WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde belirtilen 27024 ada 1 parseldeki 26/1983 hisse ve 28279 ada 85 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, dava değerini fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 10.000 TL göstermiş ve bu değer üzerinden peşin harç yatırmıştır. Harcını da yatırdığı 21.12.2015 havale tarihli dilekçede ise, talep miktarını 25.000 TL'ye yükseltmiştir. Davacı tarafın mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteği dava konusu iki adet taşınmaza ilişkin olup, hangi taşınmaz için ne kadar talep edildiği hususu davacı tarafça açıklanmadığı gibi HMK'nin 31. maddesindeki "hakimin davayı aydınlatma ödevi" çerçevesinde mahkemece de açıklatılmamıştır....

    Davanın, bozma ilamında da belirtildiği üzere davacının dava dilekçesi ve yargılama oturumlarındaki beyanlarına göre TMK'nin 202 ve devamı maddeleri gereğince, edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 tarihli ve 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK mad. 227/1, 231, 236/1). TMK'nin 239/1. fıkrasında; "katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir…” denilmektedir. 226/3. maddede ise "Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler" hükmüne yer verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesi ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair ... 6. Aile Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmaz yönünden mal rejiminin tasfiyesi ile alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasında görülen boşanma davasında davacının maddi ve manevi tazminat, nafaka, eşya talebinin olmadığına ilişkin beyanının mal rejiminin tasfiyesinide kapsadığı ve mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu ve bu beyana rağmen açılan iş bu davanın TMK'nun 2. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

        Davalının araca ve araç için kullanıldığı iddia edilen krediye ilişkin temyiz itirazlarınının incelenmesine gelince; Tasfiyeye konu aracın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu aracın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı-karşı davada davalı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlar ve araç nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, karşı davanın reddini savunmuştur. Davalı-karşı davada davacı ... vekili, davanın reddini savunmuş, karşı dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz ve araç nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur....

            Görüldüğü üzere, gerek protokol içeriği gerekse hükme geçirilen mali hususlara ilişkin hüküm fıkrası ile tarafların karşılıklı anlaşmalarını bildirdikleri imzalarını taşıyan kararın verildiği duruşmadaki beyanları birlikte değerlendirildiğinde; tarafların karşılıklı olarak eşya ve ziynet taleplerinin bulunmadığının kabul edildiği, bunun dışındaki anlaşmanın boşanmanın fer'i (eki) niteliğindeki konulara ilişkin olduğu, mal rejiminin tasfiyesi konusunda bir anlaşma yapılmadığı anlaşılmaktadır. TMK. 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma kararı için; eşlerin boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki hususlarda anlaşmış olmaları gerekir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir. Ancak anlaşma olduğu takdirde boşanmayla birlikte hüküm altına alınmasına da yasal bir engel yoktur. Bu bakımdan mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir anlaşma yapılmadığı anlaşıldığından, davacı tarafından eldeki davanın açılmasına engel bir durum bulunmamaktadır....

              Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 Sayılı TMK mad.179). Kişisel mal niteliğindeki şirket üzerinde davacı eşin mal rejiminin tasfiyesi sonucu oluşacak alacak hakkı bulunmamaktadır. Ne var ki; aksi kararlaştırılmadığından şirket geliri edinilmiş mal olduğundan, mevcut ise tasfiye davasının konusu olabilir. Mahkemece yapılacak iş; evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği 07.01.2013 tarihine kadar, dava konusu şirketin kar edip etmediğinin, kar etmişse davalı eşe şirket kar payı (temettü=kazanç) ödenip ödenmediğinin, ödenmişse mevcut olup olmadığının ya da her hangi bir yatırıma dönüştürülüp dönüştürülmediğinin, kar payı ödemesi yapılmamışsa karın şirkete yatırım olarak kullanılıp kullanılmadığının araştırılıp belirlenmesidir....

                İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Tasfiyeye konu taşınmazın, evlilik birliği içinde devam eden inşaat süreci sonunda tamamlanarak edinilmesi halinde, inşaat aşamalarından ve isabet ettiği dönemlerden hareketle, mal rejiminin tasfiyesi ile eşlerin alacak miktarları belirlenir. İnşaata, 743 Sayılı TKM'nin yürürlükte olduğu mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden önceki dönemde başlanıp-bitirilmesi durumunda eşler lehine katkı payı alacağı, 4721 Sayılı TMK'nin yürürlükte olduğu edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 sonraki dönemde başlanıp-bitirilmesinde ise değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakları doğabilecektir....

                  Tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir. Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur....

                    Evlilik sona ermeden tasfiye, sadece TMK. 208. maddesindeki durumda, noterlik eliyle (TMK.m.205) yapılacak bir sözleşmeyle mevcut mal rejimi yerine yeni mal rejimi seçilmesi veya haklı sebebin varlığı ve mahkeme kararıyla mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verilmesi durumlarından sonra söz konusu olabilir. Anlaşmalı boşanmada, tarafların talebi ve anlaşmasıyla hakim tarafından mevcut mal rejiminin anlaşmalı olarak tasfiyesine karar verilebilir. Anlaşmalı boşanma davası sonucu hakim tarafından kendiliğinden mal rejiminin tasfiyesine ilişkin karar verilemez. Anlaşmalı boşanmada tarafların anlaşmaları gereken boşanmanın mali sonuçları, sadece boşanmaya bağlı nafaka ile maddi/manevi tazminat (TMK.m.174) hususlarına özgüdür. Mal rejiminin tasfiyesi konusunda bir anlaşma zorunlu değildir....

                      UYAP Entegrasyonu