CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, tarafların anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca boşandıklarını, mal rejiminden kaynaklanan alacaklar yönünden de tarafların anlaşmaya vardığını, yine dava dilekçesinde alacak kalemlerinin ayrı ayrı belirtilmediğini, talebin belirlenebilir olmadığını, davacı kadının, dava konusu edilen taşınmazlar üzerinde mal rejiminden kaynaklanan alacağı bulunmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Katkı Payı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm eşler arasındaki mal rejiminden kaynaklanan katkı payı alacağına ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı ... bölümü kararı gereğince Yargıtay 8.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 24.09.2012 (Pzt.)...
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava; mal rejiminden kaynaklanan katkı payı alacağı isteğine ilişkindir. 1-Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mahkemece deliller değerlendirilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bentte gösterilen nedenler dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; temyiz edenin sıfatına, temyiz nedenlerine ve mahkemece taleple bağlı olarak davanın kabulüne karar verildiğine, dava; katkı payı alacağı davası olup, taşınmazların dava tarihindeki değeri esas alınarak katkı payı alacağının belirlenmesi gerekirken, keşif tarihindeki değerin esas alınması doğru değil ise de, mahkemece talep miktarı göz önünde bulundurularak davanın kabulüne, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu anlaşıldığına göre bu husus ayrıca bozma nedeni yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava konusu uyuşmazlık, eşler arasındaki mal rejiminden kaynaklı, katkı payı alacağı talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 8.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 8.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mal rejiminden kaynaklanan katkı payı ve katkı alacağı veya başka isimler adı altında talep edebileceğim ortak mal varlığımız da yoktur." şeklinde beyanda bulunduğu, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile TMK 166/3 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, protokolün aynen tasdikine, taraflar karşılıklı olarak birbirlerinden tedbir nafakası dahil herhangi bir şekilde nafaka, tazminat, eşya, eşya bedeli ve mal istemediklerinden bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, ilgili kararın 09/10/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının boşanma davası sırasında "davalı eşimden tedbir nafakası dahil herhangi bir şekilde nafaka, tazminat, eşya, eşya bedeli ve mal istemiyorum....
açıkça hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/11/2013 tarih 2013/8- 185 Esas 2013/1601 Karar sayılı ilamında da "tarafların mal talepleri yoktur" ibaresinin mal rejiminden kaynaklanan alacağı da kapsadığının kararlaştırıldığı gözetildiğinde mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi isabetli olmadığından kararın kaldırılmasına ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Kooperatif ödemelerin 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 170. maddesi gereğince mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden önceki dönemde tamamlanması durumunda eşler lehine katkı payı alacağı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden sonraki dönemde tamamlanmasında ise değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakkı doğabilecektir. Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal ayrılığı bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılmasında; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere her bir eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 03/12/2021 NUMARASI : 2021/317 ESAS 2021/695 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı-davalı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ile katkı, katılma, değer artış payı için müvekkilinin alacağı oluştuğundan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalı-davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, mal rejiminden kaynaklanan katkı payı alacağı istemine ilişkin olup, dosya içinde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararı bulunmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 12.02.2016 gün ve 2016/1 sayılı İşbölümü Kararı uyarınca temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünüldüğünden aynı Kanunun, 6723 sayılı Kanunun 21.maddesiyle değişik 60/3. maddesi uyarınca görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine karar vermek gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 27/02/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
kendi malı sayılacağı ve davacının bu taşınmaz hakkında mal rejiminden kaynaklanan herhangi bir hakkının bulunmadığını, davalının davacı eşi ve çocukları ile birlikte 2004 yılına kadar dava konusu evde ikamet ettiklerini, kat mülkiyetine geçişin yapıldığı tarihte ise davalının yine davacı eş ve çocukları ile birlikte Tokat ilinde ikamet ettiklerini, bu durumda da dava konusu taşınmazın edinme tarihi 01/10/2001 olarak kabul edilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaz her ne kadar evlilik birliği içerisinde alınmış olsa da taşınmazın iktisap edildiği tarihte uygulanan yasal mal rejimi Mal Ayrılığı olduğunu, davacı eşin taşınmaz üzerinde mal rejiminden kaynaklanan herhangi bir hakkı ve alacağı bulunmadığını, haksız ve mesnetsiz olarak açılmış davanın reddi gerektiğini, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasını, talep etmiştir....