DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı tarafça, kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen malvarlığından kaynaklanan “katkı payı alacağı” , gerekse 4721 sayılı TMK.nun hükümleri gereğince yasal mal rejimi olarak benimsenen, edinilmiş mallara katılma rejiminden doğan “katılma alacağı” şahsi hak niteliğinde bir alacak olup ayın (mülkiyet) hakkı niteliğinde değildir. Esasen 07.10.1953 tarih ve 1953/8 Esas, 1953/7 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Bölümü kararı uyarınca; istekte bulunan kişinin ayin (mülkiyet) isteme olanağı bulunmamaktadır. Davacının ayın dışında parasal bir talebi bulunmadığından dava şartı nedeniyle davanın reddine karar verilmelidir. Ne var ki, karar redde ilişkin olup sonuç doğru olduğundan, temyiz itirazlarının reddi ile mahkemenin gerekçesi düzeltilerek sonucu doğru olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
Hemen belirtmek gerekirki; 743 sayılı TKM'nun yürürlükte olduğu zaman edilenilen malların tasfiyesinden kaynaklanan katkı payı alacağı hakkında 818 sayılı BK'nun 125. maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımı süresinin bulunduğu tartışmasızdır. Ancak, 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra kabul edilen Edinilmiş Mallara katılma rejiminden doğan katılma alacağı ve değer artış payı alacağı hakkında da Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin uygulanmasında bu süresinin oy çokluğuyla on yıl olduğu kabul edilmiştir. Ne var ki, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davalarının görev yeri Yagırtayı 8. Hukuk Dairesine verilmekle, katılma ve değer artış payı alacağı bakımından zamanaşımı süresi bir yıl olarak uygulanmıştır. Daha sonra oyçokluğuyla bu uygulamaya devam edilmiştir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 03/01/2023 NUMARASI : 2022/77- 2023/7 DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların Almanya Mahkemelerinde boşanmalarına karar verildiğini ve Kayseri 9.Aile Mahkemesinin 2022/12 Esas sayılı dosyasında kararın tanınmasına yönelik davanın görülmekte olduğunu belirterek, evlilik birliği içerisinde edinilmiş olan davalı adına kayıtlı taşınmaz mallar ve banka hesapları üzerine üçüncü şahıslara devri engeller şekilde tedbir konulmasına, davalı eşin malvarlığı değerleri üzerine müvekkilinin katılma alacağı ve katkıdan kaynaklı değer artış payı alacağının bulunması nedeniyle...
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m.229) ve denkleştirmeden (TMK m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/1). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nden verilen 15.05.2012 gün ve 462/443 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ..., evlilik sırasında vekil edeni adına iken davalıya devrettiğini, dava konusu taşınmazın evlenmeden önce vekil edeni tarafından edinilen mal olduğunu ve davalının devri fırsat bilerek vekil edeninden boşandığını açıklayarak davalının evlilik devam ederken edindiği dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2.000 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
olduğu iddiasıyla beş parça taşınmaz malı belirterek, bu taşınmazlar nedeniyle hem katkı payı alacağı hem de artık değere katılma alacağı talep etmiştir....
Davalı vekili davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların 1997 yılında evlendiklerini, boşanma davalarının henüz sonuçlanmadığını, dava konusu yazlığın tüm taksitlerinin müvekkilince ödendiğini, müvekkilinin kişisel malı olduğunu, açılan davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, reddinin gerektiğini, karşı taraf adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde katkı payı ve katılma alacağı taleplerinin olduğunu belirterek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile yargılama giderlerinin karşı davalıya yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. İleri sürülüş biçimine göre asıl davada ve karşı davada uyuşmazlık; eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi (katkı payı alacağı) isteminden kaynaklanmaktadır....
ödediğini ve boşanma sonrasında davacı tarafa verilmiş olan maddi ve manevi tazminatı da peşin olarak davacı tarafa ödediğini, tüm bu hususların müvekkilinin mal kaçırma amacı olmadığını açıkça ortaya koyduğunu, davacı tarafın müvekkiline karşı husumet duygusu ile hareket ettiğini, tüm bu nedenlerle müvekkilinin evli kaldığı süre boyunca evlilik içerisinde edinilmiş mallara katılma alacağı kapsamında değerlendirilebilecek herhangi bir menkul ve gayrimenkul mal yada katılma alacağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür....