Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan; tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir. Taraflar 10/05/2005 tarihinde evlenmiş, 06/04/2018 tarihinde açılan boşanma davası sonucunda kararın kesinleşmesi ile tarafların 27/03/2019 tarihinde boşandıkları, nüfus kayıtlarına işlendiği görülmektedir....

Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Tasfiyeye konu 406 ada 60 parsel 29 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 28.12.2005 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179)....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı Davalı taraf ... Merkez,.. Mah., .. ada... parselde kayıtlı taşınmazın kişisel malvarlığına ait olduğuna ilişkin kesin ve somut deliller ibraz edememiştir. Bu nedenle dava konusu bu taşınmazın edinilmiş mal olduğu ve tasfiye hesabının da edinilmiş malların tasfiyesi kuralları kapsamında yapılması gerektiği, mal rejiminin sona ermesinden sonra taşınmazın kredi borcu için davalı tarafça ödenen miktarın düşülmek suretiyle artık değerin yarısının katılma alacağı olarak davacıya ödenmesi gerektiği, bilirkişinin bu esaslara göre hesaplama yapmaması nedeniyle rapora itibar edilemeyeceği anlaşılmakla Mahkememizce resen hesaplama yapılması gerekmiştir. Dava konusu taşınmazın elden çıkarma tarihi itibariyle sürüm değerinin 118.258,78 TL olduğu bilirkişi raporuyla belirlenmiştir....

      Artık değere katılma alacağı ise; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının(TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin(TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır(TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal ayrılığı bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılmasında; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere her bir eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir....

        Öte yandan; tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir. Somut olaya gelince; Dosya içerisinde bulunan yazılı belgeden ve tanık beyanlarından davalının babasının taşınmaz alınırken 30.000 TL katkıda bulunduğu anlaşılmaktadır....

        (TMK.m.227) Davacı vekili 16.11.2007 tarihli dilekçesinde davanın; katkı payı (değer artış payı) davası olmadığını, edinilmiş mallara katılma alacağına ilişkin olduğunu, katılma alacağı istediklerini açıklamıştır. Bu açıklama karşısında, istek edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağının tahsiline ilişkindir. Taraflar arasındaki edinilmiş mallara katılma rejimi 1.1.2002 tarihinden itibaren geçerlidir. Bu rejim, bu tarihten sonra ve rejimin devamı süresince edinilen malvarlığı değerleri ile kişisel malların gelirlerini kapsar....

          İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 Sayılı TMK'nin 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı .... ile ..... aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne dair .. 3. Aile Mahkemesi'nden verilen 16.09.2013 gün ve 1154/659 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, mal rejiminin tasfiyesi ile evlilik birliği içerisinde edinilen dava dilekçesinde belirtmiş olduğu aracın ve taşınmazın yarı değerlerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, davacının katkısının bulunmadığı ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne, karar verilmesi üzerine; hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar, 05.09.2003 tarihinde evlenmiş, 04.12.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 13.03.2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır....

              Oysa Mahkeme içi ikrar niteliğinde olup, kesin delil teşkil eden boşanma davasındaki davacı vekilinin ve davacı asılın imzalı beyanlarında açıkça "mal talepleri" olmadıklarını bildirmişler, davalı tarafın da mutabık kalması üzerine anlaşmalı boşanma gerçekleşmiştir. Davacı yan bu konuda irade fesadına uğratıldıklarını da ileri sürmemiştir. Karara esas teşkil eden "...mal talebim yoktur..." biçimindeki beyanda yer verilen "mal" tabirinin, Türk Medeni Yasası'nın konu ile ilgili başlık ya da Kanun maddelerindeki "mal" kavramını ifade ettiği izahtan varestedir. Ezcümle buradaki "mal" tabiri, eşlerin sahip oldukları mal rejiminin tasfiyesi davalarına konu edilebilecek ve ekonomik değeri bulunan taşınır - taşınmaz varlıkların tamamını kapsamaktadır....

                Bundan ayrı; edinilmiş mallara katılma rejiminde mal rejiminin devamı süresince,bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır.Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m)....

                  UYAP Entegrasyonu