"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan tescil ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan tescil davasının reddine dair Çorlu Aile Mahkemesinden verilen 11.02.2009 gün ve 36/106 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, vekil edeninin çalışmaları karşılığında elde edilen gelirlerle evlilik birliği içinde edinilerek davalı eş adına kaydedilen ... Yapı Kooperatifi A Blok 22 nolu meskene ait hissenin 1/2 sinin bedelinin edinilmiş mallara katılma rejimi gereğince davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar ((Yasal Mal Rejiminin Mal Ayrımına Dönüşümü) ve Ziynet eşyası alacağı davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı taraf, kararın tamamı yönünden, istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf kanun yolu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ila 361. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, ''İncelemenin Kapsamı'' başlığını taşıyan 355. maddede açıkça; ''İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir'' demek suretiyle kural olarak Bölge Adliye Mahkemelerinin taraflarca ileri sürülmemiş hususları inceleme konusu edemeyeceği ifade edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33)....
İddianın ileri sürülüş şekline göre istinaf kanun yolu başvurusuna konu dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere; 01/01/2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM m.170). TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri mal varlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5. maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulacaktır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK m.544, TBK m.646). Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM m.186/1)....
Tasfiyeye konu taşınmaz, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 22.03.2011 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179). Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; Tarafların anlaşmalarında belirttikleri hususlarda açıklayıcı bilgi ve delillerin bulunmadığı, ne şekilde mallarını paylaştıklarının somut olarak açıklanmadığı ve ayrıca anlaşma metni ve içeriğinin boşanma kararında yer verilmediği, mevcut beyanlarının boşanma davasının eki niteliğinde olmayan mal rejiminden kaynaklanan alacak taleplerinden feragat anlamı taşımayacağı anlaşıldığından, davanın esasının incelenerek tarafların delilleri toplanıp talepleriyle ilgili hüküm kurulması gerekirken; yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....
Öte yandan; tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine reddine dair ... 2. Aile Mahkemesi'nden verilen 08.04.2014 gün ve 173/263 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: ... A R A R Davacı ... vekili, davalı aleyhine 19.07.2007 tarihinde ... Aile Mahkemesi'ne açılan katkı payı alacağı davası neticesinde davanın kabulü ile 30.000-TL alacağa hükmedildiğini, davacının 129.470,96-TL alacak hakkı bulunduğu kanısına varılarak 99.470-TL alacak miktarına yönelik hakkının saklı tutulmasına karar verildiğini açıklayarak 99.470-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini istemiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....
Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1. m). Tasfiyeye konu kooperatife 27.07.1995 tarihinde üye olunmuş, ödemeler 27.07.1995-30.05.2008 tarihleri arasında yapılmıştır. Dava konusu taşınmaz 12.08.1999 tarihinde davalı eşe teslim edilmiş, ancak tedbir nedeniyle tapuda davalı adına tescil edilmemiş olup halen kooperatif adına kayıtlıdır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m). ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazları yönünden; Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır....
İddianın ileri sürülüş şekli, dosya kapsamına göre istinaf kanun yolu başvurusuna konu dava; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere; 01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM m.170). TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri mal varlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulacaktır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK m.544, TBK m.646). Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM m.186/1)....
Dava mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkindir. Taraflar 26/04/1998 tarihinde evlenmiş, 19/10/2015 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 05/01/2016 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden TMK.nun yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihine kadar eşler arasında 743 sayılı TKM'ne göre mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK m.202). Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyadaki tutanak ve deliller, gerek boşanma gerekse eldeki dosya kapsamı karşısında, tarafların Bakırköy 7....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair ... 3. Aile Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ..., ... ve ... vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, dava konusu taşınmazların muris ...'...