O halde, davacının bu kooperatif hissesindeki katkı payıyla edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde edinilen tasfiyeye konu taşınmazda değer artış payı oluşturacak şekilde katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Hesap bilirkişisi tarafından sunulan 24.02.2014 tarihli raporda yapılan değerlendirmede davacının kooperatif üyeliğindeki katkı payı oranı TMK'nun 4. ve TBK'nun 50.maddeleri uyarınca hakkaniyete uygun olarak %25 olarak belirlenmiş ve bu katkı payı oranının tasfiyeye konu 14 nolu bağımsız bölümün değerleme anındaki değer artış payı alacağı karşılığının 27.500-TL olacağı bildirilmiştir. Bu değerlendirme tarafların mali ve sosyal durumlarına, hakkaniyete uygun olduğundan davacının alacak talebinin 27.500-TL için kabulüne karar verilmesi gerekirken; mahkemece yazılı şekilde davanın tümden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....
Davacı Türkiye'de bulunan evlilik birliği içerisinde iktisap edilen taşınmaz, araç ve banka mevduatı üzerinde mal rejiminin tasfiyesine bağlı alacak talep ettiğine göre mal rejiminin tasfiyesine ilişkin 5718 sayılı MÖHUK'un 15.maddesi gözetilerek hangi hukukun uygulanacağının tespiti gerekir. Buna göre tarafların her ikisinin de Türkiye'de evlendikleri sırada Türk vatandaşı oldukları anlaşıldığından uygulanacak hukuk müşterek milli hukuk olarak Türk Hukuku'dur. Türk Hukukuna göre evlilik mal rejiminden doğan tasfiyesi için gerek katkı payı alacağı gerekse katılma alacağı talep edilebilmesi için evliliğin sona ermesi gerekir. (TMK'nun 225.md.) Taraflar Almanya'da boşanmışlar ancak bu ilam Türkiye'de tanınmadığından Türk Hukuku'na göre evli gözükmektedirler. Hukuki yarar olması koşuluyla Türk vatandaşlığından çıkanlar hatta yabancılar için verilmiş yabancı mahkeme boşanma kararlarının bile Türkiye'de tanınması mümkündür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kabulüne dair ... 1. Aile Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava mal rejiminden kaynaklanan katkı alacağı davasıdır. İlk derece mahkemesi ara kararına karşı davacı tarafından süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur. Bilindiği üzere; gerek ihtiyati tedbir, gerekse de ihtiyati haciz hukukumuzda geçici hukuki korumalar olarak düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 341. maddesinin 1. fıkrasında; "ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği" hüküm altına alınmıştır. Somut olayda; Davacının dava konusu taşınmaza ilişkin katkı payı alacağı için 03/03/2017 tarihinde dava açtığı, Kayseri 5....
Kadın veya kocanın, diğerinin mal rejiminin devamı sırasında edindiği mal varlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteyebilmesi için, mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. Bu katkı, ziynet, miras veya bağış yoluyla elde edilen başka mal varlıklarının kullanılması ile toplu olarak yapılabileceği gibi, çalışan eşin gelirleriyle de yapılması mümkündür. Çalışarak, düzenli ve sürekli gelire (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça diğer eşin sahip olduğu mal varlığına yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay'ın ve Dairemizin devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/07/2020 NUMARASI : 2016/186 2020/351 DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili verdiği dava dilekçesinde özetle; tarafların 18/02/1996 tarihinde evlendiklerini, müşterek iki çocuklarının olduğunu, Şişli 3....
Dava, istek ve olayın gelişimi göz önünde tutulduğunda, katkı payı alacağı ya da edinilmiş mallara katılma alacağı isteğiyle bir ilgisi bulunmayıp taraflar arasındaki uyuşmazlık, muvazaaya dayalı şahşi hakka ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacı vekili dava dilekçesinde açık bir biçimde ve yukarıda açıklandığı gibi taşınmazın esasen eşi tarafından satın alınmasına rağmen muvazaalı olarak diğer davalı ... adına tescil edildiğini ileri sürerek istekte bulunmuştur. Şahsi hakka dayalı olarak muvazaa (BK.m.18) hukuksal sebebiyle açılan davalar genel hükümlere göre genel mahkemelerde bakılır. Davacının ileride açacağı katkı payı veya katılma alacağı davaları sonucunda hak edeceği alacağının tahsilini sağlamak için bu tür davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Saptanan bu olgu karşısında görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olmadığı, uyuşmazlığın mal rejiminden kaynaklanmadığı gözetilerek Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunun kabulü gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan alacak Davada, davacı tarafça taşınmaz yönünden katkı payı alacağı isteminden vazgeçilmiş, dava sadece ziynet eşyası alacağına özgülenmiş olup, hüküm ziynet eşyası alacağı yönünden kurulmuş ve davacı tarafça ziynet eşyası alacağına yönelik olarak temyiz edilmiş bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.)...
Gelinen bu aşama dikkate alındığında Özel Daire bozma kararında geçen, boşanma ve katkı payı alacağı davasının sonucunun beklenmesi gerektiğine işaret eden “…davalıların danışıklı bir davranış içinde bulundukları sonucuna varılması durumunda davacının açtığı boşanma ve tazminat (katkı payı) davasının sonucu beklenilmeli (Davacı tarafından açılan boşanma davası sonunda davacı lehine tazminata hükmedildiği ve buna ilişkin mahkeme kararının 13.09.2011 tarihinde kesinleştiği, katkı payı alacağına ilişkin davada da davacı lehine tazminata hükmedildiği, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin incelemesinde kararın onanmasına karar verildiği ve karara karşı karar düzeltme isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır.) ve bu davalar sonunda davacının kesinleşen tahsili gereken bir alacağı bulunduğu takdirde..." ibarelerinin Özel Daire bozma kararından çıkartılması gerektiği sonucuna varılmıştır....
Ne var ki davacı dava dilekçesinde bu taşınmazdan bahsetmekle birlikte yukarıda açıklandığı üzere talebini katılma alacağı ile sınırlamıştır. HUMK.nun 74 (HMK 26) maddesi gereğince hakim taleple bağlı olup, katkı payı alacağına ilişkin usulüne uygun açılmış bir dava ve istek bulunmamaktadır. Davacı katkı payı alacağı için 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde ayrı bir dava açma imkanına sahiptir....