Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı - karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında herhangi bir mal rejimi seçimi olmadığı için yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olduklarını, evlilikleri süresince edindikleri tüm mallar da davacı - karşı davalının üzerinde olup halihazırda müvekkil üzerine hiçbir mal bulunmadığını, mal paylaşımı noktasında davacı - karşı davalının müvekkile yöneltebileceği hiçbir alacağı da bulunmadığını, zira müvekkil aleyhine açılan bu davaya konu olabilecek bir mal olmadığını belirterek edinilen malların tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak şimdilik Boğazlıyan/Bahariye 193 ada, parsel'de kayıtlı E-2 Blok Bağımsız Bölüm:12'deki taşınmaza ilişkin ve mahkeme kanalı ile tespit edilecek diğer taşınmazlardan kaynaklı edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklı alacak hakları için 2.500 TL, 34 XX 432 plakalı araç ve mahkeme kanalı ile sonradan tespit edilecek diğer araçlara ilişkin edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklı...

kendi malı sayılacağı ve davacının bu taşınmaz hakkında mal rejiminden kaynaklanan herhangi bir hakkının bulunmadığını, davalının davacı eşi ve çocukları ile birlikte 2004 yılına kadar dava konusu evde ikamet ettiklerini, kat mülkiyetine geçişin yapıldığı tarihte ise davalının yine davacı eş ve çocukları ile birlikte Tokat ilinde ikamet ettiklerini, bu durumda da dava konusu taşınmazın edinme tarihi 01/10/2001 olarak kabul edilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaz her ne kadar evlilik birliği içerisinde alınmış olsa da taşınmazın iktisap edildiği tarihte uygulanan yasal mal rejimi Mal Ayrılığı olduğunu, davacı eşin taşınmaz üzerinde mal rejiminden kaynaklanan herhangi bir hakkı ve alacağı bulunmadığını, haksız ve mesnetsiz olarak açılmış davanın reddi gerektiğini, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasını, talep etmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan davalar KARAR Davacı ..., 1154 ada 2 sayılı parselde bulunan 3 nolu bağımsız bölümün kooperatife yaptığı işler karşılığında, evlilik birliği içerisinde edinildiğini, davalı eşi ... adına tapuda kayıtlı bulunduğunu, boşanma davasından kısa bir süre önce üçüncü kişi durumunda bulunan davalı ...’e tapuda yaptığı satışla devredildiğini, yapılan devrin muvazaalı olduğunu ve iptalini istemiştir. Davacının mal rejiminden kaynaklanan katkı payı ya da katılma alacağının tahsilini sağlamak açısından böyle bir davayı açmakta hukuki yararı vardır....

    Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (4721 sayılı TMK.nun 225/2 m.) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4721 sayılı TMK.nun 202.m.). Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu 135 ada 13 parselde kayıtlı 8 nolu mesken 11.11.2008 tarihinde davalı adına satın alınarak tapuya tescil edilmiş, 06.10.2010 tarihinde tapuda üçüncü kişiye satılmıştır. Dava konusu meskenin evlilik içinde satın alındığı tarih ve isteğin ileri sürülüş biçimine göre dava katılma alacağı isteğine ilişkindir....

      Aile Mahkemesine 2017/822 esas üzerinden diğer taşınır ve taşınmazlarla ilgili olarak mal rejiminden kaynaklanan katılma alacağı davası daha açılmış olup bu davanın da halen derdest olduğu, bu iki davanın birleştirilmesi yoluyla tasfiyeye gidilmesi gerekirken mahkemece kısmi olarak karar verdiği, tasfiyeye konu olacak olan taşınır/taşınmazların, evlilik birliğinden önce edinilen ve satışından elde edilen paranın veya evlilik birlikteliğinden önce var olan mal varlığının kullanılarak satın alındığı dolayısıyla evlilik birlikteliği sırasında edinilmiş mal olmadığı hususu yapılacak yargılamada da ortaya çıkabileceği, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, T12'ın öldüğü 29.04.2017 tarihine kadar olan dönemde eşler arasında sözleşme ile bir mal rejimi seçimi yapılmadığından aralarında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli kabul edilmiş ve bu mal rejimi T12'ın vefatı olan 29.04.2017 tarihinde sona erdiği, Karı kocanın çalışma karşılığı kazançları, kişisel mallarının gelirleri edinilmiş mal...

