Kabule göre de; dava, mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen taşınmazlarla ilgili katkı payı alacağına ilişkin olduğuna göre talep halinde faize dava dilekçesinde istenen miktar için dava, ıslah edilen miktar yönünden ise ıslah tarihinden geçerli olarak yürütülmesi gerekirken hükmedilen alacağın tamamına dava tarihinden geçerli olarak faiz yürütülmesine karar verilmesi de doğru olmamıştır. Diğer yandan mal rejiminin ölüm sebebiyle sona ermesinden kaynaklanan katkı payı alacağına ilişkin eldeki davada, davacı kadın da muris Necati'nin eşi olarak mirasçıları arasında yer almakta olduğuna göre mirasçıları arasında görülen davada davacının da belirlenecek ve davalının değil terekenin borcu olması sebebiyle terekeden ödenmesine karar verilecek miktarın ödenmesinde davacının da miras payı oranında sorumlu olduğunun gözetilmemesi, davacı kadın lehine hükmedilen katkı payı alacağının tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesi de doğru değildir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Katkı Payı Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan 15.9.2009 günü temyiz eden tebligata rağmen gelmedi. Karşı taraf davacı vekili geldi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
MK’da mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme bulunmadığından, eşlerin yaptıkları katkının karşılığını evlilik sona erdiğinde alabilmeleri Borçlar Kanunu’ndan yararlanmak suretiyle Yargıtay içtihatlarıyla geliştirilen “katkı payı alacağı kavramı” ile mümkün kılınmıştır. 18. Katkı payı alacağı, MK gereği mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde evlilik birliği devam ederken bir eşe ait mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına diğer eşin para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkısının karşılığı olmak üzere hesaplanan mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak türüdür. Kural olarak katkıda bulunan eş, diğer eşten katkısının karşılığı olarak sadece alacak isteğinde bulunabilir, ayın talep edemez....
Davalı ... vekili, davacı asılın boşanma davasında mal rejiminden kaynaklanan alacak talebinden feragat ettiğini belirterek, açılan davanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, esasa yönelik ise davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ... 2. Aile Mahkemesi'nin boşanma dosyasında ...'ın duruşmada alınan beyanında ''nafaka, tazminat ve mal rejiminden kaynaklanan hak talep etmediğini'' beyan ettiği, her ne kadar sonraki celse bu beyanını geri aldığını beyan etmiş ise de 6100 sayılı HMK'nun madde 311 gereğince feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı, feragatin iptali için irade bozukluğu gibi bir iddianın da bulunmadığı görülmekle davacının davasının boşanma davasında vaki olan feragat sebebi ile reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. ... 2....
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile, 27.000-TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, 40.250-TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, tasfiyeye konu 1 nolu bağımsız bölüm yönünden 5.000-TL katkı payı alacağı, 5 nolu bağımsız bölüm yönünden 5.000-TL katılma alacağı, araç yönünden 2.000-TL katılma alacağı olmak üzere fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile toplam 12.000,00-TL alacak isteğinde bulunmuştur. Dairemizin bozma ilamından sonra verdiği 29.12.2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 12.000-TL olan bu isteğini 55.250-TL arttırmak suretiyle 67.250-TL'ye yükseltmiştir. Mahkemece de ıslah ile arttırılan bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir....
Kural olarak, anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler. Somut olayda; taraflar 22/08/2007 tarihinde evlenmiş, 09/11/2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 18/12/2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır ( TMK 179 m)....
Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı,değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nin 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır. Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir. Somut olayda, davacı vekil tarafından yürütülen katılma alacağı davası henüz boşanma davası sonuçlanmadan, boşanma davası ile birlikte açılmış ve boşanma dosyasından tefrik edilmiştir....
Kişilere devir ve temlikinin önlenmesi bakımından ihtiyati haciz konulmasına, mal rejiminin tasfiyesi ile davacının katılma, değer artış payı, katkı payı, artık miktarın yasal faizleri ile birlikte hesaplanarak davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı erkek cevap dilekçesi sunmamıştır....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava değer artış payı ve artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK.nun 229. mad.) ve denkleştirmeden (TMK.nun 230. mad.) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK.nun 219. mad.) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK.nun 231. mad.) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK.nun 236/1. mad.). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak, Ziynet Alacağı ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak ve ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... .... Aile Mahkemesi'nden verilen ........2013 gün ve 165/744 sayılı hükmün ...'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen mallar nedeniyle alacağın tespiti ile yarı payın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., davanın reddini savunmuştur....