İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil, mümkün olmaması halinde alacak isteğine ilişkindir 4787 sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 5133 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK'nun m. 118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesi'nde bakılacağını hükme bağlamıştır. Durum böyle iken, davanın mal rejiminin tasfiyesi talebinin koşulları oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin annesinin vefat ettiğini, müvekkilinin yasal mirasçı olarak mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak talep ettiğini, mal rejiminin ölüm nedeniyle sona erdiğini belirterek; muris ve sağ kalan eşe ait taşınır ve taşınmaz malların tespiti için ilgili yerlerden bilgi istenmesini, muris ve sağ kalan eş arasında evliliklerinden itibaren 01.01.2002 tarihine kadar elde edilen mallar için katılma alacağının mal rejiminin sona ermesinden itibaren işleyecek faiza ile birlikte tespit edilmesini, 01.01.2002 ile 30.10.2010 tarihi arasında edinilen mevcut mallar ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 230 uncu maddesinin uygulanması gereken mallar için, 4721 sayılı Kanun ve ilgili kanun hükümlerine göre ölüm tarihi esas alınarak edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesini ve mal rejiminin sona erme anından itibaren işleyen faizin tespit edilmesini talep ve dava etmiştir. 2....
Davacı vekili; davalı ile müvekkili arasındaki mal rejiminin tasfiyesiyle, 42 ... 051 plakalı aracın ve yargılama sırasında ortaya çıkacak diğer mal varlıklarının edinilmesi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere tüm deliller ve evraklar geldikten ve uzman yardımıyla hesaplama yapılıp belirli hale geldikten sonra müvekkili lehine fazla çıkması durumunda artırılmak üzere değer artış payı (5,00 TL) ve katılma alacağı (5,00 TL) olmak üzere şimdilik 10,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili, tarafların boşanmada dava dosyasında mal rejiminin tasfiyesinin yapıldığını, kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiğini, zamanaşımın dolduğunu, davacının ev hanımı olduğunu, katkısı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. III....
Yani katılma rejiminde; eşlere tanınan hak, ayni bir hak olmayıp, şahsi bir haktır. Sadece mal rejimi sona erdiğinde, eşlerin edinilmiş mallara ilişkin artık değerler üzerinde karşılıklı alacak hakkı vardır (TMK.236.m). Diğer yandan 07.10.1953 gün 8/7 sayılı YİBK'na göre de; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı ya da katılma alacağı nedeniyle taşınmazlara ait tapu kayıtlarının iptali ile tescili istenemez....
Tasfiyeye konu taşınmazın kooperatif üyeliği yoluyla edinilmesi halinde, kooperatife yapılan ödemelerden ve bu ödemelerin isabet ettiği dönemlerden hareketle, mal rejiminin tasfiyesi ile eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nin 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakları doğabilecektir. Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemden sonraya sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir. Buna göre; öncelikle, tasfiyeye konu kooperatifin ödemelerinin hangi dönemde yapıldığı ve oranları ile tasfiye tarihindeki sürüm değeri ayrı ayrı belirlenmelidir....
Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 Sayılı TMK'nin 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir....
Gerekçe 1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup uyuşmazlık, anlaşmalı boşanma dava dosyasındaki protokoldeki düzenlemeye, duruşmadaki taraf beyanlarına ve boşanma kararına göre tarafların mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı hakları istemelerinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanunu'nun 29 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 225 inci maddesi. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir.Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721Sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. 4721 sayılı TMK'nun 229. maddesine göre; eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar ile mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler mal rejiminin sona erdiği anda mevcutmuş gibi tasfiyeye dahil edilir. Bu tür uyuşmazlıklarda; öncelikle, davalı eş tarafından 229. maddede sayılan amaç ve doğrultuda kazandırma veya devrin yapılıp yapılmadığı araştırılıp belirlenmelidir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı kadının tüm, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı erkeğin, değer artış payı alacağına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33). İddianın ileri sürülüş şekline, davacının dava dilekçesindeki ve aşamalardaki anlatımlarına göre dava artık değere katılma alacağı istemine ilişkindir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olup, tasfiye talebi, edinilmiş mallara katılma rejimi gereğince artık değere katılma alacağı ve değer artış payı istemine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad. 229) ve denkleştirmeden (TMK mad. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad. 236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....