"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 25.10.2018 tarihli ve 2016/12225 Esas, 2018/17933 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davalı tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen malvarlığı nedeniyle mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğinde bulunmuştur....
Aile Mahkemesi'nin 2014/173 Esas, 2014/589 Karar sayılı dava dosyasında protokolde ve duruşmada tarafların 'katkı payı alacağı, katılma alacağı, değer artış payı alacağı, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı tazminat ve alacak taleplerinden feragat ettikleri' hükmün 6. bendinde ' katkı payı alacağı, katılma alacağı, değer artış payı alacağı, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı tazminat ve alacak taleplerinden feragat ettiklerinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına' karar verildiği, ret kararı verilmediği, kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Mahkemece; dava konusu taşınmazın davacı tarafından alındığı, davalı kadının ev hanımı olduğu, davaya konu taşınmazın alımına katkısı bulunmadığı, taşınmazın edinme tarihi itibariyle taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu, davacının katkısı ile alındığı bu nedenle davalı adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş ise de; yukarıda bahsedilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Daire ilke ve uygulamaları gereğince bu karara katılma imkanı yoktur. O halde bu iddia ile açılan davada ayın istenemeyeceği kuralı gözetilerek, davacı tarafın terditli talebi olan mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan şahsi alacak niteliğinde olan katkı payı alacağı isteği hakkında, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, yetkiyi düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 214/2. maddesi hükmüne göre, eşler veya mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme yetkilidir. Buna göre, mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre değil, özel düzenlemenin yer aldığı Türk Medeni Kanunu'na göre belirlenmelidir. Somut olayda; dava açıldığı tarihte eşler arasında ... 2. Aile Mahkemesi'nin 2014/506 Esas sayılı boşanma davasının derdest olduğu, boşanma davasına bakan ... Mahkemesinin eldeki davada yetkili olduğu görülmektedir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, ölüm nedeniyle sona ermiş evlilikte ölen eşin mirasçısı tarafından açılmış mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 4787 sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 5133 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere Aile Hukuku'ndan (TMK'nun m. 118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesi'nde bakılacağını hükme bağlamıştır. Yukarıda açıklandığı gibi; uyuşmazlık mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davası niteliğinde olup; görevli mahkeme Aile mahkemesidir. Durum böyle iken mahkemece hatalı sonucu davanın ortaklığın giderilmesi davası olarak kabul edilip, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olmuş; hükmün bozulması gerekmiştir....
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile karar düzeltme dilekçesinin incelenmesi sonunda; Hemen burada, “mal rejiminin sona erme anı' üzerinde durulmasında fayda bulunmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle alacak davalarının görülebilirlik ön koşuludur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mal Rejiminin Tasfiyesinden Doğan Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm münhasıran mal rejiminin tasfiyesinden doğan alacak istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 26.01.2009 tarih ve 1 sayılı kararının 3. maddesi gereğince inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.05.10.2010 (Salı)...
Aile Mahkemesinde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talepli dava açmış, davacı erkek 04.10.2017 tarihli dilekçeyle davadan feragat etmiş, mahkemece 05.10.2017 tarihinde davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir, hüküm, tarafların istinaf etmemesi üzerine 17.11.2017 tarihinde kesinleşmiştir. Eşler, 22.12.2015 tarihinde evlenmiş, 01.11.2016 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 15.01.2019 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejiminin tasfiyesi davası, ancak evlilik birliğinin boşanma ile sona ermesiyle görülebilir hale gelir. 24.07.2017 tarihinde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak talepli açılan dava dosyasında davacı erkek tarafından feragat edildiği tarihte boşanma davasının devam ettiği, sonuçlanan ve kesinleşen bir boşanma davası olmadığı anlaşılmakla, evlilik birliği devam etmektedir, diğer bir deyimle davadan feragat edildiği tarihte eşler arasındaki mal rejiminin sona ermediğinin kabulü gerekir (TMK m. 225)....
Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutunakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, davada katkıya dayalı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenilmiş olup, bunun dışında herhangi bir alacak istenmediğine, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan davalarda eşler lehine alacak hakkı doğmakta olup, ayın (mülkiyet) istenemeyeceğine, ancak, zamanaşımı süresi içerisinde alacak istenebileceğine göre davacı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından feragatin davalı tarafın tehdit ve korkutması ile yapıldığı ve bu nedenle geçersizliği ileri sürülerek temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225. maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, Mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur....