Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafça yapılan ayıplı mal teslimi anına kadar geçen süredeki fatura tutarlarının düzenli olarak davacı tarafa ödendiğini, takibe dayanak yapılan faturalardan 16.06.2012 tarih,.... nolu ve 34.200 Euro bedelli faturanın karşılığının çek ile fazlasıyla davacı tarafa ödendiğini, karşılığı ödenen faturanın tekrar icra takibine konu yapıldığını, 09.06.2012 tarih....numaralı 34.200 Euro bedelli fatura ile talep edilen alacak tutarının ise bu fatura konusu malların ayıplı olması, ödeme emrinin tebliği tarihinde malların gerçek değerinin ne olabileceğinin belli olmaması ve söz konusu olacak tutardan müvekkili şirkete yapılan ayıplı mal teslimine bağlı uğranılan maddi-manevi zararların mahsubu neticesinde alacaklı duruma geçeceği nedeni ile yargılamayı gerektirdiğinden takibin bu kısmına haklı olarak itiraz edildiğini, davacının ayıplı mal teslimi nedeniyle müvekkilinin gerek maddi gerekse manevi zararlarının bulunduğunu savunarak...

    - K A R A R - Davacı vekili; taraflar arasında yapılan 31.10.2011 tarihli İthal Kömür Satış Sözleşmesi uyarınca müvekkilinin 150 ton kömür satın almak için davalıya toplam 55.000-TL'lik çekleri verdiğini, ancak davalının henüz 86.70 ton kömür teslimi yaptığını ve teslim edilen kömürlerin ayıplı olması nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek, ayıplı malın davalı tarafça ayıpsız misli ile değiştirilmesini, davalının ayıplı malı değiştirmeyip sözleşmeyi feshetmesi halinde ise ödenmiş olan 40.000-TL'lik çek bedelinin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline, davalıya verilmiş ve henüz ödenmemiş 15.000-TL' lik çekin iptaline ve ayıplı mal satışı nedeniyle müvekkilinin uğradığı 5.000-TL manevi zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... Tic....

        TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 16/09/2021 NUMARASI : 2021/200 Esas - 2021/513 Karar DAVA KONUSU : Malın Ayıplı Olması KARAR : KAYSERİ 2....

        Her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de davaya ilişkin harç yalnızca maddi tazminat bedeli miktarınca yatırılmış olup, manevi tazminat talepleri harçlandırılmadığından bu hususta açılmış bir dava bulunmadığı varsayılarak davalı lehine manevi tazminata ilişkin ayrıca vekalet ücret takdirine yer olmadığına karar verilmiştir....

          Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamada eksik ve ayıplı işlerin dava tarihi itibariyle serbest piyasa bedelleri de gözönünde tutularak hesaplanması sebebiyle denetime elverişli ve gerekçeli rapor esas alınarak eksik ve ayıplı iş bedeline hükmedilmesinde aykırılık bulunmadığından davalının bu yönlü istinafı yerinde değildir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde yerel mahkemenin, tahsiline karar verilen ayıp giderim bedeline ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede; satılanın ayıplı olması malvarlığı zararı dışında davacının kişilik hakkına haksız saldırı da teşkil etmemektedir....

          A.Ş. aleyhine 06.09.2004 gününde verilen dilekçe ile ayıplı malın iadesi ve tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.03.2008 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, ayıplı malın satışı nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, ayıplı mal bedeli ile birlikte davacı yararına manevi tazminat takdir edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur....

            Söz konusu aracın tramer kaydının bulunmadığı ile araçta ayıbın mevcut olduğu yönündeki bilirkişi raporu kapsamında, davacı, davasının maddi tazminat ve manevi tazminat talebine ilişkin olarak ıslah etmiş olmakla, araçtaki ayıp dolayısıyla söz konusu ayıbın giderilmesine ilişkin maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin ise söz konusu davanın ayıplı araç satışına ilişkin olması, manevi tazminatın, kişinin bedensel bütünlüğünün veya kişilik haklarının zedelenmesi hallerinde hükmedilebilecek bir tazminat niteliğinde olması nedeniyle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Satış sözleşmesinin tarafı olmayan davalı ... Şirketinin araçtaki ayıptan sorumlu tutulması mümkün olmamakla, ilgili satış işleminin tarafı olduğuna dair dosyada delil de bulunmadığından, bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir....

              olduğunu ileri sürerek; ayıplı aracın ayıpsız misli ile değişimine ve 5.000 TL manevi tazminat ile delil tespiti masrafı için ödenen 1.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; yargılama sırasında, tüketicinin harçtan ... olduğu, talebinin misli ile değişime ilişkin olduğu, davayı açarken kısmi bir değer belirtildiğinden dava değerini aracın değeri olan 229.834,50 TL'ye ıslah ettiğini bildirmiştir....

                Davacı vekili ayrıca manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. ve 58. maddeleri gereğince kişisel değerlere saldırı ve bedensel bütünlüğünün zedelenmesi halinde manevi tazminata hükmedilebilmesi için; a) Kişilik haklarına saldırının bulunması gerekir. b) Saldırının hukuka aykırı olması gerekir. c) Kişinin haksız olan eylemden dolayı manevi zarara uğramış olması gerekir. Kişilik haklarına saldırı teşkil eden eylem, kişide elem ve üzüntü oluşturmamış, manevi olarak kişinin dünyasında herhangi bir etki yaratmamış ise yine manevi tazminattan bahsedilemez. Bu üç şartın bir arada olması halinde kişinin kişilik haklarına haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat sorumluluğu doğabilecektir....

                UYAP Entegrasyonu