Mahkemece, karşılıksız kazandırma veya devrin yapıldığının anlaşılması durumunda, söz konusu mal mevcut kabul edilerek yapılan hesaplamada davacı tarafın katılma alacak hakkının olup olmadığı, varsa miktarı saptanarak davalı eşten tahsili yönünde hüküm kurulmalıdır. Tasfiyede devredilen malvarlığının devir tarihindeki değeri esas alınır(TMK'nun 235/2. m). Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu kooperatif hissesi, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 21.09.1998 tarihinde davalı eş adına satın alınarak, 25.04.2008 tarihinde 3. şahısa devredilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179). Tasfiyeye konu taşınmazın kooperatif üyeliği yoluyla edinilmesi halinde, kooperatife yapılan ödemelerden ve bu ödemelerin isabet ettiği dönemlerden hareketle, mal rejiminin tasfiyesi ile eşlerin alacak miktarları belirlenir....
Hukuk Dairesi'nin 2021/10685 Esas ve 2022/1578 sayılı kararda açıklandığı üzere ;"Tasfiyeye konu malın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 Sayılı TMK'nin 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir....
-Davacı vekili, dava dilekçesinde, mal rejiminin tasfiyesi sonucunda dava konusu 295 ada 29 parseldeki katkı payı olan %80 mülkiyet hakkının tespitine karar verilmesini istemiş, 09.07.2014 tarihli son oturumda, talebini değiştirmek suretiyle “...katkı payının saptanarak müvekkilim adına kayıt ve tescilini talep ediyoruz” demiştir. Dava, 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra 06.02.2013 tarihinde açılmıştır. HMK'nun 141/... fıkrasında “iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakatı hükümleri saklıdır” hükmüne yer verilmiştir. Davacının talep sonucunu değiştirdiği oturumda davalı vekilinin açık muvafakatı olmadığı gibi yerinde görülmeyen talebin reddine karar verilmesini savunmuştur. Buna göre dava, mal rejiminin tasfiyesi ile davacı yanın katkı oranının tespitine ilişkindir. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının açılmamış sayılmasına dair .... 4. Aile Mahkemesi'nden verilen 09.06.2016 gün ve 201/528 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, boşanma dava dilekçesi ile birlikte mal rejiminin tasfiyesi, evlilik birliği içerisinde edinilen davalı adına kayıtlı aracın rayiç değerinin katkı payı olan 1/2 oranda tazminini talep etmiştir. Davalı asıl ..., davaya konu aracın babasının katkısı ile satın alındığını ve edinilmiş mal olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....
Az yukarıda açıklanan dava dilekçesi içeriği, yine aynı şekilde ön inceleme duruşmasında davacı vekilinin dava dilekçesinde belirtilen malların edinilmiş mal olup bu malların tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL katılma alacağının faiziyle birlikte tahsilini talep ettiklerine ilişkin beyanıda gözetildiğinde; davacının talebi, edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağıdır....
Dava; mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı Uyuşmazlık, Boşanma davasından ayrı açılan mal rejiminin tasfiyesi istemidir. Davacı evlillik sırasında alınan bir takım mallar nedeniyle mal rejiminin tasfiye edilerek dilekçesinde belirtilen ve evlilikten sonra alınan malların değerinin ½ sinin tahsilini talep etmiştir. Uyuşmazlığın bu niteliği gereği inceleme göre Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. Ancak, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince uyuşmazlığın “boşanma davasından sonra karı koca arasında eşya davası sonucunda verilen karara ilişkin” olduğu kabul edilerek Dairemizin görevli olduğuna karar verilmiş olduğundan, görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Başkanlar Kurulu'na gönderilmek üzere Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 04.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yargıtayın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin kanunda yazılı sebeplerden biri ile sona ermiş olması gerekir.(TMK m.180, 206, 208, 225) Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu olması için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Ön koşul gerçekleşmeden mal rejimine ilişkin davaların görülmesi ve sonuçlandırılması mümkün değildir. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda, usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK m.30) bekletici mesele yapılmalıdır....
Mal rejimi TMK’nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Temyize konu dava 30.01.2015 tarihinde açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için her hangi bir zamanaşımı süresi düzenlemesi getirilmemiştir. Bu gibi durumlarda TMK’nun 5 yollamasıyla 6098 sayılı TBK uygulanmalıdır. Zira; TBK'nun 646.maddesine göre Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir. Buna göre, TBK'nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresi mal rejiminin tasfiyesi davalarında da uygulanmalıdır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun (17.04.2013 tarih ve 2013/8-375 E. 2013/520 K. sayılı kararı) ve dairemizin uygulaması da bu yöndedir....