Dava, devre tatil sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesi isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesince bedel iadesi yönünden, 4077 sayılı Kanun'dan ve 6502 sayılı Kanun'un 50.maddesindeki devre tatile ilişkin hükümlerden bahsedilerek "davacının dava açmakla sözleşmeyi feshettiği davalının dava dilekçesinin 25.01.2016 tarihinde tebliği ile davacının fesih iradesinden haberdar olduğu, bunun üzerine 6502 sayılı Yasanın 50/9 maddesi gereğince 90 gün içinde sözleşme nedeniyle ödenen bedeli iade ettiği, sözleşme nedeniyle ödenen bedel yönünden davanın bu vesile ile konusuz kaldığı, bu nedenle faiz talebinin yerinde olmadığı," gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına; maddi tazminat talebi yönünden ise "davacının zarar iddiasını ispatlaması gerektiği uğradığı muhtemel zararları talep edemeyeceği, zararını kanıtlar somut bir delil sunmadığı" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; sözleşmenin süresinin 12. maddede imza tarihinden itibaren 5 yıl olarak belirlendiği, sözleşmenin 01/02/2017 tarihinde kendiliğinden sona erdiği, sözleşmenin feshi başlığı altında düzenlenen 15. maddenin b bendinde; bayinin ...'in feshi ihbarında tayin edeceği müddet içinde kendisine ariyet olarak verilmiş malzemeleri teslim aldığı gibi mükemmel bir şekilde ...'e iade ve teslim ile mükellef olduğu, teslimin gecikmesi halinde ...'in her türlü kanun yollarına başvuracağı gibi bayinin geciken her gün için ...'e cezai şart olarak 1.000-USD ödemeyi kabul ve taaahüt ettiğinin belirtildiği, sözleşmenin süre bitimi ile kendiliğinden sona erdiği, sözleşmenin bu maddesi sözleşmenin feshi halinde uygulanacak bir madde olduğu gibi, ayrıca ilgili maddede ...'...
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ : Davacı vekili 25/08/2021 tarihli istinaf dilekçesinde; mahkemece satış sözleşmesinin satıcı lehine yorumlandığını, aracın orijinal olduğu ve kilometresinin oynanmadığı bilgisinin verildiğini, aracın taksi çıkması ve kilometresi ile oynandığı hususunda bir bilgi verilmediğini, satıcının ayıbı bilip bilmemesinin önemi olmadığını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve bedel iadesi talepli davadır....
Maddesi gereği dava konusu ürünlerin AYIPLI OLDUĞUNUN TESPİTİNE, 3- 6502 sy. 11. Maddesi gereği davacının tercih hakkına göre sözleşmenin feshi ile ödemiş olduğu 6.900,00- TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 4- Ayıplı ürünlerin davalı satıcıya iadesine, 5- Davacının manevi tazminat talebinin REDDİNE, .." kararı verilmiştir. Karar süresinde davalı Doğtaş Kelebek Mob. San Ve Tic. A.Ş. vekilince istinaf edilmiştir. Davalı Doğtaş Kelebek Mob. San Ve Tic....
Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19.03.2013 gün ve 2011/612-2013/123 sayılı hükmü onayan Dairemizin ... gün ve ... sayılı ilamı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen iş bedelinin iadesi amacıyla girişilen icra takibine vâki itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın onanmasına dair Dairemiz ilâmının kaldırılması ve mahalli mahkemesince verilen hükmün bozulması istemiyle davacı iş sahibi şirket vekilince bu kez karar düzeltme yoluna başvurulmuş, dosya yeniden incelenmiştir. 1-Yargıtay ilâmında belirtilen gerektirici nedenler karşısında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü...
