Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasında dava konusu taşınmazın evlilik birliği içerisinde 01/01/2002 tarihinden sonra edinildiği ve edinilmiş mal olduğu konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Bu taşınmaza ilişkin mal rejiminin tasfiyesine yönelik protokolde yer alan 4 nolu maddede taşınmazın davalı tarafından satışının yapılarak yarı bedelinin davacıya verilmemesi halinde davacının mal rejiminin tasfiyesi kapsamında dava açabileceğine ilişkin şarta bağlı düzenleme yapılmış ise de; taşınmazın protokolün 5 nolu bendinin son cümlesine göre gecikmeksizin devir işlemlerinin (satış) yapılmaması halinde herhangi bir müeyyide belirtilmediği gibi böyle bir ihtimalde davacının mal rejiminin tasfiyesi kapsamında dava açamayacağına yönelik bir anlaşma da söz konusu değildir....

-Davacı vekili, dava dilekçesinde, mal rejiminin tasfiyesi sonucunda dava konusu 295 ada 29 parseldeki katkı payı olan %80 mülkiyet hakkının tespitine karar verilmesini istemiş, 09.07.2014 tarihli son oturumda, talebini değiştirmek suretiyle “...katkı payının saptanarak müvekkilim adına kayıt ve tescilini talep ediyoruz” demiştir. Dava, 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra 06.02.2013 tarihinde açılmıştır. HMK'nun 141/... fıkrasında “iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakatı hükümleri saklıdır” hükmüne yer verilmiştir. Davacının talep sonucunu değiştirdiği oturumda davalı vekilinin açık muvafakatı olmadığı gibi yerinde görülmeyen talebin reddine karar verilmesini savunmuştur. Buna göre dava, mal rejiminin tasfiyesi ile davacı yanın katkı oranının tespitine ilişkindir. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının açılmamış sayılmasına dair .... 4. Aile Mahkemesi'nden verilen 09.06.2016 gün ve 201/528 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, boşanma dava dilekçesi ile birlikte mal rejiminin tasfiyesi, evlilik birliği içerisinde edinilen davalı adına kayıtlı aracın rayiç değerinin katkı payı olan 1/2 oranda tazminini talep etmiştir. Davalı asıl ..., davaya konu aracın babasının katkısı ile satın alındığını ve edinilmiş mal olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı Uyuşmazlık, Boşanma davasından ayrı açılan mal rejiminin tasfiyesi istemidir. Davacı evlillik sırasında alınan bir takım mallar nedeniyle mal rejiminin tasfiye edilerek dilekçesinde belirtilen ve evlilikten sonra alınan malların değerinin ½ sinin tahsilini talep etmiştir. Uyuşmazlığın bu niteliği gereği inceleme göre Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. Ancak, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince uyuşmazlığın “boşanma davasından sonra karı koca arasında eşya davası sonucunda verilen karara ilişkin” olduğu kabul edilerek Dairemizin görevli olduğuna karar verilmiş olduğundan, görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Başkanlar Kurulu'na gönderilmek üzere Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 04.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Az yukarıda açıklanan dava dilekçesi içeriği, yine aynı şekilde ön inceleme duruşmasında davacı vekilinin dava dilekçesinde belirtilen malların edinilmiş mal olup bu malların tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL katılma alacağının faiziyle birlikte tahsilini talep ettiklerine ilişkin beyanıda gözetildiğinde; davacının talebi, edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağıdır....

          Yargıtayın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin kanunda yazılı sebeplerden biri ile sona ermiş olması gerekir.(TMK m.180, 206, 208, 225) Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu olması için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Ön koşul gerçekleşmeden mal rejimine ilişkin davaların görülmesi ve sonuçlandırılması mümkün değildir. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda, usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK m.30) bekletici mesele yapılmalıdır....

          Mal rejimi TMK’nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Temyize konu dava 14.12.2011 tarihinde açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için her hangi bir zamanaşımı süresi düzenlemesi getirilmemiştir. Bu gibi durumlarda TMK’nun 5.maddesi yollamasıyla 6098 sayılı TBK uygulanmalıdır. Zira TBK'nun 646.maddesine göre Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir.Buna göre, TBK'nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresi mal rejiminin tasfiyesi davalarında da uygulanmalıdır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun (17.04.2013 tarih ve 2013/8-375 E. 2013/520 .... sayılı kararı) ve dairemizin uygulaması da bu yöndedir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi kapsamında alacak isteğine ilişkin asıl ve karşı davanın reddine dair ...19.10.2012 gün ve 845/1170 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı-karşı davalı ... vekili tarafından mal rejiminin tasfiyesi kapsamında alacak ve ziynet eşyası bedeli davalı-karşı davacı ... vekili tarafından katkı payı alacağı isteğine ilişkin olarak açılan davaların yapılan yargılaması sonunda, asıl ve karşı davaların reddine karar verilmiştir. Hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Ölüme Bağlı Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılar ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava , ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre bir kısım davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Bir kısım davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Somut olayda, davacı sağ eş de dahil davanın tarafları, ortak miras bırakan Hüseyin’in mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar....

                Davacının ikinci talebi ise mal rejiminin tasfiyesine ilişkindir. Mahkemece davacının mal rejimi talebine ilişkin tarafların delilleri toplanmadan, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi de doğru görülmediğinden, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir. Mahkemece yapılacak iş; davacının tapu iptali ve tescil talebinin dosyadan tefriki ile bu talep konusunda görevsizlik kararı vermek, mal rejiminin tasfiyesi talebinin ise tarafların gösterdikleri deliller toplanarak hasıl olacak sonuca göre karar vermekten ibaret olmalıdır....

                UYAP Entegrasyonu