Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi'nin 10/04/2014 tarihli 2013/24354 esas sayılı ilamı) Somut olayda; davacı kadın tarafından, dava dilekçesinde düğünde takılan 5 adet 3'lü burma bilezik, 2 adet baklava dilimi bilezik ve 25 adet çeyrek altından oluşan ziynet eşyalarının kocası tarafından alındığı ve iade edilmediği iddia edilmiş, davalı erkek ise ziynet eşyası yönünden miktar ve niteliğine açıkça itirazda bulunmadığı gibi varlığını inkar etmediği ziynet eşyalarının önce kadın tarafından yanında götürüldüğünün beyan edildiği sonrasında ise 5 adet 3'lü burmanın evlilik birliği içerisinde ortak kararla bozdurulduğu yönünde beyanda bulunmuştur. Öncelikle davacı taraf dava dilekçesinde açıkça sayısını ve niteliğini belirttiği ziynet eşyasına sonradan davanın genişletilmesi yasağı uyarınca arttırımda bulunamayacağından, dava dilekçesinde belirtilen sayı ve nitelikle sınırlı olacak şekilde ziynet eşyası talebinin incelenmesi gerekmektedir....

Dosya kapsamına göre, yukarıda açıklandığı üzere, boşanma davasına ilişkin açılan davada kadın tarafından ziynet eşyası alacak talebi kapsamında dava değeri gösterilmediği, harç yatırılmadığı, mahkemenin kararda belirttiğinin aksine dosyada davacının adli yardım talebi bulunmayıp boşanma ve fer'ilerine yönünden davacı kadın tarafından harç ve gider avanslarının yatırıldığı, gerek tefrik öncesi gerekse tefrik sonrası ziynet eşyası alacağı yönünden dava değeri ve harç eksikliğinin tamamlatılmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, ziynet alacağı talebi yönünden davacı kadın tarafından usulen harcı verilerek açılmış bir dava bulunmadığı halde mahkemece tefrik kararı verilmesi ve feragat beyanı uyarınca davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....

Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Ziynet eşyası davalarında, ispat hukuku yönünden öncelikli kural; davacı kadın eş tarafından dava konusu edilen ziynet eşyalarının, cins, sayı, nitelik ve miktar olarak varlığının kanıtlanmış olması gerekliliğine ilişkindir. Ziynetlerin varlığını bu şekilde ispatlayan kadın eşin ikinci olarak ise; bu ziynetlerin evlilik birliği içinde kendisinden alındığını ve tekrar iade edilmediğini veya bu şekilde elinden alındığına dair bir iddiası yoksa evden ayrılırken bu eşyaları yanında götürmesinin mümkün olmadığını ispat etmesi gerekir. Diğer bir ifadeyle ziynet alacağı hakkı olduğunu iddia eden kadın eş, varlığını kanıtladığı dava konusu ziynetlerin kendinde olmadığını şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanmakla yükümlüdür....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı-Mal Rejimi-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; Efe'nin velayeti ve tazminatların miktarı yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise her iki boşanma davası ve mal rejimi tasfiyesine yönelik davada vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının reddine, davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....

    Dava dilekçesinde; ziynet eşyalarının tespit ile aynen iadesi olmadığı taktirde bedelinin tahsili talep edilmiş, ancak talep edilen ziynet eşyalarının ayrı ayrı gram, ayar ve bedeli açıklanmamıştır. Hukuki açıdan belirsiz olan bu talep hakkında, hakimin davayı aydınlatma görevi çerçevesinde (HMK m.31) davacı vekilinde açıklama istenmesi, ziynetlerin gram ve ayarları ile bedellerinin neler olduğu belli edilerek talebinin somutlaştırılması ve bu dava yönünden dava değerinin tespit edilmesi gerekirken bu hususun düşünülmemesi doğru görülmemiştir. Davacı tarafın bildirmiş oldukları tanıklar mahkemece dinlenmiş ise de, kadının ziynet eşyası davasına konu ettiği altınlar tam olarak belirlenmediği ve ziynet eşyası davası yönünden iddia ve savunma kapsamında tanıklara bilgi ve görgüsünün sorulmadığı anlaşılmaktadır....

