Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri mal varlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanun'un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (EBK mad.544, TBK mad.646). Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM mad.186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM mad.189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği mal varlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir....

Davalı-karşı davacının kabul edilen ziynet-çeyiz eşyası alacağı davası yönünden; İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;davacı-karşı davalının takı parası ve ziynetler yönünden davasının kısmen kabulü ile 3.000,00- TL takı bedelinin ve 1.700,00- TL çeyiz eşyası bedelinin davalı-karşı davacıdan alınıp davacı-karşı davalıya verilmesine, şovalye erkek yüzük ve alyans yönünden davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK m.341/2 maddesine göre karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar karar tarihi itibariyle 4.400,00- TL. dır. Buna göre ; davacı-karşı davalının ziynet alacağı talebi açısından kabul edilen miktar 3.000,00- TL ,çeyiz eşyası talebi açısından ise 1.700,00- TL olup ayrı ayrı kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla kabul edilen ziynet ve çeyiz eşyası alacak miktarı ayrı yarı dörtbindörtyüz-TL'nı geçmemektedir....

İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; ziynet eşyası talebinin reddinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma ve ziynet alacağı istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Somut olayda; mahkemece boşanma ve ferilerine yönelik verilen karar taraflarca istinaf edilmemiş olup, istinaf yalnızca reddedilen ziynet alacağına ilişkindir. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür (TMK md. 6). İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK md. 190)....

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı koca; ziynet eşyası yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacı kadın tarafından ziynet eşyalarının davalının babası ve erkek kardeşi tarafından alındığını iddia etmiş olması ve tanıkların görgüye dayalı bilgilerinin olmaması da nazara alınarak husumet davalı kocaya yöneltilemez.(Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2013/10630 esas 2013/16262 karar 04/12/2013) ziynet eşyası alacağına ilişkin kocaya yöneltilen davanın Husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir. HMK 353/1- b-2 maddesine göre ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava; davacı/ karşı davalı erkek tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. Karşı dava; davalı/ karşı davacı kadın tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma, fer'ileri ve ziynet eşyası alacağına ilişkindir. Ziynet eşyasına ilişkin dava dışında kalan kısımlar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Tüm dosya kapsamı ve davacı kadın tanığı anne Eşe Özdemir'in beyanı dikkate alındığında davacı kadının ziynet eşyalarını yanına almadığı, son kez eve gittiğinde de sadece kıyafetlerini aldığı, ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığı kanaatine varılmakla ziynet eşya bedelinin kadına verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

, 1.000,00 TL iştirak nafakasına, davacının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının maddî ve manevî tazminat talebi ile ziynet eşyası talebinin reddine karar verilmiştir....

    Ancak, Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez. Somut olayda, takibin dayanağı olan ilam incelendiğinde, davacının boşanma davasının kabulüne, ziynet alacağına yönelik talebinin reddine, ziynet alacağı talebinin reddi nedeniyle 46.872,89 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine hükmedildiği, ziynet alacağı talebinin boşanmanın ferisi olmayıp ondan bağımsız olan edaya ilişkin bir ilam olduğu (Yargıtay 8 HD'nin 2013/10638- 16959 esas ve karar sayılı emsal kararı), bu nedenle davalı (takibin alacaklısı) lehine hükmedilen 46.872,89 TL ilam vekalet ücreti alacağının tahsili için ilamın kesinleşmesinin gerekmediği anlaşıldığından mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi isabetli olmuştur....

    Davalı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; düğün takılarının tamamının, müvekkil ve davacı eş tarafından müştereken Trabzon'da bir kuyumcuda bozdurularak ortak banka hesabına aktarıldığını, bu paranın tamamen müştereken çocukların doğumunda ve devamındaki masraflarda ve evlilik birliği içerisindeki harcamalarda kullanıldığını, ziynet eşyasının müvekkili tarafından alındığı ve iade edilmeden kişisel olarak harcandığı iddiasının kabul edilmeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; "Davacı kadın ziynet eşyası alacağı talep etmiş ; TMK.nın 6.maddesine göre ziynet alacağını ispat külfeti kadındadır. Kadın dava konusu ziynet eşyalarının neler olduğunun ve nasıl elinden alındığının da ispat yükü altındadır. Somut olayda davacı kadın ziynet eşyalarının ne kadar olduğu dosyaya sunulan düğün fotoğrafından ve alınan beyanlardan anlaşılmıştır....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; manevi tazminat ve ziynet eşyası talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğundan bahisle kararın kaldırılmasını istemiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayri resmi evlilikten kaynaklanan ziynet ve eşya davası ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 03.06.2009 tarih ve 2009/3- 174 E., 2009/235 K. sayılı kararında da; "...Somut olayda; davacı ile davalı nişanlandıktan sonra düğün yaparak gayri resmi şekilde bir araya gelmişler ve uzun süre birlikte yaşamışlardır. Bu durumda nişandan ve yasal olarak korunması gereken bir birliktelikten söz edilmesi mümkün değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiil olarak nitelendirip buna göre çözümlenmesi gerekir…” denilmiştir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 13.11.2018 tarih ve 2017/1159 E. 2018/11427 K. sayılı ve yine Yargıtay 4....

    Davacı , dava konusu olan ziynet eşyalarının davalı tarafından belirtilen on adet bilezik dışındaki ziynet eşyası olduğunu bildirmiş, mahkemece, davanın ispat edilemediği sonucuna varılarak reddine karar verilmiştir. Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulup, ihtiyaçlar için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde, koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davada, davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu ziynet eşyalarının bir kısmının evliliğin devamı sırasında bozdurularak on adet bileziğe çevrildiği, bu bileziklerin ise davacı kadında kaldığı davalı koca tarafından beyan edilmişse de dava konusu olan ziynetin belirtilen bu on adet bilezik dışındaki ziynet eşyası olduğu anlaşılmaktadır....

      UYAP Entegrasyonu