İddianın ileri sürülüş şekline göre dava; TMK'nun 240.maddesine dayalı ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan aile konutunun özgülenmesi, olmadığı takdirde katkı payı alacağı isteğine ilişkindir. Davacı ile müteveffa ..., 21.03.1946 tarihinde evlenmişler, taraflar arasındaki mal rejimi, eşlerden ...'nin 18.04.2012 tarihinde ölmesi üzerine sona ermiştir. Dava konusu ... parselde bulunan 8 nolu bağımsız bölüm, 28.09.1987 tarihli resmi senet ile müteveffa tarafından 3.kişiden satın alınmış ve 01.02.1989 tarihninde kat mülkiyeti tesisi suretiyle müteveffa ... adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, yetkiyi düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 214/1. maddesi hükmüne göre, eşler veya mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölen eşin son yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Bu yetki kesin olup(TMK'nun 576. m) dava şartıdır(HMK'nun 114/ç. m)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Kural olarak anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler....
Mal rejiminin sona ermesi halinde sağ kalan eşin, ölen eş adına edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken edinilen mal varlığı üzerinde artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı bulunduğu açıktır. Bu katılma alacağına hükmedilirken davacı sağ kalan eşin miras payının terekeye olan borcu nedeniyle istek olsun veya olmasın doğrudan doğruya yani kendiliğinden katılma alacağından düşürülmesi mümkün değildir. Katılma alacağı, TMK'nun 202 ve devamı maddeleri gereğince kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan ve kanundan doğan şahsi nitelikte bir alacak hakkıdır. Gerek katılma alacağı ve gerekse katkı payı alacağı için aynı hakkın (mülkiyetin) istenemeyeceği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. (07.10.1953 T.1953/8 E, 1953/7 s. YİBBGK.) TMK'nun 219. maddesinde, “edinilmiş mal, her eşin bir mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği mal varlığı değerleridir” biçiminde tanımlanmıştır....
Anlaşılan mali konularla kastedilenin boşanmanın fer'i nitelikte mali konularla birlikte, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebini içerip içermediği ancak yorum yoluyla ulaşılacak sonuca bağlıdır. Kanımca, davacı yararına tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedildiğine, taşınmaz için boşanma davasında talepte bulunulmuş olmasına ve bu taşınmaz dışında paylaşıma konu önemli bir malvarlığı bulunmadığına göre; protokoldeki "mali konular" ibaresinin talep edilmeyen boşanmanın fer'i nitelikteki diğer mali taleplerle mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak haklarını da kapsadığı kabul edilmelidir. Temyiz edilen davanın reddi kararının bu nedenle onanması gerektiğini düşünüyor; değerli çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kısmen kabulüne dair ... 8. Aile Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlar ve araç nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ..., davanın reddini savunmuştur....
Boşanma nedeniyle eşler arasındaki mal rejimi (TMK’.nun 218-241.maddeleri) boşanma davasının dava tarihi itibarıyla sona ermekte olup (TMK’.nun 225/2.m.), mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı boşanma dava tarihi itibarıyla doğar. Ancak bu hakkın dava yolu ile kullanılabilmesi, tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesi gerekir. Somut olayda, taraflar arasında boşanma davası açılmış olmakla davacının mal rejiminden kaynaklanan alacak hakkı doğmuştur. Ancak tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının sonucunun beklenmesi ve eldeki davanın boşanma davası için bekletici mesele yapılması gerekmektedir. (HGK.nun 27.06.2012 tarih 2012/8-268 E.ve 2012/420 K.)...
Mahkemece, taraflar arasında görülen boşanma davasının derdest olduğu, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davanın görülebilme şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 1970 yılında evlenmiş, ... 2.Aile Mahkemesi'nin 2012/207 Esas numarasına kayıtlı boşanma davasının 29.02.2012 tarihinde açıldığı ve derdest olduğu dosya içinde mevcut inceleme tutanağından anlaşılmıştır. TMK'nun 225/ 2. maddesinde, boşanma halinde eşler arasındaki mal rejiminin boşanma davasının açıldığı tarihte sona ereceği hükme bağlanmıştır. Başka bir anlatımla, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı boşanma dava tarihi itibariyle doğar. Ancak bu hakkın kullanılabilmesi ve tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesi gerekir....
Dava dilekçesi ve dosya kapsamına göre davacı tarafın isteği mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı niteliğindedir. Mahkemece, davaya katılan ...’in talebinin davanın mahiyetine göre bu dava kapsamında incelenemeyeceği,asıl davanın taşınmazın aynına yönelik olmadığı, eşler arasında mal tasfiyesi olduğu, davaya katılanın talebinin ise bağımsız başka bir davanın konusunu oluşturabileceği açıklanarak davaya katılanın istekleri bakımından bir karar verilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Gerçekten de eşler arasında görülen mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı davasına katılan ... vekili, taşınmazlardan 648 ada 12 parsel üzerinde hak iddiasında bulunarak iptal tescil istemiştir. Bu talep ayrı bir inceleme ve araştırma gerektirmektedir. Usulü tamamen mal rejimi tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasından farklıdır....
Kural olarak, anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler. Somut olayda; taraflar 23/10/2011 tarihinde evlenmiş, 27/01/2020 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 08/07/2020 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m.10, TMK m.202)....
Boşanma nedeniyle eşler arasındaki mal rejimi, boşanma davasının dava tarihi itibariyle sona ermekte olup (TMK’nun 225/2.m.), mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı boşanma dava tarihi itibariyle doğar. Ancak bu hakkın dava yolu ile kullanılabilmesi, tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesi gerekir. Somut olayda taraflar arasında boşanma davası açılmış olmakla davacının mal rejiminden kaynaklanan alacak hakkı doğmuştur. Ancak tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanması gerekmektedir. Bu durumda boşanmanın kesinleşmemesi sebebiyle mal rejiminin tasfiyesi yapılamaz ve mal rejimi davası boşanma kararı kesinleşmedikçe karara bağlanamaz. Mahkemenin bu yöne ilişkin görüşü yerindedir....