"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesi ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi davasının irtibat nedeniyle birleştirilmesine dair ... Aile Mahkemesi'nden verilen 06.02.2015 gün ve 893/95 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise davalı ... vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12.04.2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden ... vekili Av. .... ve karşı taraftan ... ve müşterekleri vekili Av. ... geldiler....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesi ve Ziynet Alacağı İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ... 3. Aile Mahkemesi'nin hükmüne karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez davalı vekilice Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen malvarlıkları nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, ayrıca dava dilekçesinde bahsi geçen ziynet eşyalarının bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekili tarafından karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. ......
Mal rejimi TMK’nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Temyize konu dava 30.01.2015 tarihinde açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için her hangi bir zamanaşımı süresi düzenlemesi getirilmemiştir. Bu gibi durumlarda TMK’nun 5 yollamasıyla 6098 sayılı TBK uygulanmalıdır. Zira; TBK'nun 646.maddesine göre Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir. Buna göre, TBK'nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresi mal rejiminin tasfiyesi davalarında da uygulanmalıdır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun (17.04.2013 tarih ve 2013/8-375 E. 2013/520 K. sayılı kararı) ve dairemizin uygulaması da bu yöndedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi kapsamında alacak isteğine ilişkin asıl ve karşı davanın reddine dair ...19.10.2012 gün ve 845/1170 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı-karşı davalı ... vekili tarafından mal rejiminin tasfiyesi kapsamında alacak ve ziynet eşyası bedeli davalı-karşı davacı ... vekili tarafından katkı payı alacağı isteğine ilişkin olarak açılan davaların yapılan yargılaması sonunda, asıl ve karşı davaların reddine karar verilmiştir. Hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....
Mal rejimi TMK’nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Temyize konu dava 14.12.2011 tarihinde açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için her hangi bir zamanaşımı süresi düzenlemesi getirilmemiştir. Bu gibi durumlarda TMK’nun 5.maddesi yollamasıyla 6098 sayılı TBK uygulanmalıdır. Zira TBK'nun 646.maddesine göre Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir.Buna göre, TBK'nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresi mal rejiminin tasfiyesi davalarında da uygulanmalıdır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun (17.04.2013 tarih ve 2013/8-375 E. 2013/520 .... sayılı kararı) ve dairemizin uygulaması da bu yöndedir....
Aile Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyası ile mal rejiminin tasfiyesi davası açıldığını, davaların halen derdest olduklarını, diğer Davalı ...'ın davalı ...'in çocukluk arkadaşı olduğunu, davalıların birlikte seyahatler ve tatiller yaptıklarının belirlendiğini, davalı ...'ın komisyonculuk işleri yaptığını, bisiklet imalatı ile ilgisi bulunmadığını, hisse devrinin formalite olduğunu, davalı ...'in şirketi halen aktif olarak yönettiğini, ... Tic Ltd Şti.'nin evlilik birliği içinde davalı ... ve yeğeni ...tarafından 1.000.000,00-TL sermaye ve %50'şer hisse ile kurulduğunu, davalı ...'in evlilik birliği içinde satın alınan ve ortak mal rejimine tabi aile konutunu 04/08/2021 tarihinde dava konusu şirkete ayni sermaye koymak sureti ile devir ettiğini, davalı ...'in mal rejiminin tasfiyesi davasında müvekkilimin katılma, değer artış payı ve katkı payı alacaklarını ortadan kaldırmak amacı ile hisselerini 09.12.2022 tarihinde diğer davalı ...'...
Mahkemece, ev eşyası konusunda talep olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, taşınmazlar yönünden mal ortaklığı sözleşmesi gereğince malların tasfiyesi ile aile konutu olan 2643 ada 2 parselde 7 nolu bağımsız bölümün tamamının, 2643 ada 1 parselde 4 ve 7 nolu bağımsız bölüm ile 2643 ada 2 parselde 3 nolu bağımsız bölümün 1/2'sinin davacı adına tesciline karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından esas, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2015/19691 Esas, 2016/1703 Karar sayılı bozma ilamında, davanın, mal ortaklığı sözleşmesinin tasfiyesi isteğine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazların tamamının 743 sayılı TKM dönemindeki yasal mal rejimi olan mal ayrılığı rejimi döneminde edinildiğinin kabulü gerektiği, mal ayrılığı rejiminde ise, mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkı niteliğinde katkı payı alacağı niteliğinde olduğu, davacının ayni hak niteliğinde açtığı davanın reddine karar...
Davacının ikinci talebi ise mal rejiminin tasfiyesine ilişkindir. Mahkemece davacının mal rejimi talebine ilişkin tarafların delilleri toplanmadan, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi de doğru görülmediğinden, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir. Mahkemece yapılacak iş; davacının tapu iptali ve tescil talebinin dosyadan tefriki ile bu talep konusunda görevsizlik kararı vermek, mal rejiminin tasfiyesi talebinin ise tarafların gösterdikleri deliller toplanarak hasıl olacak sonuca göre karar vermekten ibaret olmalıdır....
Taraflar 21.07.1996 tarihinde evlenmiş, 16.09.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 15.09.2009 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK'nun 225/2.m.) Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Dava, kademeli olarak açılmış eşler arasındaki edinilmiş mallara katılma rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesi, bu mümkün olmadığı takdirde mal rejiminin tasfiyesi ile tasfiyeye bağlı alacağın tespit edilip ödenmesine ilişkindir. Mahkemece katılma alacağı hesaplanıp katılma alacağına hükmedilmiş, hükmü her iki taraf temyiz etmiştir. Katılma alacağı talebi nispi harca tabi olup, nispi peşin harcın alınması gerekir....
İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava konusu taşınmazın 26/10/2011 tarihinde davalı kadın adına kayıtlandığı ,evlilik birliği içerisinde edinildiği ,taraflar arasında başka bir mal rejimi seçilmediği için edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu anlaşılmıştır. Davacı taraf mal rejiminin tasfiyesi dolayısıyla tapu iptal tescil olmadığı takdirde bedele hükmedilmesini talep etmiştir. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 tarihli ve 8/7 YİBK). Başka bir anlatım ile mal rejimi tasfiye davaları alacaklı eşe mülkiyeti talep etme hakkı vermez. Tarafların 1991 yılında evlendikleri ,Karasu 1....