Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 28/02/2019 NUMARASI : 2017/303 ESAS 2019/189 KARAR DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : İSTANBUL ANADOLU 7. TÜKETİCİ MAHKEMESİnin 28/02/2019 tarihli ve 2017/303 Esas 2019/189 Karar sayılı dosyasında verilen karar; davacı tarafça vaki istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi....

A.Ş. aleyhine 06.09.2004 gününde verilen dilekçe ile ayıplı malın iadesi ve tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.03.2008 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, ayıplı malın satışı nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, ayıplı mal bedeli ile birlikte davacı yararına manevi tazminat takdir edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur....

    Taraflar tacir olup dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 25/3 maddesi uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde ayıp ihbarında bulunulması, açıkça belli değilse malın tesliminden sonra 8 gün içinde muayene ve ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmesi gerekmektedir. Somut olayda mahkemece anılan yasa hükümleri çerçevesinde yeterince araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde yukarıda belirtilen ilkeler gözetilerek süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki malın ayıplı olmasından kaynaklanan misliyle değişim davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı ... Tic. Ltd. Şti. vekilince duruşmasız, diğer davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalılardan ... Oto. Tic. Ltd. Şti. vek. Av. ... ve .... Tic. San. A.Ş. vek. Av. ...nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

        İş sayılı dosyası kapsamında alınan tespit raporunda montaj işleminde bir hata olmadığı hususunun açık olduğunu, 13/06/2003 tarih ve 25137 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Ayıplı Malın Neden Olduğu Zararlardan Sorumluluk Hakkında Yönetmelik uyarınca, ayıplı bir malın, bir malın zarar görmesine sebep olduğu hallerde doğan zararın tazmin yükümlülüğünün imalatçı/üretici üzerinde olduğunun belirtildiğini, bu nedenle müvekkilleri yönünden davanın reddini istemiştir. İhbar Olunan T8 San. Tic. Ltd. Şti vekili beyan dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını, davacının muhatabın müvekkilinin olmadığını, müvekkili şirketin parçanın üreticisi olmadığını, davaya konu parçanın müvekkiline T6 Ltd....

        Dava, malın ayıplı olmasından kaynaklanan zararların tazmini istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 Sayılı Kanunda açık ve gizli ayıba ilişkin tanımlamalar yapılmış ancak eksik işten bahsedilmemiştir....

          Kanunun 11. maddesinde ise malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketicinin, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme veya imkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme seçimlik haklarından birini kullanabileceği, satıcının ise, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlü olduğu, ikinci fıkrada ise ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarının üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabileceği, bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Kural olarak, tüketici satın aldığı malın ayıplı çıkması durumunda, seçimlik haklarını dilediği şekilde kullanabilir....

            Uyuşmazlık, ayıplı mal satışından değil, sipariş edilenden başka bir malın gönderilmiş olmasından (aliud teslim) kaynaklanmaktadır. Olayların açıklanması taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir (HUMK m. 76) Mahkemece, uyuşmazlığın yukarıda belirtildiği şekilde nitelendirilip toplanan deliller bu çerçevede değerlendirilerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken somut olayda uygulama yeri bulunmayan TTK.’nun 25/3. maddesinde öngörülen ayıplı mal satışı nedeni ile ayıp süreleri yönünden değerlendirme yapılarak süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı- karşı davacı yararına BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde iadesine, 30.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              - K A R A R - Dava, satın alınan iş makinesinin ayıplı olmasından dolayı çalışamadığı dönem için talep edilen tazminata ilişkindir. Davalı vekili, davacının TTK'nun 25/3 maddesi uyarınca muayene ve ihbar külfetini yerine getirmediğini, makinenin ayıplı olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iş makinesi ait ilk arıza belgesinin tarihinin 27.04.2011 olduğu, aracın ise 12.04.2011 tarihinde teslim alındığı, ayıp ihbar süresinin geçtiği, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu ispat edemediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Mahkemece, aracın 12.4.2011 tarihinde teslim edilmesine rağmen iş makinesine ilişkin ilk arıza belgesinin 27.4.2011 tarihli olması nedeniyle davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, iş makinesindeki ayıbın “gizli ayıp” niteliğinde olup olmadığı konusunda mahkemece bir inceleme yapılmamıştır....

                Davacı kiracı, sözleşmenin bu hükmüne dayanarak satıcıdan uğradığı zararın tazminini talep ettiğine göre, davalı leasing veren şirkete karşı, ayıplı mal satışından dolayı leasing sözleşmesinin feshini talep edemeyeceğinin düşünülmemesi isabetli değildir. Davacı kiracı Finansal Kiralama Sözleşmesinin imzaların bulunduğu son sayfasında verilen yetkiye dayanarak, satıcı ... A.Ş.ye karşı dava açmıştır. Kural olarak, kiracı kendisine finansal kiralama şirketi tarafından yetki verilmeden böyle bir davayı açamaz. Finansal kiralama şirketinin malın ayıplı olmasından dolayı alacak ve dava hakkını kiracıya devretmesi ile, malın ayıplı olmasından dolayı kiracıyı temsilci tayin etmesinin hukuki sonuçları farklıdır. Finansal kiralama şirketi kiracıyı temsilci tayin etmişse kiracı ayıba karşı tekeffülle ilgili B.K.nun 202 ve devamı maddelerinde verilen yetkileri ve kendisinin uğradığı zarar nedeniyle oluşan alacağının tahsiline dair haklarını kullanabilir....

                  UYAP Entegrasyonu