DOSYANIN GEÇİRDİĞİ SAFAHAT: Davacı tarafça mal rejiminin tasfiyesi ile ziynet ve çeyiz eşyalarının iadesi davası birlikte açılarak Ankara 9. Aile Mahkemesi'nin 2013/1394 E numarasına kaydedilmiş, yargılamanın 07/04/2014 tarihli celsesinde ise "ev eşyası, ziynet ve çeyiz eşyalarına ilişkin davanın bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına" dair ara karar kurulmuştur. Yapılan tefrik işlemi sonrasında, ziynet ve çeyiz eşyalarının iadesi davası Ankara 9. Aile Mahkemesi'nin 2015/1538 E numarasına kaydedilmiş olup, iş bu dosya kapsamında ziynet ve çeyiz eşyalarının iadesi davasına yönelik olarak istinaf istemi doğrultusunda istinaf kanun yolu incelemesi yapılmıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; "......
Hayat deneylerine göre, olağan olanın, bu çeşit eşyanın ( ziynet ) kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla, bunların, davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Dava konusu kadına ait altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabilir....
Davalı koca tarafından dava konusu ziynet eşyalarının herhangi bir sebep ile bozdurulduğunun iddia edilmesi halinde, bu defa ispat yükü yer değiştirir ve davalı koca ziynet eşyalarının bir daha iade edilmemek üzere kendisine verildiğini; eş söyleyiş ile kendisine bağışlandığını, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığını kanıtlanması halinde, ancak bu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Ziynet; altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır (Yılmaz, E.: Hukuk Sözlüğü, Ankara 2011, s. 1529). Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir (Sağıroğlu, M.Ş.: Ziynet Davaları, İstanbul 2013, s.3)....
Somut olayda, davacı-davalı kadının toplam 56.064 TL tutarındaki ziynet ve çeyiz eşyası alacağı nın kabulüne hükmedilmiş olup, bölge adliye mahkemesince ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davası yönünden verilen karar kesindir. Bu nedenle, erkeğin kadının kabul edilen ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasına dair temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Taraflar arasında görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince erkeğin davasının reddine ve kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine hükmedilmiştir. Hükme karşı davalı-davacı erkek her iki boşanma davası ve kadının kabul edilen ziynet ve çeyiz eşyası alacağı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bölge adliye mahkemesi erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiş ve hüküm erkek tarafından yukarıda belirtilen nedenlerle temyiz edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacı hakkında İstanbul Anadolu 20.Aile Mahkemesinin 26.09.2019 tarih ve 2013/1218 Esas ve 2019/773 Karar sayılı ilamına dayalı olarak katılma alacağı , ziynet eşyası alacağı ,faizleri ve yargılama gideri ve vekalet ücreti alacağına ilişkin ilamlı takipte bulunulduğu, davacı vekili tarafından ilamın takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerektiği ileri sürülerek şikayette bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından şikayetin reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi kararında da açıklandığı gibi katılma alacağına ve ziynet eşyası alacağına ilişkin ilamın takibe konulabilmesi için ilamın kesinleşmesi gerekmediğinden mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Biga Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı, çeyiz, ziynet eşyası iadesi ... ve ... aralarındaki katılma alacağı, çeyiz ve ziynet eşyası iadesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 11.12.2012 gün ve 474/539 sayılı hükmün ...'...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mal rejimine yönelik talebin reddi yönünden kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu olan araç alındıktan kısa bir süre sonra kız kardeşi olan ve davanın ihbar edildiği T5 devir yapıldığını, mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını, davacının araç sebebiyle katılma alacağının olduğunun açık olduğundan red kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2014/413 Esas ve 2015/923 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, kararın 09/02/2016 tarihinde kesinleştiğini, davacıya düğünde takılan altın ve ziynet eşyalarını davalının 1 yıl sonra geri vereceğini söyleyerek bozdurduğunu ancak iade etmediğini belirterek davacıya evlenme sırasında takılan 9 adet çeyrek altın (2.223,00 TL), 1 adet 22 ayar zincir 15 gr(2.020,00 TL) ve üzerinde 5 adet de çeyrek altın dizili (1.235,00 TL), 1 adet 22 ayar Trabzon hasırı küpe 12 gr (1.620,00 TL), 4 adet 22 ayar Adana kelepçeli burma bilezik 23'er gr (12.420,00 TL), 2 adet 22 ayar ray bilezik 10 ve 9 gr (2.565,00 TL), 2 adet 22 ayar 5 ve 6 gr yüzük (1.485,00 TL) altının aynen iadesine veya tespit edilecek değerinin davalıdan yasal faiziyle tahsiline, dosyanın daha önce davalı tarafından açılan mal rejimine ilişkin Gaziosmanpaşa 2. Aile Mahkemesinin 2015/143 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece; "Dinlenen tanıklar, tüm dosya içeriği, taraf beyanları, bilirkişi raporu dikkate alındığında; tarafların mahkememizin 2020/718 Esas, 2022/146 karar sayılı kararı ile boşanmalarına karar verildiği ve bu dosyadaki ziynet eşyası talebi yönünden tefrik kararı verildiği, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2015 / 17417 Karar sayılı kararında “Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır denilmektedir. Türk Medeni Kanunu 220/1 maddesinde "Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya kişisel maldır" denilmektedir. Ziynet eşyalarının da kişisel mal olduğu açıktır. Dinlenen yeminli tanık beyanları ile sabit olduğu üzere davalı tarafından alınarak harcandığı tespit edilen ziynet eşyalarının davacıya iadesi, aynen iadesi mümkün olmaz ise maddi karşılığının davacıya iadesi gerekmektedir....
Kişisel mal niteliğinde olan ziynet eşyalarının davacı kadında olması asıldır. TMK 6.madde gereğince davacı kadın ziynetlerin varlığını, kendisinden alındığını ve geri iade edilmediğini ispatla yükümlüdür. Davacı tanıklarının beyanları dikkate alındığında ziynetlere ilişkin beyanları davacı kadından duyuma dayalıdır. Davacı kadın ziynetleri karşı tarafın aldığını ve iade etmediklerini, somut, görgüye dayalı delillerle ispatlayamamıştır. Bu haliyle ziynet eşyası alacağı davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına aykırıdır....