"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mal Paylaşımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık, iki mahkemenin aynı dava hakkında verdikleri yetkisizlik kararıyla ortaya çıkan olumsuz yetki uyuşmazlığının merci tayini suretiyle çözümlenmesine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarihli 2014/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 17. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 25.06.2014 (Çrş)...
Aile Mahkemesinin 2017/979 esas sayılı dosyasının feragat ile sonuçlanması halinde aynı olayların boşanma gerekçesi olarak kabul edilemeyeceği ve mal paylaşımı konusunda mal varlığının davalının babası tarafından alındığı, mal rejimine konu olamayacağından bahisle tarafların boşanmalarına, davacının yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, müşterek çocuğun velayetinin davalı babaya verilmesine, mal paylaşımına ilişkin davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mirasbırakanın mal kaçırma amacı olmadığı, davacı, davalı ve dava dışı diğer mirasçılar arasında 1998 yılında mirasçılarında muvafakatlarını alarak mal paylaşımı yaptığı, mirasbırakan ve mirasçılar arasında ... 4. Noterliğinde Limited Şirket hisse devir sözleşmesi, taşıt satış sözleşmesi ile emvalin intikal, taksim ve satışına ilişkin olarak anlaşma yapıldığı, mirasbırakanın mal paylaşımı yaptığı, mal kaçırma kastıyla hareket ettiği iddiasının ispatlanmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve mal paylaşımı (Değer artış payı, alacak ve katılma alacağı) ... ile ... aralarındaki boşanma ve mal paylaşımı (değer artış payı, alacak ve katılma alacağı) davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Aile Mahkemesi'nden verilen 27.11.2013 gün ve 10/1060 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.06.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat ... ve karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler....
da olması nedeniyle ücretinin kendisince verilmesine rağmen davalı adına tescil edildiğini, tarafların kesinleşmiş mahkeme kararı gereğince boşandığını, boşanmakla bağışlamadan rücu koşullarının oluştuğunu belirterek öncelikle bu sebeple, olmadığı takdirde genel hükümler uyarınca, bu da olmadığı takdirde aile emvalinin paylaşımı suretiyle taşınmazın tapusunun iptali ile ecrimisil talebinde bulunmuştur. Somut olayda uyuşmazlığın bağışlamadan rücu sebebine dayanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olduğu, TMK'nın aile ve mal rejimine ilişkin hükümlerin tatbikini gerektiren bir husus bulunmadığı anlaşıldığından davada görevli mahkeme aile mahkemesi değil genel mahkemelerdir. Bu durumda uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/09/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....
Davalı, mirasbırakanın taşınmazlarını henüz tapuya kayıtlı değilken mirasçıları arasında hak dengesini gözetir şekilde paylaştırdığını,daha sonra taşınmazların kadastro tespitleri ile devredilen mirasçı adına tescil edildiğini, davacıların murisi ...’e de 3 adet taşınmaz verildiğini, dava konusu taşınmazın da mirasbırakan tarafından kadastro tespitinden önce eşi ...’a verildiğini, ancak taşınmazın kadastro tespitinde sehven muris adına tescil edildiğini, uzun yıllardır mirasbırakının bakımının kendisi tarafından yapıldığı için taşınmazın kendisine devredildiğini, amacın mal kaçırmak olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mirasbırakanın amacının mirasçıdan mal kaçırmak değil, mal paylaşımı yapmak olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Davacı 3.kişi borçlu eşi ile aralarında mal paylaşımı yaptıklarını ileri sürmesine karşın, dosyaya bu yönde bir delil sunmuş değildir. Buna göre, İİK.nun 97/a maddesinin birinci fıkrasının 2.cümlesi gereğince, haczedilen mahcuzları borçlu ile 3.kişinin birlikte elde bulundurdukları, İİK.nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu 3.kişi ile eşi olan borçlu arasında alacaklıdan mal kaçırmaya ve hacizleri önlemeye yönelik danışıklı işlemler yapıldığı, bu nitelikteki işlemlerin alacaklının haklarını etkilemeyeceği açıktır. Davacı tarafından ibraz edilen ve çoğunlukla borcun doğumundan sonraki tarihlere ilişkin olan belgelerin her zaman temini mümkün olup, yasal mülkiyet karinesinin aksinin ispat edildiğinden söz edilemez. O halde, açıklanan bu hukuki ve maddi olgular karşısında, mahkemece, davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Davacı 3.kişi borçlu eşi ile aralarında mal paylaşımı yaptıklarını ileri sürmesine karşın, dosyaya bu yönde bir delil sunmuş değildir. Buna göre, İİK.nun 97/a maddesinin birinci fıkrasının 2.cümlesi gereğince, haczedilen mahcuzları borçlu ile 3.kişinin birlikte elde bulundurdukları, İİK.nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu 3.kişi ile eşi olan borçlu arasında alacaklıdan mal kaçırmaya ve hacizleri önlemeye yönelik danışıklı işlemler yapıldığı, bu nitelikteki işlemlerin alacaklının haklarını etkilemeyeceği açıktır. Davacı tarafından ibraz edilen ve çoğunlukla borcun doğumundan sonraki tarihlere ilişkin olan belgelerin her zaman temini mümkün olup, yasal mülkiyet karinesinin aksinin ispat edildiğinden söz edilemez. O halde, açıklanan bu hukuki ve maddi olgular karşısında, mahkemece, davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Mal Paylaşımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.13.02.2013 (Çrş.) .......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Mal Paylaşımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.27.12.2012 (Prş.)...