Taşınmaz devrini içeren sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılması geçersiz ise de, tapu devri ile geçersiz olan sözleşmenin geçerlilik kazanmış ve taraflarca sözleşmenin geçersizliği savunulmamıştır. O halde, sözleşmenin feshinin koşullarının anlaşılması halinde davacı üzerinde yer alan tapunun feshin doğal sonucu olarak davalıya iadesi gerekecektir. Tapusu iade edilecek taşınmaz Yalova ilinde yer almaktadır. Taşınmazın aynına ilişkin davalarda 6100 sayılı HMK 12/1. maddesi uyarınca kesin yetki kuralı geçerlidir.(Emsal Yargıtay 13 HD si 2019/2148 E. 2019/1700 K.) Her ne kadar; Yargıtay 5....
Davalı vekili 04/03/2021 tarihli istinaf dilekçesinde; zorunlu dava şartı olan arabuluculuk sürecinin tamamlanmadan karar verildiğini, taşınmazın %75 oranında tamamlanmış olmasına rağmen sözleşmenin tümden geçersiz olacak şekilde değerlendirilmesinin kabul edilemeyeceğini, taşınmazın tapu devrinin 17/08/2018 tarihinde yapıldığını, bu tarihten dava tarihine kadar herhangi bir ihtar ve ihbarda bulunulmadığını, devri yapılan taşınmazdaki ayıpların gizli ayıp niteliğinde olmadığını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi, bedel iadesi ve cezai şart alacağı tahsiline ilişkindir. İlk derece mahkemesince, sözleşmenin feshi ve bedel iadesi talebinin kabulüne, cezai şart alacağı talebinin reddine karar verilmiş, karar taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl davada sözleşmenin feshi nedeniyle menfi tespit, istirdat ve zarar tazmini, birleşen davada sözleşmenin tasfiyesi ve iadesi, bedel davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm asıl davada davacı birleşen davada davalı vekilince duruşmasız, asıl davada davalı birleşen davada davacı vekilince duruşmalı temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. 14.12.2022 gününde duruşmalı temyiz talebinde bulunan asıl davada davalı - birleşen davada davacı vekili Avukat ... ile temyiz talebinde bulunan asıl davada davacı - birleşen davada davalı vekili Avukat ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Dava, devre tatil sözleşmesinden kaynaklı sözleşmeni feshi ve ödenen bedelin iadesi isteğine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince bedel iadesi yönünden, 4077 sayılı Kanun'dan ve 6502 sayılı Kanun'nun 50.maddesindeki devre tatile ilişkin hükümlerden bahsedilerek" davacının dava açmakla sözleşmeyi feshettiği davalının dava dilekçesinin 25.01.2016 tarihinde tebliği ile davacının fesih iradesinden haberdar olduğu, bunun üzerine 6502 sayılı Yasanın 50/9 maddesi gereğince 90 gün içinde sözleşme nedeniyle ödenen bedeli iade ettiği, sözleşme nedeniyle ödenen bedel yönünden davanın bu vesile ile konusuz kaldığı, bu nedenle faiz talebinin yerinde olmadığı," gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına; maddi tazminat talebi yönünden ise " davacının zarar iddiasını ispatlaması gerektiği uğradığı muhtemel zararları talep edemeyeceği, zararını kanıtlar somut bir delil sunmadığı " gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
tarihinde tebliğ edildiği, ihtarname tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük satın alma opsiyon hakkını kullanma ve kiralananın mülkiyetini devralma süresi bitim tarihinin ve sözleşme fesih tarihinin 07.12.2020 tarihi olduğunu, dolayısıyla Sözleşmenin feshi ile satın alma opsiyon hakkı kullanılmayan finansal kiralamaya konu malların iade edilmesi ile tüm finansal kiralama borçlarının ödeme süresinin de 07.12.2020 tarihinde dolduğunu, davacı yanın talep ettiği Finansal Kiralama Sözleşmesine ve finansal kiralamaya konu malların iadesi, aynen teslimi ve iadesi mümkün olmayan mal bedelinin tahsiliyle ilgili kararların mahkemenin takdirinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir....