Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı ... vekili, davacı asılın boşanma davasında mal rejiminden kaynaklanan alacak talebinden feragat ettiğini belirterek, açılan davanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, esasa yönelik ise davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ... 2. Aile Mahkemesi'nin boşanma dosyasında ...'ın duruşmada alınan beyanında ''nafaka, tazminat ve mal rejiminden kaynaklanan hak talep etmediğini'' beyan ettiği, her ne kadar sonraki celse bu beyanını geri aldığını beyan etmiş ise de 6100 sayılı HMK'nun madde 311 gereğince feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı, feragatin iptali için irade bozukluğu gibi bir iddianın da bulunmadığı görülmekle davacının davasının boşanma davasında vaki olan feragat sebebi ile reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. ... 2....

    Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Alacağa konu ... parsel sayılı taşınmaz ile ve ... plakalı araç, mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihinden sonra edinilmiş olup, söz konusu bu malvarlıkları üzerinden mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı doğmaz. Alacağa konu ... parsel sayılı taşınmazın da (evveliyatı ... parsel sayılı taşınmaz) eşler arasında mal ayrılığı rejimin geçerli olduğu dönemde davalı eş ve 3. kişiler tarafından 10.08.1995 tarihinde satın alındığı, taksim neticesinde 09.06.1999 tarihinde davalı eş adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı kadın çalışarak katkıda bulunduğunu ileri sürmüş ise de, çalıştığına ilişkin bilgi ve belge dosya arasında bulunmadığına göre, tanık dinlenmesine ilişkin ara karar da yerine getirilmediğinden, bu husustaki iddiasını ispatlayamamıştır....

      Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için, muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir. Bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır, Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise; davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekir....

      İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. TMK'nun 214/2. maddesinde; mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda boşanmaya, evliliğin iptaline veya hakim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda bu davaları sonuçlandıran yer mahkemelerinin yetkili olduğu düzenlenmiştir. Bir başka anlatımla, bu nitelikteki davalarda 6100 sayılı HMK yerine konuyla ilgili özel düzenlemelerin yer aldığı 4721 sayılı TMK'nun 214. maddesindeki yetki kuralı geçerlidir. Ne var ki, TMK'nun 214/2. maddesindeki yetki kuralı kesin nitelikte bulunmayıp HMK'nun 19/2. ve 116. maddeleri uyarınca cevap süresi içinde ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gereklidir. Davalı tarafından bu yönde bir itiraz bulunmadığı halde mahkemece resen yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili, evlilik birliği içinde edinilen taşınmazlar nedeni ile mal rejiminin tasfiyesi ile alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilip, hüküm süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edildikten sonra davacı asıl 16.11.2016 tarihli dilekçesiyle davadan feragat etmiştir. HMK'nun 310. maddesine göre davadan feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. HMK'nun 311. maddesinde ise feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur....

          İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Yerel mahkemece İstanbul 14.Aile Mahkemesi'nin 2011/604 esas sayılı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemli dava ile derdestlik unsurları gerçekleştiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmişse de; verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Derdestlik; tarafları, dava sebebi (vakıaları) ve dava konusu (talep sonucu) aynı olan bir davanın görülmekte iken ikinci kez açılmış olmasıdır. Davacı ... ... 14. Aile Mahkemesi'nin ...sayılı dosyasında .. ada ... parselde bulunan 44 nolu bağımsız bölüm .//.. nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, karar ... tarihinde temyiz edilmeden kesinleşmiştir....

            Davacının istemi mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Bu durumda mahkemece; davanın mal reijiminden kaynaklanan alacak davası olduğu göz önünde bulundurularak dava değeri belirlendikten sonra Harçlar Kanunu 30- 32 maddeleri gereğince gerekli harçların tamamlanması için davacı kadın vekiline süre verilmesi, harç noksanlığının tamamlanması halinde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davası yönünden toplanacak deliller uyarınca davanın esası hakkında bir karar verilmesi, gerekli harçlar tamamlanmadığı takdirde Harçlar Kanunun 30, 32 ve HMK 150 maddesi uyarınca işlem yapılması gerekirken davanın anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan alacak davası olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeksizin tüm yönleriyle kaldırılmasına ve dava dosyasının yukarıda yazılı işlemler yapılmak üzere mahal mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı tarafından kullanılan krediye davacının kefil olduğu ve kefil sıfatıyla davalı borcunun ödenmek durumunda kalındığı iddiası ile ödendiği iddia edilen paranın asıl borçlu davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine itirazdan kaynaklanan itirazın iptali isteğine ilişkin bulunduğuna, davada mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteği bulunmadığına göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (19.)...

              Bu sebeple dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır," gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, davacı mirasçı tarafından muris babası Seyfettin'in 24/07/2021 tarihinde vefat ettiği, sağ kalan eş T3 karşı, evlilik birliği içinde edinildiğini iddia ettiği davalı Hanife adına kayıtlı mal varlığı nedeniyle mal rejiminin tasfiye edilerek muris babasının katkı payı katılma alacağının hesaplanarak terekeye dahil edilmesinin talep edildiği, mirasçıların sağ kalan eşe karşı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davası açma haklarının bulunduğu, davacının da iş bu davayı açmakta hukuki yararının olduğu anlaşıldığından, davacı mirasçının istinaf talebinin kabulü ile, yerel mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu verilen davanın usulden reddi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi için, dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı-birleşen davada davalı ile davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....

                UYAP Entegrasyonu