Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, mal rejiminden kaynaklı değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkin açılmış davadır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği saptanmıştır. Davacı davaya konu taşınmaz ile aracın evlilik birliği içinde edinildiğini, bu malların edinilmiş mal olduğunu, taşınmazın edinilmesi sırasında ziynet eşyalarının kullanıldığını ancak taşınmazın davalı adına tescil edildiğini, aracın ise davalıya ait olmasına rağmen mal kaçırma amaçlı olarak davalının arkadaşının adına kayıtlı bulunduğunu ileri sürerek davaya konu mallar yönünden tasfiye alacağı talep etmektedir....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/632 ESAS DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile taraflar arasında geçerli yasal mal rejimi gereğince edinilen malların tasfiyesi ile işbu belirsiz alacak davasında katılma alacağı olarak şimdilik 1.000TL katılma alacağının işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalıların taşınmaz, araç ve banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalılar cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmişlerdir....

Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, deliller takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, davacı tarafça ziynet eşyalarının taşınmazın satın alınmasında kullandığı ileri sürülmüş ise de, bu hususun davacı tarafça kanıtlanamadığı, davalının, davacı tarafın yemin teklifi üzerine, ziynet eşyalarının taşınmazın alınmasında kullanılmadığı, evi terk ederken davacının yanında götürdüğü hususunda usulüne uygun olarak yemin ettiğine, dava dilekçesinde açıkça edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağı konusunda bir istek ve açıklama bulunmadığına göre, Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün açıklanan nedenlerle ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

    TMK'nun 240. maddesinde; “Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle mülkiyet, intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir...” hükmüne yer verilmiştir. Anılan hüküm gereğince intifa hakkı hükmen kurulmuştur. İntifa hakkı, taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir mal varlığı üzerinde kurulabilir. Aksine düzenleme olmadıkça bu hak, sahibine konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar (TMK. m. 794). Davacı eş yararına aile konutu üzerinde intifa hakkının tanınabilmesi için maddede yazılı diğer koşulların yanında sağ kalan eşin katılma alacağının bulunması gerekmektedir. Zira intifa hakkı ancak katılma alacağı hakkına mahsuben talep edilebilir....

      Mahkemece, “mal rejimine yönelik şahsi hak talebi yönünde toplanan deliller tanık beyanları, dosya kapsamı, bilirkişilerin yeterli ve denetime elverişli raporları ile davacının 8.888,00 TL katılma alacağının mevcut olduğu, taşınmazın güncel değerinin keşif tarihi itibariyle belirlendiği, ek raporlarla belirlenen değerin de aynı olduğunun saptandığı gerekçesiyle 8.888,00 TL'nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin isteğin reddine, karar tarihinden itibaren ödenmeyen günler için yasal faiz işletilmesine” karar verilmesi üzerine hüküm yalnızca davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen taşınmazdan kaynaklanan ve TMK'nun 202, 218, 219, 229, 231, 232, 235, 236 ve 239. maddeleri gereğince açılan katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır....

        DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalının 1993 yılında evlendiklerini, Samsun 1.Aile Mahkemesinin 2016/802 esas sayılı dosyası ile boşanma dosyasının karar çıktığını, istinaf aşamasında olduğunu, evlilik birliğinden edinilmiş mal varlıklarının olduğunu, davalının kullanımında olan Cumhuriyet Mah. 97....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı ... ile ... aralarındaki Mal rejiminden kaynaklanan (katılma alacağı) davasının ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ...5. Aile Mahkemesi'nden verilen 12.02.2014 gün ve 108 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, dava dilekçesinde ada ve parsel numaraları yazılı üç parça taşınmaz ile plakaları yazılı üç adet araç, ......

          İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....

          Anılan maddede açıkça; “Tasfiye sırasında, borçlu eşin mal varlığı veya terekesi, katılma alacağını karşılamadığı taktirde, alacaklı eş veya mirasçıları, edinilmiş mallarda hesaba katılması gereken karşılıksız kazandırmaları, bunlardan yararlanan üçüncü kişilerden eksik kalan miktarla sınırlı olarak isteyebilir”, hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü gibi bu maddenin uygulanabilmesi için her şeyden önce eşlerin boşanmış olmaları ve boşanma kararının kesinleşmiş bulunması, açılacak katılma alacağı davasıyla alacağının davalının maddede açıklanan mallarından kaynaklanan alacak miktarıyla karşılanamadığı durumlarda eksik kalan kısım için ancak üçüncü kişiye başvurulabilir. Taraflar henüz evli olup, edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma payı alacağı davasının ön koşulu Mahkemenin de değindiği gibi gerçekleşmemiştir. Dolayısıyla TMK.nun 241. maddesi zaten bu durumda uygulanma olanağı bulamaz....

            Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacağı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK mad.227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür....

            UYAP Entegrasyonu