Eşler arasındaki mal rejimi TMK 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden, evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 24.03.2006 tarihine kadar 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince, TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava dilekçesinin içeriği, davacının yargılama aşamasındaki beyanları ve kooperatif üyeliğinin başladığı 22.05.2003 tarihine göre dava, 4721 sayılı TMK.nun 202 ve devamı maddeleri gereğince kabul edilen yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan ve TMK.nun 231, 232, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan katılma alacağı isteğine ilişkindir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mal rejimi tasfiyesi davalarında yetki hususunu düzenleyen TMK 214/2 maddesinde açıkça belirtilen boşanma davasında karar veren mahkemenin bulunduğu yer mahkemesinin mal rejiminin tasfiyesi davasında yetkili olduğunu, TMK 214/2 hükmünün uygulanmasının gerektiğini, tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanıma/tenfiz davasının Kayseri 9. Aile Mahkemesinin 2012/12 Esas ve 2022/548 karar sayılı ilamı ile karara çıktığını, karşı tarafın yetki itirazında bulunmadığını, boşanmanın görüldüğü Kayseri mahkemelerinin yetkili olduğunu, kararın müvekkili lehine kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı tarafça, kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan alacak .... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair İzmir 4....
Ancak, Yüksek Hukuk Genel Kurulu'nun 17.04.2013 tarih ve 2013/8-375 Esas, 2013/520 Karar sayılı kararıyla katılma ve değer artış payı alacaklarına ilişkin davalarda da 10 yıllık zamanaşımının uygulanacağı öngörüldüğünde Dairece, Genel Kurulun bu görüşü benimsenmiş ve 17.04.2013 tarihinden itibaren bu tür alacak davaları hakkında da 10 yıllık zamanaşımı uygulanmaktadır. 01.01.2002 öncesi yasal mal rejimi olarak kabul edilen mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallardan kaynaklanan katkı payı alacaklarına ilişkin davalarda ister sözleşme olsun ister olmasın TMK'nun 5. maddesi yoluyla 6098 sayılı TBK'nun 146 (BK.nun 125.) maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı uygulanmaktadır. Mal ayrılığı rejiminden kaynaklanan katkı payı alacağı davalarında hiçbir zaman TMK'nun 178. maddesi uygulama alanı bulmamıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre eşler arasındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak katkı payı alacağı olup, 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir....
Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 02.09.2009 tarihine kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir....
Davacı vekili, şirketin edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde davalının payına düşen gelirden kaynaklanan katılma alacağı bulunduğunu, tarla niteliğindeki 108 parsel yönünden ise; 2002-2005 yıllarında taşınmaz üzerine yapılan ve lokanta olarak işletilen muhdesat niteliğindeki binalardan kaynaklanan katılma alacağı bulunduğunu ileri sürerek istekte bulunmuştur. Evlilik birliği içerisinde yapıldığı anlaşılan ve davalının kişisel malı ile yapıldığı ileri sürülmeyen muhdesatın edinilmiş mal olduğu hususunda duraksamamak gerekir. Mahkemece, anılan hususlar nazara alınmadan eksik araştırma ile 108 parsel yönünden davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davalı adına kayıtlı taşınmaz ve araçtan kaynaklanan toplam 141.000,00 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; taraflar 06.02.2000 tarihinde evlenmiştir. 26.10.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 31.11.2010 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden, evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 26.10.2007 tarihine kadar 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince, TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/12/2021 NUMARASI : 2021/493 ESAS 2021/599 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Murisin evlilik süresinde edindiği tüm malvarlığı üzerinde davacı müvekkilinin katılma alacağının olduğunu yargılama sırasında yapılacak araştırma ve incelemeler sonucunda ortaya çıkacak gerçek alacak miktarını talep etme hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik harca esas değer olarak gösterilmiş bulundukları 1.000 alacağın karar tarihinden itibaren hesaplanacak faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesini yargılama gideri vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir....
Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesinin ve buna bağlı alacak davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Henüz mal rejimi davası derdest iken açılan ve devam eden boşanma davasının bulunması halinde, boşanma davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği hususu öteden beri Yargıtay 8. Hukuk Dairesince ilke olarak kabul edilmektedir. (Yargıtay 8. HD'nin 20/02/2019 tarih ve 2017/13253 Esas, 2019/1687 Karar, 10/04/2019 tarih ve 2018/12846 Esas, 2019/3941 Karar vs.) Mal rejiminin tasfiyesi davalarında görülebilirlik koşulu dava şartı niteliğindedir....
Dava; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı istemine ilişkindir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir(6100 s.lı HMK 33 m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, sağ eş tarafından, diğer mirasçılara karşı açılan katılma alacağı isteğine ilişkindir. Davacı ile ölen eşi T9 28.10.1983 tarihinde evlenmişler, taraflar arasındaki mal rejimi T9'un 15.06.2017 tarihinde ölümü ile sona ermiştir. (TMK’nun 225.m.) Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği ölüm tarihine kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK'nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Söz konusu mal rejimi müteveffanın ölüm tarihinde sona ermiştir (TMK.nun 225/son). TMK'nun 235/1. maddesi hükmüne göre; mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılır....