Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan; tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir. Taraflar 31/07/2001 tarihinde evlenmiş, açılan boşanma davası sonucunda kararın kesinleşmesi ile tarafların 01/12/2017 tarihinde boşandıklarının nüfus kayıtlarına işlendiği görülmektedir....

Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı,değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nin 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır. Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir. Somut olayda, davacı vekil tarafından yürütülen katılma alacağı davası henüz boşanma davası sonuçlanmadan, boşanma davası ile birlikte açılmış ve boşanma dosyasından tefrik edilmiştir....

    Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı m. TKM 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202). Tasfiyeye konu .... plakalı araç, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 31.12.2007 tarihinde ve .... plakalı araç da, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 03.08.2004 tarihinde satın alınarak davalı/karşı davacı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179)....

      HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; İlk derece mahkemesince,"eşler arasında devam eden katılma alacağına ilişkin davanın sonuçlanması ve davalı eş adına kayıtlı mal varlığı bulunmaması veya bulunan mal varlığının tasfiye borcunu karşılamaya yetmemesi halinde katılma alacağı davasında ihbar edilen 3. Kişilerin borçtan sorumlu olması gerekeceği, işler arasındaki katılma alacağı davasının Uşak Aile Mahkemesinde devam ettiği, katılma alacağına yönelik davalarda katılma alacağı talep eden eşin davacı, talep edilen eşin ise davalı olması gerektiği, 3. Kişilerin yasal koşullar oluşmadan borçtan sorumlu olmayacağı bu nedenle açılan davada hukuki yarar olmadığı" gerekçesiyle davanın hukuki yararı yokluğundan reddine karar verilmiştir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır....

      Öte yandan; tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir. Somut olaya gelince; Taraflar 26/09/2008 tarihinde evlenmiş, açılan boşanma davası sonucunda kararın kesinleşmesi ile tarafların 24/09/2020 tarihinde boşandıklarının nüfus kayıtlarına işlendiği görülmektedir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl ve birleşen davanın davalı ... yönünden kabulüne, davalı ... yönünden reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı ... vekili, evlilik birliği devamında davalılardan eski eş ... adına bir adet traktör alındığını, bu traktörün davacıdan mal kaçırmak amacıyla diğer davalı erkek kardeşi Ahmet'e devredildiğini belirterek mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 25.000,00 TL katılma alacağının, birleşen dava dilekçesinde ise katılma alacağı yönünden şimdilik 8.483,40 TL faizin davalılardan tahsilini talep etmiştir....

        Mal rejimi TMK’nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Temyize konu dava 14.12.2011 tarihinde açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için her hangi bir zamanaşımı süresi düzenlemesi getirilmemiştir. Bu gibi durumlarda TMK’nun 5.maddesi yollamasıyla 6098 sayılı TBK uygulanmalıdır. Zira TBK'nun 646.maddesine göre Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir.Buna göre, TBK'nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresi mal rejiminin tasfiyesi davalarında da uygulanmalıdır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun (17.04.2013 tarih ve 2013/8-375 E. 2013/520 .... sayılı kararı) ve dairemizin uygulaması da bu yöndedir....

          Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal ayrılığı, bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılmasında; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere her bir eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir. Buna göre; mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde (01.01.2002 tarihine kadar) eşlerin kooperatif ödemelerine yaptıkları katkı oranı, 743 Sayılı TKM, Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri ile Yargıtay ve Dairemizce kabul edilen "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. Kişisel mal olarak kabul edilen bu katkı oranı, 01.01.2002 tarihinden sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarına göre, hesap edilecek "değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı" miktarlarının tespitinde gözetilecektir....

          Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK'nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK'nun 202.m)....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı ... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair ... Aile Mahkemesinden verilen 14.09.2010 gün ve 9/1132 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, evlilik birliği içinde edinilen ... plakalı vekil edenine ait aracın takasa verilmesi ve bakiyesinin ödenmesiyle satın alınarak davalı adına tescil edildiğini, boşanma davasının açıldığı tarihten sonra aracın davalı tarafından kötü niyetle 3. kişiye devredildiğini açıklayarak, mal rejiminin tasfiyesi ile 9500 TL’nin faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, araç bedelinin vekil edenine ait aracın satışı ve üzerine çekilen krediyle ödendiğini, davacının katkısı bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur....

              UYAP Entegrasyonu