Hukuk Dairesinin 25.02.2020 tarihli ve 2019/2086 E., 2020/2696 K. sayılı kararı ile; “…Dosyanın incelenmesinde; Bölge Adliye Mahkemesince dava konusu otomobilin iadesi yönünde Türk Borçlar Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekeceği ve bu hükmün ayıplı malın bedelinin iadesi sırasında uygulanmasının zorunlu olduğu, ayıp nedeniyle tüketici sözleşmeye konu malı geri verirken satıcının da aynı zamanda satış bedelini iade etmesi gerektiği, aksi halde TBK'nın 97. maddesi uyarınca ödemezlik def'inde bulunulabileceği, bu nedenle sözleşmeden dönme halinde birlikte ifa kuralı geçerli olduğundan birlikte ifa kuralı gereği mal bedelinin davacıya iadesine karar verilirken aynı zamanda ayıplı malın davalı-satıcıya iadesi yönünde de hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de,...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 16.02.2022 tarihli ve 2022/311 E., 2022/346 K. sayılı kararıyla; davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun ayıba karşı sorumlulukta satıcı kavramının ayıplı ürünü üreten kişiyi de kapsadığı, üreticinin de satıcı ile birlikte ayıba karşı müteselsilen sorumlu olduğu, bu itibarla davalı Tümosan Motor ve Traktör Sanayi A.Ş.'nin de diğer davalı ile birlikte ayıplı traktörün bedel iadesinden davacıya karşı sorumlu olacağı gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile dava konusu aracın tüm takyidatlarından arındırılarak davalılara iadesi ile ayıplı mal bedeli olan 112.000 TL'nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ayıplı aracın davalı tarafa teslimi tarihinden itibaren başlamak üzere işbu ayıplı mal bedeline yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İş bu dava; ticari satımdan kaynaklı emtianın ayıplı olması nedeniyle TBK 227/1 ve 229 uyarınca sözleşmeden dönerek satış bedelinin iadesi talebine ilişkindir.Somut olayda davacı taraf, davalı taraftan aldığı malzemelerin ayıplı olması sebebiyle sözleşmeden dönerek ürün bedelini talep etmiştir. Tarafların tacir olup, uyuşmazlığın ise ticari nitelikteki satım sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle olaya Borçlar Kanunu (BK) ve Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Borçlar Kanunu’nun satım sözleşmesine dair hükümlerinin esasen tacirler arasında yapılan satım sözleşmelerine de uygulanması benimsenmiştir. Bununla birlikte satım sözleşmesinde malın ayıplı olması halinde özel hükümler öngörülmüştür (TTK m. 23/c). Dolayısıyla tacirler arası satım sözleşmelerine Borçlar Kanunu hükümleri ile birlikte TTK m. 23 hükmü de uygulanacaktır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacının davalıdan satın aldığı kamyonun ayıplı olduğu iddiası ile değiştirilmesi veya bedel iadesi talebine ilişkindir. Davacı tarafından davalılara gönderilen 24/01/2019 tarihli ihtarnamede aracın özellikle egzos şamandıra, ve manifoltunda ve elektrik aksamında sürekli arıza olduğunu yapılan tamirlere rağmen düzelmediği bu halin kronik bir problem olarak kaldığı belirtilerek bu nedenle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi isteğinde bulunduğu ihtar edilmiştir....
TBK'nın 227. maddesinde ise satılanın ayıplı olması halinde alıcının seçimlik hakları; "satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme" olarak belirlenmiştir....
Tüm dosya kapsamına göre, bilirkişi raporuna göre dava konusu makinelerin üretim hatalı olduğu, davacı tarafından ayıp nedeniyle bedel iadesi istediği de dikkate alındığında, davacının sözleşmeden dönme hakkını kullandığı ve bu durumda doğan menfi zararının tazmini talep edebileceği, davacının talep ettiği makinelerin ayıplı çıkması nedeniyle çamaşır yıkama hizmetini dışarıdan alması nedeniyle ödediği bedelin sözleşme kurulmasaydı da ödeyebileceği bir bedel olduğu müspet zarar olduğu, müspet zararların sözleşmenin ayakta tutulduğu durumlarda istenebileceği dolayısıyla ödenen miktarın tazminini talep edemeyeceği kanaatiyle istinaf isteminin HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
(2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir." hükmüne yer verilmiş olup, davacı sözleşmeden dönme ve bedel iadesine ilişkin seçimlik hakkı kullanmıştır. Mahkemece, denetime açık ve tarafların iddia ve savunmalarını karşılar nitelikte olduğu anlaşılan bilirkişi kök ve ek rapora itibar edilerek, araçtaki ayıbın gizli ayıplı olduğu saptanıp davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesine ilişkin seçimlik hakkına üstünlük tanınıp özellikle ayıplı aracın davacıdan kaynaklı her türlü takyidattan ari şekilde teslim edileceği açık olup davanın bu suretle kabulüne karar verilmiş olmasında, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı istinaf talebinde haklı değildir....
Davalı davanın reddini dilemiş, Mahkemece, aracın ayıplı olduğu kabul edilerek aracın boyanması için gereli olan masraf ile değer kaybının tahsiline karar verilmiştir. 4822 Sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK.nun 4/2 maddesi gereğince malın ayıplı çıkması halinde tüketici, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Tüketici, bu seçimlik haklarından birini kullanabilecektir. Aynı şekilde tüketici bu haklarından birini kullandığını belirterek dava açabilecektir. Davacı dava dilekçesinde öncelikle aracın değiştirilmesini, mümkün olmazsa bedel iadesini talep etmiştir. Mahkemece, davacıya hangi seçimlik hakkı kullandığı sorularak, talebinin tekbir seçimlik hakka hasredilmesinden sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şeklide karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Maddesi gereğince seçim hakkını kullanarak öncelikle malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi bunun mümkün olmadığı durumda sözleşmeden dönme hakkını kullanarak ayıplı malın satış bedeli olan 80.481,50 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesini dava ve talep etmiştir....
Mahkemece dava konusu olayın niteliğine uygun, konusunda uzman bilirkişiden alınan, hüküm kurmaya, taraf ve istinaf denetimine elverişli bilirkişi raporuna göre; dava konusu mobilyaların bir kısım parçalarının ayıplı olduğu, 6502 Sayılı Kanun'un 10/1 maddesi gereğince, varlığı bilirkişi raporuyla da sübut bulan ayıp, malın teslim tarihinden itibaren altı ay içerisinde ortaya çıkmış olmakla, teslim tarihinde de varlığının, dolayısıyla malın imalattan kaynaklı ayıplı olduğunun kabulünün gerektiği, aksinin de davalı tarafından ispat edilemediği, koltuk takımının takım bütünlüğü oluşturduğu ve yalnızca ayıplı parçaların iadesi halinde takım bütünlüğünün bozulacağı, davacının 6502 Sayılı Kanun'un 11. maddesi gereğince sözleşmeden dönme ve bedel iadesi seçimlik hakkını kullanabileceği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, bilirkişi raporuna dayalı olarak davanın kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır....