Mahkemece; “... ....Aile Mahkemesinin 2006/1106 E.sayılı davasında, taraflar arasında alacak borç ilişkileri iddia ve dava konusu edilmiş olup, bu davada ileri sürülmeyen alacak talebinin; mahkememiz dosyasında ileri sürülmesi mümkün görülmemiştir, gerekçesiyle” davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. ... ....Aile Mahkemesinin 2006/1106 Esas sayılı dava dosyasının incelemesinde; tarafların, karşılıklı olarak mal rejimine dayalı alacak davası açtıkları; mahkemece, dava konusu meskenle ilgili olarak bilirkişi tarafından belirlenen taşınmaz değerinden (75.947,88 TL’den); davacının, meskenin kredi borcundan kalan bakiyesini şahsi olarak ödediği ve icra takibine konu ettiği belirtilerek; ....500 TL düşülüp, bu şekilde paylaştırma yapıldığı; hükmün kesinleştiği anlaşılmaktadır. ....
Mahkemece, davacı tarafından davalı adına kayıtlı olan taşınmazlar ve sonradan ıslah dilekçesiyle talebine eklenen araçlar ile Bakırköy'deki taşınmazların davalı adına kayıtlarının bulunmadığı ve ayrıca davacı tarafından alacak yerine iptal ile tescil talep edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacının dava dilekçesindeki "...devredildiği takdirde taşınmazların değerinin- bedelinin müvekkilime verilmesine...'' ve ıslah dilekçesindeki ''...müvekkilimin şirket ortağı olması ve bundan kar almaması nedeniyle davalının adına kayıtlı bulunan taşınmazların mal rejimine uygun olarak ½'sinin, taraflar aksine bir sözleşme yapmadıklarından evlilik süresi içerisinde edinilen mallara katılma rejimine göre paylarının dağıtılıp yasal faizi ile birlikte tahsiline...'' anlatımı dikkate alındığında davacının iptal/tescil talebi yanında kademeli olarak alacak isteminde bulunduğunun da kabulü gerekir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 4787 sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 5133 Sayılı Kanunla değişik 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK'nin mad. 118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesi'nde bakılacağını hükme bağlamıştır. Durum böyle iken, Mahkemece dava mal rejimine dayalı alacak isteği olarak nitelendirilmesine rağmen, Mahkemece davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, yazılı şekilde Asliye Hukuk Mahkemesi Mahkemesi sıfatı ile yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, mal ayrılığı rejimine dayalı katkı payı alacağına ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 01.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mal rejimi yurt dışında boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona erecektir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m). 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtayın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin kanunda yazılı sebeplerden biri ile sona ermiş olması gerekir (TMK m.180, 206, 208, 225)....
Davalı eşin kendisine devrinin sözleşmeye dayalı olduğunu, taşınmazın kendisinin kişisel malı niteliğinde olduğunu ileri sürmüş ise de; ileri sürülüş şekline göre davanın, edinilmiş mallara katılma rejimine dayalı artık değere katılma alacağı isteğine ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Kişisel mal savunması katılma alacağı davası içinde değerlendirilmesi gerekir. Bu nedenle mahkemece davacının alacak talebinin genel hükümlere (Borçlar Kanunu'na) dayalı bir talep olduğu, mahkemenin bu sebeple görevsiz olduğuna ilişkin gerekçesi ve kararı yerinde değildir. 4787 sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 5133 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK'nun 118-395 m) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesi'nde bakılacağını hükme bağlamıştır....
Dava kal rejiminin tasfiyesine dayalı tapu iptali ve tescil ve birleşen dava ise mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak isteğine ilişkindir. Bilindiği gibi, 4721 sayılı TMK nun yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihinden sonra eşler arasında başka bir mal rejimi kararlaştırılmadıkça, yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir. 01/01/2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlükte olduğu dönemde ise, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM m.170). TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri malvarlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri gözönünde bulundurularak katkı payı alacağı hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır.Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (BK 544,TBK 646 m)....
Mahkemece, davalının ticari faaliyetlerinden kaynaklanan nedenlerle ailenin mal varlığının tehlikeye düşürüldüğü, taşınmazlar üzerinde haciz şerhleri bulunduğu, davacının yasal mal rejiminden ayrılarak mal ayrılığı rejimine geçilmesini istediği, karı koca arasındaki ilişkide davalı bankalara husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle, bankalar hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın kabulü ile 20.03.2009 dava tarihinden geçerli olmak üzere yasal edinilmiş mal rejiminin sona erdirilerek mal ayrılığı rejimine geçilmesine karar verilmesi üzerine; davacı mal ayrılığı rejimine geçilmesi hususunda vekiline talimat vermediğini açıklayarak davadan feragat talebinin kabulü ile hükmün f eragat nedeniyle bozulmasını istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak .... ..... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair ..... ..... Mahkemesi'nden verilen ....08.2016 gün ve 478/500 sayılı hükmün ...'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, dava dilekçesinde, evlilik birliği içinde edinilen malvarlığı ve ziynet eşyaları dikkate alınarak edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında payının tespit edilerek davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı asil ....08.2016 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir. Davalı ..., usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, boşanma davasının reddi ile ihtiyati tedbir kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece davacı kadının zina (TMK m. 161), olmadığı taktirde evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı (TMK m. 166/1) açmış olduğu boşanma davasının, aynı davanın daha önceden açılmış olduğu ve de halen görülmekte olması sebebiyle derdestlik şartları oluştuğu gerekçesiyle (HMK m. 114/1-ı) usulden reddine karar verilmiştir....