      Aile Mahkemesine 2017/822 esas üzerinden diğer taşınır ve taşınmazlarla ilgili olarak mal rejiminden kaynaklanan katılma alacağı davası daha açılmış olup bu davanın da halen derdest olduğu, bu iki davanın birleştirilmesi yoluyla tasfiyeye gidilmesi gerekirken mahkemece kısmi olarak karar verdiği, tasfiyeye konu olacak olan taşınır/taşınmazların, evlilik birliğinden önce edinilen ve satışından elde edilen paranın veya evlilik birlikteliğinden önce var olan mal varlığının kullanılarak satın alındığı dolayısıyla evlilik birlikteliği sırasında edinilmiş mal olmadığı hususu yapılacak yargılamada da ortaya çıkabileceği, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, T12'ın öldüğü 29.04.2017 tarihine kadar olan dönemde eşler arasında sözleşme ile bir mal rejimi seçimi yapılmadığından aralarında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli kabul edilmiş ve bu mal rejimi T12'ın vefatı olan 29.04.2017 tarihinde sona erdiği, Karı kocanın çalışma karşılığı kazançları, kişisel mallarının gelirleri edinilmiş mal...

      Somut olayda uyuşmazlık, yukarıda özetlenen protokoldeki açıklamaların davacının mal rejiminden kaynaklanan hak ve alacaklarını kapsayıp kapsamadığı noktasında toplanmaktadır. Kural olarak, boşanmaya ilişkin anlaşmalar protokol niteliğinde düzenlenmekte olup, mahkemece, hüküm fıkrasında taraflarca yapılan protokolün onaylanmasına denildiği taktirde hukuki sonuç doğurabilmektedir. Anlaşma (protokol) boşanma veya ayrılığın feri sonuçlarına ilişkin ise, hakim tarafından onaylanmadıkça geçerli bir hukuki sonuç doğurmaz (TMK. m. 184/1-5. bent).Temyiz incelemesine konu davada, tarafların boşanma dosyalarına ibraz edilen protokolün açıkça mal rejiminden kaynaklanan hak ve alacakları kapsadığı söylenemez. Mal rejiminden kaynaklanan davaların boşanmanın eki niteliğinde olmadıkları gerek uygulamada gerek öğretide kabul edilmektedir....

        Mal rejiminden kaynaklı açılan alacak davalarında Aile Mahkemelerinin tapu iptali ve tescil kararı verme yetki ve görevinin bulunmadığı, buna ilişkin davanın ilk önce görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp verilecek tapu iptal ve tescil kararının kesinleşmesi halinde ilgili taşınmazın, mahkeme kararı doğrultusunda davalı eş adına tescil edileceği için mal rejimi tasfiyesine konu olabileceği, görevli olan Asliye Hukuk Mahkemesinin tapu iptal ve tescil talebini reddetmesi durumunda ise, mal rejiminin tasfiyesi sırasında TMK.nun 225/2. maddesi gereğince taşınmazların sadece satıldığı tarihteki değeri üzerinden tasfiye alacaklarının hesaplanabileceği, buna göre mal rejiminden kaynaklı olan davalarda kanunda sayılan sınırlı haller dışında talep sahibine ayni yönden hak isteminde bulunma yetkisi verilmediği, bu haliyle mal rejimi tasfiye davasını görmekte olan mahkeme tarafından tapu iptal tescil davasının sonucu beklenerek verilecek karara göre yukarıda belirtildiği şekilde tasfiye kararı...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil, Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil, mal rejiminden kaynaklanan alacak davasında mahkemenin görevsizliğine dair .... Aile Mahkemesi'nden verilen 02.10.2013 gün ve 41/1200 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı .....vekili, evlilik birliği içinde edinilen taşınmaz ve araç ile ilgili olarak tapu ve trafik kaydının iptali ile 1/2 paylarının davacı adına tescili, mümkün olmadığı takdirde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamışlardır....

          Dosya arasında bulunan Şile Asliye Hukuk (Aile mahkemesi sıfatıyla ) Mahkemesine ait 2010/9 Esas sayılı dosyasıyla davacı ... tarafından davalı ...’a karşı evlilik birliği içinde edinilmiş bulunan malların boşanma nedeniyle paylaştırılmasına ilişkin mal rejimi davasının derdest olduğu belirlenmiştir. Eldeki dava, Borçlar Kanununun 18. maddesine dayalı olarak genel muvazaa nedeniyle açılmış bulunan iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı ...'ın mal rejiminden kaynaklanan alacak hakkının tahsilini sağlamak bakımından böyle bir davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur. Dava genel muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davası olduğuna, yeni malik ve davalının baldızı ... adına tapuda kayıtlı bulunan 551 sayılı parseli tapu kaydının iptaliyle eski eşi davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istediğine göre hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek Yargıtay (4.)...

            UYAP Entegrasyonu