"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı ve mal rejiminin değiştirilmesi ... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı ve mal ayrılığı rejimine geçilmesi davasının kabulüne dair Bursa 1. Aile Mahkemesinden verilen 09.02.2011 gün ve 769/116 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 297,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 891,00 TL'nin temyiz eden davalıdan alınmasına 07.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından kusur belirlemesi, tazminat ve mal rejimi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı kadının tazminat ve mal rejimine yönelik talebinin bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 29.06.2015 (Pzt.)...
Bilindiği üzere mal mukabili satımda, satılan malın teslim yerine ulaşması ve malın alıcısına teslim edilmesinden sonra satım bedeli ödenmektedir. Bu ödeme şeklinde ithalatçı ödeme yapmadan önce gümrüklerden malı çekebilmektedir. Mal mukabili satımın kararlaştırıldığı hallerde risk satıcı üzerinde olduğundan genellikle taraflar arasında uzun süreli ve güvene dayalı bir ilişki söz konusudur. Ayrıca bu ödeme şekli satıcının, alıcının ülkesinin politik ve ekonomik bakımdan istikrarlı olduğu durumlarda kullanılabilir....
Bilindiği üzere mal mukabili satımda, satılan malın teslim yerine ulaşması ve malın alıcısına teslim edilmesinden sonra satım bedeli ödenmektedir. Bu ödeme şeklinde ithalatçı ödeme yapmadan önce gümrüklerden malı çekebilmektedir. Mal mukabili satımın kararlaştırıldığı hallerde risk satıcı üzerinde olduğundan genellikle taraflar arasında uzun süreli ve güvene dayalı bir ilişki söz konusudur. Ayrıca bu ödeme şekli satıcının, alıcının ülkesinin politik ve ekonomik bakımdan istikrarlı olduğu durumlarda kullanılabilir....
Davalılar, 21.03.2014 tarihinde evvela mal ayrılığı sözleşmesi, bilahare ise mal rejimine ilişkin hükümler çerçevesinde yapılan paylaşımı gerekçe göstererek hisse devir sözleşmesi yapmışlardır. Davacılar, mal ayrılığı sözleşmesinin de muvazaalı olduğu gerekçesiyle iptalini ayrıca dava etmişler ise de 8. Hukuk Dairesi’nin “.... davalılar arasında yapılan mal ayrılığı sözleşmesinin yapıldğı tarihten sonrası için geçerli olup.... davacıların haklarını etkilemesinin söz konusu olmadığı ve bu nedenle hukuki yarar yokluğundan davanın reddi gerektiği” gerekçesiyle bozulması sonrasında dava rededilerek karar kesinleşmiştir. Bu durumda, mal ayrılığı sözleşmesinin yapıldığı tarihten sonrası için geçerli olduğu hususu kesinleşmiştir. TMK yasal mal rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejimini kabul etmiş ise de eşlerin her zaman usulüne göre yapacakları sözleşme ile başka bir kanuni mal rejimine geçmeleri mümkündür. (TMK. 202-203 md.)...
Ancak; Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında hükmolunan cezanın 5237 sayılı TCK'nun 58. maddesinin 6. ve 7. fıkraları uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve katılanın cüzdanını nerede unuttuğunu kesin olarak bildiği,eşyanın tasarruf alanından çıkmadığının kabulünün zorunlu olduğu,sanığın,suça konu cüzdanın kaybedilmiş eşya olmadığını ve içindeki kimliklerden de kime ait olduğunu bilebilecek durumda olduğunun anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK.nun 142/1-b maddesinde yazılı bulunan hırsızlık suçunu oluşturduğu halde yazılı madde ile hüküm kurulması,aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir. (TMK 225/son), Tasfiyeye konu edilen araç ise mal rejimi sona erdikten sonraki bir tarih olan 22.06.2010 tarihinde davalı eş adına satın alınmıştır. Edinme tarihi itibariyle mal rejimi sona ermiştir. Mahkemece, talebin Aile Hukuku'ndan kaynaklanan uyuşmazlık olarak nitelendirilip kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Talep, genel hükümlere dayalı olarak alacak niteliğinde olup mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bulunmadığından, anılan istek bakımından 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi uyarınca Aile Mahkemesi görevli bulunmamaktadır. Uyuşmazlık 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK.nun m.118-395) kaynaklanmadığından görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir....
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre, sanığın eyleminden dolayı 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesince cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde 5607 sayılı Yasadan hüküm kurulmak suretiyle eksik ceza tayini, Kabule göre de; 1. 24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 2. Sanık hakkında hem hapis hem de adli para cezasına hükmedilmesi karşısında, TCK'nun 58. maddesinin uygulanmasında adli para cezalarında mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına yasal olanak bulunmadığı halde hiç bir ayrım yapılmaksızın sanığın cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi, 3....
adli para cezalarında mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına yasal olanak bulunmadığı halde, hiçbir ayrım yapılmaksızın sanığın cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi, 2-Sanık hakkında takdiri indirim uygulanırken uygulama maddesi olarak TCK'nun 62/1. madde ve fıkrası yerine TCK'nun 62. maddesinin gösterilmesi suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi, 3-Suça konu kaçak eşyanın 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi delaleti ile TCK'nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Bu fıkra hükmü, mükerrirler hakkında veya suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde uygulanmaz" hükmünü içerdiği, 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında da etkin pişmalık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve 5607 sayılı Yasanın 5/2-son cümlesi kapsamında "Soruşturma evresinde, ihtar yapılmaması hâlinde kovuşturma evresinde hâkim tarafından sanığa ihtar yapılır" düzenlemesinin getirildiği cihetle, soruşturma aşamasında kendisine etkin pişmanlık hususunda ihtarat yapılmayan sanık hakkında, mahkemece suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hazinesine ödediği takdirde cezada yapılacak indirimin "1/2" olacağının bildirilmesi gerekirken, “1/3” oranında indirim yapılacağı belirtilmesi suretiyle sanığın yanıltıldığı gözetilerek, ödeme yapmadığından bahisle etkin pişmanlık hükmünün uygulanmaması, 2- Ele geçen kaçak eşyanın, 5607 sayılı Kanunun 13/...