünde yapılan değerlendirmede ise, bilindiği gibi manevi tazminat yaşanan olaydan dolayı kişilerin kişilik haklarına ve olaydan duyduğu elem ve ızdırabın bir nebze olsun dindirmek için karşı taraftan bir miktar ödence karşılığı istenen paradan ibaret olduğu, ayrıca manevi tazminat için mağdurun kişilik haklarına yönelmiş bir saldırının olması şartlardan birisi olduğu, somut olayda eksik iş nedeniyle davacının kişilik haklarının zedelendiği ve bununla ilgili olarak elem ve ızdırap duyduğuna ilişkin dosya kapsamına göre delil elde edilemediğinden şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

    (2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz. (3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır....

    Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz." 6502 sayılı Kanunun 11. maddesinde tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiş olup, buna göre; "Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda; tüketici, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir....

    Yukarıda açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesi'nce maddi tazminat davası yönünden verilen kararın 6100 Sayılı HMK'nun 341/2 maddesi uyarınca kesin nitelikte olması nedeniyle davacı vekilinin maddi tazminat davasına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 341/2 maddesi gereğince usulden reddine, manevi tazminat talebinin reddi kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle bu talebe yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Yukarıda açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesi'nce maddi tazminat davası yönünden verilen kararın 6100 Sayılı HMK'nun 341/2 maddesi uyarınca kesin nitelikte olması nedeniyle davacı vekilinin maddi tazminat davasına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 341/2 maddesi gereğince usulden reddine, manevi tazminat talebinin reddi kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle bu talebe yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Alıcının, malın ayıplı olduğunu bilmiyor olması gerekmektedir. Gizli ayıplarda, alıcının malın ayıplı olduğunu bilmesi mümkün değildir. Olağan gözden geçirme, malın alınırken kabaca gözden geçirilmesidir. İlk bakışta görülebilecek olan ayıplar mevcutsa, satıcının ayrıca bunu üstlenmesine gerek yoktur. Bu gibi durumlarda, sorumluluk aranmaz. d) Ayıptan sorumluluk sözleşme ile kaldırılmıyor olmalıdır e) Alıcı ayıbı kabul etmemiş olmalıdır f) Alıcı ayıptan doğan sorumluluk hükümlerinden yararlanabilmek için kanunun kendisine yüklediği külfetleri yerine getirmiş olmalıdır Alıcıya kanunen yüklenen külfetler, satılanı gözden geçirme ve varlığı iddia edilen ayıpları satıcıya bildirme külfetleridir. Alıcı, satın aldığı malı gözden geçirmek ve herhangi bir ayıp halinde de bunu satıcıya bildirmek zorundadır . Bu zorunluluklar TBK. m. 223’te düzenlenmiştir....

        HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ : Dava, satın alınan malın ayıplı olması nedeniyle 73.500TL bedel (ayıp oranında bedel indirimi) isteminden ibarettir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Somut uyuşmazlık davalı kurumca yapılan ihaleye dayalı olarak satın alınan malın ayıplı olduğu iddiasından kaynaklanmakta olup dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibariyle ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir....

        UYAP Entegrasyonu