Gerek mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde ve gerekse edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulandığı evrede mal rejiminden kaynaklanan davalarda ayin (mülkiyet) isteme olanağı bulunmayıp, şahsi hak niteliğinde bulunan alacağın istenmesi esastır. Bu nedenle tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır. Sözü edilen bağımsız bölüm 24.12.2002 tarihinde edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı ... Kasnak tarafından satış yoluyla edinildiğine göre, bu taşınmazın edinilmiş mal olduğu konusunda bir duraksama bulunmamaktadır. Edinilmiş mal olarak kabul edilen taşınmazlar TMK.nun 235/1. fıkrası uyarınca tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılırlar. Yani karar tarihine en yakın bir tarihte yapılacak bir değer belirlemesiyle saptanacak değerin tasfiyeye esas alınması söz konusudur. Mahkemece, 4.4.2008 tarihinde yapılan keşifte belirlenen değer hükme esas alınmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan davalar K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK.nun 194. maddesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin bulunduğuna, mal rejimi tasfiyesine yönelik bir istek olmadığına ve davada zilyetliğe dayanılmadığına göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay ( 2.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
rejiminden kaynaklanan katılma alacağı davasına konu olamayacağı, davalı adına kayıtlı aktif ve pasif araç kaydının olmadığı gibi davacının bu talebini aracın modeli, plakası ve özellikleri belirtilmek suretiyle somutlaştırmadığı, her ne kadar davacı, davalının iki ayrı işverenlikten aldığı kıdem tazminatına ilişkin mal rejimi tasfiyesinde kaynaklanan alacak talebinde bulunmuş ise de, davalının mal rejiminin sona erdiği 27/05/2015 tarihi itibari ile işten ayrıldığı, davalının 2014/09 ile 2015/04 dönemleri arasında 1195446 iş yeri numaralı Beytur Belde Yapı Tic....
Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı istemine ilişkindir. Taraflar 07/06/2014 tarihinde evlenmiş, 20/09/2016 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 08/09/2017 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir (TMK.nun 225/2. m.) Taraflar TMK.nun yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihinden sonra evlendiğinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar da başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202. m.). Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır....
Eşler arasında boşanma davasının açıldığı tarihte mal rejimi sona ermiştir (TMK.225/son). Başka mal rejimi seçilmediğinden (4722 SK.m.10) evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, (MK.nun 170) bu tarihten, mal rejiminin sona erdiği 16.04.2007 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava konusu taşınmaz, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 05.01.2000 tarihinde 3. kişiden satın alınarak davalı adına tescil edilmiştir. TC.Ziraat Bankası ...Şubesindeki davalı adına olan mevduat hesabı ise 25.06.2001 tarihinde açılarak hesaba 27.658 TL yatırılmıştır. Anılan hesaptaki para faiz getirisi ile birlikte artarak mal rejiminin sona erdiği 16.04.2007 tarihinden kısa bir süre önce 115.060,79 TL olarak 26.03.2007 tarihinde davalı tarafından çekilmiştir. Davacı kadının evlilik birliği süresi içerisinde gelir getiren herhangi bir çalışması olmamıştır....
Mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davalarında ise “rejimin sona ermesi” davanın görülebilirlik ön koşuludur. Bu husus, 4721 sayılı Kanun’un 225 inci maddesinde “Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer. Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer” denilmek suretiyle vurgulanmıştır. Yargıtay önüne gelen uyuşmazlıklarda, mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle ... alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi gerektiğini kabul etmektedir. Dolayısıyla mal rejimi sona ermeden açılan tasfiye davaları hakkında “davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan” reddine karar verilmelidir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Tapu İptal ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm eşler arasında mal rejiminden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....
Bundan ayrı, eşlerden birinin diğerinden mal rejiminden kaynaklanan alacak isteğinde bulunabilmesi için talepte bulunulan mal veya değerin evlilik içinde edinilmiş olması gerekir. Eldeki davada dava konusu mesken davalı ... tarafından 20.3.2003 tarihinde edinilmiş, eşler arasındaki mal rejimi ise boşanma davasının açıldığı 13.3.2003 tarihi itibarıyla sona ermiştir (TMK. m. 225/2). Mal rejimi sona erdikten sonra davacının davalıya devrettiği taşınmazla ilgili mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı isteme imkanı bulunmamaktadır. Bu yönden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... Tarsus'un temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve yasaya aykırı görülen hükmün HUMK.nun 428 maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 24.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ettiği 30 adet çeyrek altın mevcut olduğunu, bu varlıklar üzerinde müvekkilinin de hakkı bulunduğunu, yasal mal rejiminin uygulanması gerektiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 125.000 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Oysa Mahkeme içi ikrar niteliğinde olup, kesin delil teşkil eden boşanma davasındaki davacı vekilinin ve davacı asılın imzalı beyanlarında açıkça "mal talepleri" olmadıklarını bildirmişler, davalı tarafın da mutabık kalması üzerine anlaşmalı boşanma gerçekleşmiştir. Davacı yan bu konuda irade fesadına uğratıldıklarını da ileri sürmemiştir. Karara esas teşkil eden "...mal talebim yoktur..." biçimindeki beyanda yer verilen "mal" tabirinin, Türk Medeni Yasası'nın konu ile ilgili başlık ya da Kanun maddelerindeki "mal" kavramını ifade ettiği izahtan varestedir. Ezcümle buradaki "mal" tabiri, eşlerin sahip oldukları mal rejiminin tasfiyesi davalarına konu edilebilecek ve ekonomik değeri bulunan taşınır - taşınmaz varlıkların tamamını kapsamaktadır....