sayılı dosyası ile borcun ifasına izin, müdahalenin men-i, cebri tescil ve alacak davası açıldığını, davanın kabulüne karar verildiğini, inşaatta gizli ayıp olduğunu binalarda oturan kişilerin tehlike içinde olduklarını ileri sürerek, yargılamanın iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşmenin feshi davasının 1999 yılı içinde kesinleştiğini, HMK'nın 377. maddesi uyarınca davanın reddi gerektiğini, davacının kendisine isabet eden dairelerin tümünü sattığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının yargılama iadesi talep ettiği, ,,, 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1998/948 E., 1999/260 K. sayılı hükmün Yargıtay denetiminden geçip 12.04.2000 tarihinde kesinleştiği, HMK'nın 377/1. maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi davasının 10 yıl içinde açılması gerektiği nedeniyle, süre yönünden davacının talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Davalı, derslere başlayan davacının haklı sebep yok iken derslere devam etmediğini sözleşmenin tek taraflı feshi ve bedelin iadesi talebinin mevzuata aykırı olduğunu, sözleşmede esaslı unsurların bulunduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle sözleşmenin feshine, senedin iptaline ödenen 2.250 YT.nın dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş olup, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Bir davada, tarafların ileri sürdükleri vakıalara uygulanacak hukuk kaidelerini bulmak ve uygulamak HUMK.nun 76. maddesi gereğince doğrudan hakimin görevidir. Taraflar arasındaki ihtilafın 625 sayılı özel öğretim kurumları kanunu ile bu kanuna göre çıkartılan özel öğretim Kurumları Yönetmeliği ve Özel Öğretim Kurumlarında Öğrenci Ücretlerinin tesbit ve tahsiline dair yönetmelik hükümlerine göre çözümü gerekmektedir....
tarihli ve 330.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun işin haklı nedenle feshedilmesi üzerine irad kaydedildiğini, bu bedel için sözleşmenin 47. maddesi uyarınca güncelleme yapıldığını, güncelleme nedeniyle doğan 18.173,43 TL'den anılan madde uyarınca davalı yüklenicinin sorumlu olduğunu, ayrıca aynı iş için ikinci kez ihale yapılması nedeniyle 1.800,00 TL masraf yapıldığını, müvekkilinin uğradığı tüm bu zararlardan davalı şirketin sorumlu olduğunu ileri sürerek, 575.000,00 TL'nin 16.10.2008, 18.173,43 TL'nin 04.11.2008 tarihinden, 1.800,00 TL'nin ise 04.02.2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir....
Davalı Termal&Termal vekili istinaf dilekçesinde özetle, sözleşmenin hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olduğunu, bu davada ki uyuşmazlığın genel mahkemelerde çözülmesi gerektiğini, devre tatil sözleşmesi olmadığı için sözleşmenin hiçbir satırında cayma hakkı düzenlenmediği gibi sözleşmeden cayıldığı beyanının da hukuki dayanak yoksun olduğunu, müvekkilinin tüm edimlerini ifa ettiğini, davacının konaklama yapmadığından bahisle cayabileceğinin kabulünün hukuka aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi (devre mülk satış sözleşmesi)nden kaynaklanan sözleşmenin feshi, bedel iadesi ve tapu iptal ve tescil davasıdır. Taraflar arasındaki 08/02/2017 tarihli sözleşme incelendiğinde, tapuda pay devrini içeren bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır....
Mahkemece alınan kök ve ek raporda davacının cezai şart faturası sonrası ödemesi gereken tutarın 12.828,76 TL olduğu hesaplanmıştır. Ancak, depozito sadece abonenin kullanım borcu olarak ödenmeyen borçlarına yönelik bir güvence teşkil etmektedir.Sözleşmenin erken feshi sebebiyle sözleşmenin feshi sonrası davalının tahakkuk ettirdiği cezai şart faturası ise ödenmemiş enerji kullanım faturası olarak kabul edilemez.Bu nedenle davacının sözleşmenin feshi sebebiyle ödediği güvence bedelini geri alması gerektiği,ayrıca sözleşmenin erken feshi iddiasına dayalı olarak davalının ceza tahakkuk faturası yönünden açtığı davanın ise başka bir alacak davası olduğu kabul edilmelidir. İst 19 ATM 2019/277 E.sayılı davada, elektrik şirketinin davacı olduğu ve güvence bedelini mahsup ettikten sonra ceza faturasından kalan bakiye alacağın edildiği takibe karşı yapılan itirazın iptalinin talep edildiği anlaşılmıştır....
Makina şirketi yetkilisi olan sanık arasında, Finansal Kiralama Kanunu çerçevesinde,...Noterliği'nin 16/04/2008 tarihli finansal kiralama sözleşmesi imzalanarak, 1 adet iş makinasının teslim edildiği; ancak şirketin kira bedelini ödememesi üzerine çekilen ihtar ile finansal kiralama sözleşmenin feshedilmesine ve araçların iadesi istenmesine rağmen, sanığın suça konu aracı katılan şirkete iade etmediği, daha sonra katılan şirketin alacağını yargılama devam etmekte iken alacağın temliki yolu ile 13/09/2012 tarihinde... şirketine devrettiği, sanığın bu surette hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; Kira parasının süresinde ödenmemesi nedeniyle finansal kiralama şirketi tarafından kira parasının ödenmesi, aksi durumda sözleşmenin feshi ve kiralananın iadesi için ......
Davalı vekili, müvekkilinin yaptığı ödemeleri davacının farklı kalemlere sayarak müvekkilini borçlu durumuna düşürdüğünü, ihtarnamenin müvekkilinin adresine tebliğ edilmediğini, dava konusu malların dava dışı firmadan alındıktan sonra davacı ile sözleşmenin yapıldığını ve ödeme planlarının yeniden belirlendiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının usulüne uygun ihtarnameye rağmen borcun tamamını ödemediği, sözleşmenin fesih koşullarının oluştuğu gerekçesiyle finansal kiralama konusu malların davacıya aynen iadesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, finansal kiralama konusu malın sözleşmenin feshi nedeniyle iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece dava değeri olarak 10.000 TL üzerinden harç alınmışsa da sözleşme bedeli harç hesabında dikkate alınmamıştır. Harç hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan temyiz incelemesi sırasında re’sen gözetilmesi gerekir....
Menfi zarar sözleşmenin kurulması ve işin görülmesi için yapılması gereken fiili giderler ile sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zararlardır....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava,devre mülk sözleşmesinin feshi, bedel iadesi ve sözleşme gereğince davalı tarafa verilen bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti ve iptali talebine ilişkindir. Dosya kapsamının incelenmesinden;davacı vekilinin dava dilekçesinde, 21.02.2019 tarihli devre mülk sözleşmesinin feshini,sözleşme gereğince yapılan bedelin iadesini ve bonolardan dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ve bonoların iptalini talep ettiği,davalı tarafın ,davacının sözleşme gereğince tesislerden faydalandığını belirterek buna ilişkin kayıtları sunduğu,davacı tarafın sözkonusu konaklamaların daha önceki yıllara ve başka sözleşmelere ilişkin olduğunu ileri sürdüğü görülmüştür....
, gerek projelerinin gerekse somut uygulamalarının eksik, sözleşmeden amaçlanan, beklenen özellikleri taşımadığı eserin ayıplı olduğu gerekçesiyle sözleşmenin iptâli, bedel iadesi, borçsuzluğun tesbiti istenmiş, davalı savunmalarında imalâtların sözleşmeye uygun olarak davacının talimatları ve bilgisi dahilinde yapıldığını, eserin eksiksiz teslim edildiğini savunmuştur....