Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mal rejimi TMK’nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Mahkemece, derdestlik dava şartı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Derdestlik; tarafları, dava sebebi (vakıaları) ve dava konusu (talep sonucu) aynı olan bir davanın görülmekte iken ikinci kez açılmış olmasıdır. Davacı tarafça.....Asliye (Aile) Mahkemesi'nin 18.10.2011 gün 2011/665 Esas 2012/514 Karar sayılı dosyasında mal rejiminin tasfiyesi kapsamında 297 ada 13 parsel üzerindeki 4 nolu bölümün tapu kaydının iptali istenmiş; mahkemece mal rejiminin tasfiyesi davalarında ayın istenemeyeceği, davacının alacak talebi de bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; karar henüz kesinleşmemiştir. Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere; redle sonuçlanan dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup; o davada alacak talebinde bulunulmadığı, sadece ayın (mülkiyet ) istenildiği anılan mahkemece tespit edilmiştir....

    Dosyadaki bilgi ve belgeler ile karar düzeltme dilekçesinin incelenmesi sonunda; Hemen burada, “mal rejiminin sona erme anı' üzerinde durulmasında fayda bulunmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle alacak davalarının görülebilirlik ön koşuludur....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İptal - Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak - Maddî Tazminat - Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 13.06.2022 (Pzt.)...

        Mahkemece, mal rejiminden kaynaklanan davalarda ayin istenemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi üzerine; Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 07.12.1984 tarihinde evlenmiştir. Eldeki dava ile birlikte 08.06.2011 tarihinde boşanma davası açılmış ise de dosya kapsamına göre boşanma davası henüz sonuçlanmamıştır. Dava konusu 7 ada 1 parsel 10 numaralı bağımsız bölüm 23.01.1987 tarihinde davalı adına tescil edilmiştir. Taraflar arasındaki mal rejimi TMK 225/2. maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermekte olup mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı boşanma dava tarihi itibariyle doğar. Ancak bu hakkın kullanılabilmesi ve tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesi gerekir. Somut olayda taraflar arasında devam eden boşanma davası bulunduğu saptanmış olup bu boşanma davasının açılmasıyla davacının mal rejiminden kaynaklanan alacak hakkı doğmuştur....

          Davacı vekili tarafından temyiz itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde Daire'nin 24.12.2012 tarihli ve 2012/4130 Esas, 2012/12982 Karar sayılı ilamıyla, davanın ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, aile konutu şerhi ve katılma alacağından kaynaklanan aile konutunun özgülenmesi isteğine ilişkin olduğu, mahkemece, TMK'nin 652. maddesi gözetilerek davanın görev yönünden reddine karar verilmesinin dosya kapsamına uygun bulunmadığı, TMK'nin 240. maddesi çerçevesinde iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak edinilmiş mallara katılma alacağının olup-olmadığının belirlenmesi, bunun sonucu olarak mülkiyet hakkının tanınıp-tanınmaması konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken görevsizlik nedeniyle istekler yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğuna işaret edilerek hüküm bozulmuştur....

            Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin annesinin vefat ettiğini, müvekkilinin yasal mirasçı olarak mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak talep ettiğini, mal rejiminin ölüm nedeniyle sona erdiğini belirterek; muris ve sağ kalan eşe ait taşınır ve taşınmaz malların tespiti için ilgili yerlerden bilgi istenmesini, muris ve sağ kalan eş arasında evliliklerinden itibaren 01.01.2002 tarihine kadar elde edilen mallar için katılma alacağının mal rejiminin sona ermesinden itibaren işleyecek faiza ile birlikte tespit edilmesini, 01.01.2002 ile 30.10.2010 tarihi arasında edinilen mevcut mallar ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 230 uncu maddesinin uygulanması gereken mallar için, 4721 sayılı Kanun ve ilgili kanun hükümlerine göre ölüm tarihi esas alınarak edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesini ve mal rejiminin sona erme anından itibaren işleyen faizin tespit edilmesini talep ve dava etmiştir. 2....

              (Muhalif) KARŞI OY Dava, mal rejiminin tasfiyesi ile tapu iptal ve tesciline ilişkin olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun, üçüncü kısmı hariç, ikinci kitabından kaynaklanmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “Görevin Belirlenmesi ve Niteliği” başlıklı 1. maddesine göre “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir”. Bir davaya hangi mahkeme tarafından bakılacağına ilişkin düzenlemelere görev denir. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davaların hangi mahkemede bakılacağına dair Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun da özel bir düzenleme yoktur. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 2. maddesine göre malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Mal rejiminin tasfiyesi davaları da malvarlığı haklarına ilişkin olduğundan kural olarak bu davalara bakmakla asliye hukuk mahkemeleri görevlidir....

                Mahkemece, yasal koşulları oluşmadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, alacak isteği yönünden iddiasını ispatladığı miktar üzerinden davanın kabulüne ve 23.750,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin bulunmaktadır. 4787 sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabının üçüncü kısmı hariç olmak üzere Aile Hukukundan (TMK. m.118-395) kaynaklanan bütün davalara Aile Mahkemesi'nde bakılacağı hükme bağlanmıştır. Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemeleri'nde davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanması gerekir (Yargıtay HGK'nun 16.11.2005 tarih ve 2/673-617 sayılı Kararı)....

                  Dava, istek ve olayın gelişimi gözönünde tutulduğunda katkı payı alacağı ya da edinmiş mallara katılma alacağı talebiyle bir ilgisi bulunmayıp BK.nun md. 244'e dayalı tapu iptal ve tescil davasıdır. Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin bulunmadığına göre; uyuşmazlığın çözümünde Aile Mahkemesi görevli olmayıp, görevli mahkemenin genel usul hükümlerine göre belirlenmesi gerekir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözönünde tutulur. Mahkemece, davanın Aile Mahkemesinin görevi kapsamında olmadığı gerekçesiyle reddine, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlikle gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yanlışa düşülerek Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp çekişmenin esası hakkında yazılı gerekçelerle karar verilmesi doğru olmamıştır....

                    İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı payına ilişkin tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. 4787 sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 5133 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK'nun 118-395 m) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesi'nde bakılacağını hükme bağlamıştır. Davaya bakmakla aile mahkemesi görevlidir. Bu nedenle davanın görevsizlik kararı verilerek Aile Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgı sonucu Asliye Hukuk Mahkemesi'nce sonuçlandırılması anılan kanun hükmüne aykırıdır....

                      UYAP Entegrasyonu