Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ne var ki tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır. 6502 sayılı yasa 11/3. maddesinde “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.” düzenlemesi mevcuttur....

    Taraflar arasında davaya konu malların teslimine ilişkin ihtilaf yoktur.Uyuşmazlık, bir kısım malların ayıplı olduğu iddiasından kaynaklanmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 23/c maddesinde ticari satışlarda ayıp ihbar süreleri düzenlenmiş olup, buna göre, malın ayıplı olması teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde bu durumu satıcıya ihbar etmekle yükümlüdür,açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde inceleme veya incelelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbar ile yükümlüdür. Somut olayda, dava konusu malların inceleme veya incelettirmek suretiyle ayıplı olduğunun ortaya çıkarılmasının mümkün olması nedeniyle davalı alıcının malın tesliminden itibaren 8 gün içinde ayıp ihbarında bulunmadığı bellidir....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, ayıplı aracın misli ile değiştirilmesi talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, 6502 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde, malın ayıplı olması durumunda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir....

      DAVANIN AŞAMALARI: Davanın davacı ile davalı arasındaki alım satım sözleşmesine konu olan malın ayıplı olup olmadığı ayıplı olması halinde ayıbın gizli nitelikli olup olmadığı, süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı, malların ayıplı olması ve süresinde ayıp ihbarında bulunulması halinde ayıplı ürün bedellerinin ne kadar olduğu, ürünlerin davalıya iadesi bedelinin ise davacıya ödenmesi koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşıldı. Davacının tanıkları dinlenilmiş,Tanık ----- beyanında: Ben davacı şirkette tedarik zinci bölümünde planlama ve lojistik şefi olarak görev yaparım. Biz davalı firmaya ilk defa sac siparişi verdik. Sacda görünürde herhangi bir kusur yoktu. Bu nedenle ---- tarihinde gece vardiyasında bu saclar üretime alındı. Üretim devam ederken sacda laminasyon çatlakları ortaya çıkmaya başladı....

        - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket aleyhine çeke dayalı alacağı için icra takibi yaptığını, takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında satım sözleşmesi olduğunu, davacıdan alınan perlit malzemesinin ayıplı olması nedeniyle ödeme yapılmadığını bildirerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, dava konusu 10.000,00 TL bedelli çeke dayanan alacağın varlığı konusunda çekişme bulunmadığı, davalı tarafından 4.000,00 TL kısmi ödeme yapıldığı, davalının malın ayıplı olduğunun davacıya ihbar edildiği iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, icra takibinin 6.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Mahkemece tespit dosyalarına göre yaptırılan inceleme sonucu alınan bilirkişi kurulu raporunda, eserin ayıplı imâl edildiği ancak bu ayıpların eserin reddini gerektirmediği, dava tarihi itibariyle 13.360,13 TL imâlat tutarından 2.500,00 TL ayıp bedelinin mahsubuyla davacının 10.860,13 TL alacağı olduğu saptanmıştır. Mahkemece bu bedelden sökülen imâlatın davalı uhdesinde bulunduğu gerekçesiyle BK'nın 42. maddesi uyarınca ayrıca indirim yapılarak 6.863,13 TL’nin tahsiline karar verilmiş ise de taraflar arasındaki uyuşmazlık BK'nın 355. maddesi ve devamında yer alan eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup imâlatın ayıplı olması durumunda iş sahibinin hakları BK'nın 360. maddesinde gösterilmiştir....

            Somut olayda, davalı şirketin davacıdan KDV dahil toplam 79.184,00.TL'lik mal alımı yaptığı, bu alımın davalı şirketin yevmiye defterinde kayıtlı olduğu, ayrıca mal alımıyla ilgili olarak BA formlarında ilgili Vergi Dairesine beyanda bulunduğu, davalı şirketin mal alımları ile ilgili olarak iki adet çekle 65.200,00.TL ödeme yaptığı ve bu ödeme sonucunda davalı şirketin davacıya kalan borç miktarının 13.984,00.TL olduğu, davalı tarafından teslim alınan malın ayıplı olduğu savunulmuş ise de, davalının derhal ayıp ihbarında bulunma ve iade etme yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle ayıplı malı kabul etmiş sayılacağı, bu nedenle teslim edilen ürünlerin ödenmeyen bakiye bedelini ödemekle yükümlü olduğu anlaşıldığından, mahkemece, davalı tarafından ödenmeyen 13.984,00.TL asıl alacak ve 265,22.TL işlemiş faiz olmak üzere, toplam 14.249,22.TL üzerinden takibin devamına karar verilmiş olması usul ve yasaya uygundur....

              Ayıp; yasa ya da sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği ya da olmaması gereken vasıfların olmasıdır.Sözleşme konusu malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir....

              Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür....." Belirtildiği üzere; 6502 sayılı Yasa'nın 11.maddesinde, malın ayıplı olması halinde tüketicinin seçimlik hakları tek tek sayılmış olup, somut olayda tüketici satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkını ve bedel iadesi talep etme hakkını kullanmıştır....

              Ayıplı mal satışında tüketici, süresinde ayıp ihbarında buıunduğu takdirde, bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, ayıp oranında bedel indirimi veya malın ücretsiz onarımını isteme hakkına sahiptir. Ne var ki, tüketicinin yasada öngörülen seçimlik haklarını kullanabilmesi için ayıbın satış sözıeşmesinin yapıldığı anda mevcut olması gerekir. Satışa konu malda kuılanımdan doğan arızalar ayıp kapsamına girmez. Mahkemece, bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılıp klonlanmanın satıcı hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, satış sözleşmesinden sonra tüketici hatası ile klonlanıp klonlanmadığı belirlenmeden, Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumunun davalıya ait telefonun imei numarasının başka cihazlara kopyalandığına ilişkin yazısı esas alınarak eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı oıup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu