Ayıplı mal sebebiyle tüketicinin seçimlik hakları aynı yasanın 11.maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre;"(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. (3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....
Ayıplı mal sebebiyle tüketicinin seçimlik hakları aynı yasanın 11.maddesinde düzenlenmiş olmakla,buna göre:"(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,ç)İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. (3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....
Mahkemece, sözleşmedeki edimler arasında dengeyi bozmayan ve ihaleden sonra meydana gelen iş güvenliği yönetmeliğindeki değişiklikten kaynaklanan, sonradan oluşan iş güvenliği malzemeleri kalemlerine ilişkin davacı tarafça yapıldığı iddia edilen masraf ve giderlerin, ihale kapsamında teklif edilen ve davacı tarafça da kabul edilen fiyat içerisinde telakki edilmesi gerektiği, bu bedelden sözleşme ve teknik şartname hükümlerine göre, davacının sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 05.06.2014 tarih ve 640 E., 4368 K. sayılı kararıyla onanmıştır. Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....
ISLAH: Davacı vekili 22/06/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile; ayıplı olarak satılan aracın misli ile değiştirilmesine, misli ile değiştirilmesi mümkün değilse alım bedelinin satım tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili taleplerini ıslah ederek "aracı alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim" seçimlik hakkımız yönünden karar verilmesini ve bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde 44.000,00 TL tutarında bedelde indirim yapılmasına karar verilmesini, TBK 227/II hükmü gereğince davamızı ıslah ederek fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla ve sonradan arttırılmak üzere 1000 TL maddi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu haklar; sözleşmeden dönme, ayıp oranında bedelden indirim ya da ücretsiz onarım isteme hakları ile genel hükümlere göre tazminat isteme hakkıdır. Bunlarda ilk üçü, yani dönme, bedelden indirim ve ücretsiz onarım isteme hakları seçimlik haktır. Tazminat isteme hakkı ise, iş sahibinin zarar görmesi şartıyla her üç seçimlik hakla birlikte istenebilir. Bu haklar sınırlı olarak sayılmış olduğu için bunlar genişletilemez. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def'i olarak ileri sürebilir....
Mahkemece yukarıda izah edildiği üzere davacı tüketicinin özellikle ayıp oranında bedelden indirim hakkı yönünden hakime verilen takdir hakkına ilişkin gerekçeye de yer verilmemiştir....
Davalı tarafça da eser kabul edilip, fatura bedelinin büyük bir kısmı ödenmiş olmakla; davalının ancak bedelden indirim isteyebileceği kabul edilmiştir. Nitekim, davalı taraf cevap dilekçesinde ayıp ve eksiklik nedeniyle bakiye alacağın ödenmediğini beyan etmiştir....
ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3.HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1011 KARAR NO : 2023/1013 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KAŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/01/2022 NUMARASI : 2021/229 ESAS - 2022/55 KARAR DAVA KONUSU : AYIPLI MALIN AYIPSIZ MİSLİYLE DEĞİŞTİRİLMESİ KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı aleyhine davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin veteriner hekim olduğunu, taraflar arasında 01.06.2020 tarihli satım sözleşmesinin gerçekleştiğini, müvekkilinin davalı firmadan 18.05.2020 tarihinde röntgen cihazı satın aldığını, cihazın 1 yıl parça dahil garantili olarak satıldığını, cihazın 1 ay sonra optik okuyucusu kırıldığı için çalışamaz duruma geldiğini, 19.08.2020 tarihinde davalı şirkete...
Ancak; Kamulaştırma Kanununun 11/1-ı maddesinde belirtilen hususun objektif değer azaltıcı unsur olarak kabul edilmesi ve takdir edilen bedelden belirli bir oranda indirim yapılabilmesi için, taşınmaz üzerindeki binanın kat mülkiyetine tabi ve farklı kişilere ait olması gerekir. Dava konusu taşınmaz üzerindeki yurt binasında kat mülkiyeti kurulu olmadığı gibi, binanın tamamı davalı idareye aittir. Bu nedenle zemin bedelinden bina nedeniyle indirim yapılmaması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 20.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece alınan ilk bilirkişi raporunda tekne bedeli 15.000,00 TL ikinci raporda ise; 20.000,00 TL olarak belirlenmiş, iki rapor ortalama fiyatından davacının teknenin akibetini sormadığı ve bu yüzden kusurlu olduğu kabul edilerek belirli bir indirim yapılarak sonuca varılmıştır. Oysa HUMK’nın 275. maddesi uyarınca mahkeme çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verebilir ise de, hakimin kendiliğinden bilirkişi raporlarını telif ederek sonuca varması mümkün değildir. Davadan önce alınan tespit raporunda tekne değeri 45.000,00 TL olarak belirlenmiş olup alınan son rapor iki rapor arasındaki çelişkiyi giderecek nitelikte olduğundan tekne bedeli 20.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, mahkemece kendi takdirine dayalı olarak bedel tespit edilmesi ve bu bedelden davacının kusuru ispatlanmadığı halde yeniden indirim cihetine gidilerek sonuca varılması doğru olmadığından karar bozulmalıdır....