    GEREKÇE: Dava kadının davasında mal rejimine dayalı alacak ve kişisel eşyanın iadesi-bedel tahsili,erkeğin karşı davasında mal rejimine dayalı alacak talebinden ibarettir. HMK 355.md.gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı ve kamu düzenini ilgilendiren konularda re'sen inceleme yapılmıştır. Davacı-davalı kadın kendi davasındaki araç ve tekne ile ilgili hükümlere yönelik istinaf başvurusunda bulunmamaktadır. Mal rejimi ile ilgili genel hukuki bilgiler ilk derece mahkemesi gerekçesinde yeterince belirtilmekle tekrarına gerek görülmemiştir. Taraflar 15.02.2003 tarihinde evlenmiş,16.01.2014 tarihinde boşanma davası açılmış ve tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm 08.09.2015 tarihinde kesinleşmiştir....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/784 Esas 2014/86 Karar sayılı ilamı ile boşanmalarına karar verilen dava dosyasında ziynet eşyaları ile mal rejiminin dava konusu edilmediğini, düğünde kendisine 1 adet 22 ayar Adana burma ve 14 adet bilezik (14*30gr=420gr), 10 adet altın (17,50 gr), 1 adet tam (7,20), 1 adet Trabzon hasır takımının (110 gr) ziynet eşyası olarak takıldığını, bu ziynet eşyalarının davalı tarafından kendisine iade edilmediğini, boşanma ile birlikte mal rejiminin de sona ermiş olduğunu belirterek, yargılama esnasında ehil bilirkişi marifetiyle tespit edilecek değer bakımından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1 adet 22 ayar Adana burma ve 14 adet bilezik (14*30gr=420gr), 10 adet altın (17,50 gr), 1 adet tam (7,20), 1 adet Trabzon hasır takımı (110 gr) ile düğününde takılan ve davalıda kalan ziynetlerin aynen iadesini ve aynen iade mümkün değilse bedeli olarak şimdilik 40.000 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak tarafına verilmesine...

    Mahkemece yapılan yargılama sonucu; davacının katılma alacağını dayandırdığı, ev eşyalarının bir bölümünün evlilik öncesi alınan eşya oldukları, bu eşyaların bedelinin davalı tarafından ödendiği ve davalı adına fatura edildiği, bu ev eşyalarının mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 2002 yılından önce edinilmesi nedeniyle davalıya ait olduğu kabul edildiği, bir kısım ev eşyasının ise 2002 yılından sonra alındığı davacı ve tanıklar tarafından beyan edildiği, 2006 yılında Doğubeyazıt ve Kıbrıs'ta alındığı ifade edilen ev eşyaları 2002 yılından sonra alındığından yeni Türk Medeni Kanunu uyarınca edinilmiş mal kapsamında olduğu, bu ev eşyalarının değerinin bilirkişi raporunda 1.085,00 TL olarak tespit edildiği, fatura sunulmayan diğer buzdolabı ve yemek takımının nitelikleri gereği davacının çeyiz eşyası olduğu kanaatine varıldığı, ziynet eşyaları yönünden bilirkişi raporu düzenlendiği ve değerlerinin tespit edildiği, ancak bilirkişi raporunda bileziklerin fotoğraflarda görünmediğinin, davacının...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından; velayet, ziynet eşyası alacağı ve nafakalar yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise; kusur belirlemesi, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri ve nafakaların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 4.6.2008 tarihinde kabul edilen 5766 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda kanunun yürürlüğe girdiği 6.6.2008 tarihinden sonra yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur...

      DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki "boşanma" ve "eşya alacağı" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından; kusur belirlemesi, karşı boşanma ve ziynet alacağı davalarının kabulü, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 4.6.2008 tarihinde kabul edilen 5766 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda kanunun yürürlüğe girdiği 6.6.2008 tarihinden sonra yapılan temyiz başvurularından; temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur. Temyiz eden davacı-davalı ...'...

        UYAP Entegrasyonu