Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, davacının dava konusu aracı ticari ve mesleki bir amaçla edinmediği, aracın hususi otomobil olduğu davalılar tarafından distribütörlüğü yapılan ve kiralanan aracın ayıplı olaması nedeniyle geçirdiği trafik kazasında yaralandığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/04/2021 NUMARASI : 2019/405 ESAS - 2021/130 KARAR DAVA KONUSU : Malın Ayıplı Olması Sebebine Dayalı Alacak, Manevi Tazminat KARAR : Taraflar arasında görülen davalar sonucu verilen yukarıda tarih ve numarası yazılı kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/07/2018 tarihinde 34 XX 925 plakalı aracın davalıdan satın alındığını, araç satımından bir gün sonra aracın motorundan sesler geldiğini, motorla ilgili arızaların ortaya çıktığını, aracın çalışamaz durumda olduğunun sonradan öğrenildiğini, onarım masrafları için davalıya ihtarname gönderilmesine rağmen davalının ödemediğini, delil tespiti dosyası ile tespit yaptırıldığını, aracın ayıplı olarak kendisine satıldığını, davalının ayıbı bilmese dahi sorumlu olduğunu belirterek 16.119,97- TL tutarındaki zararın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya...

    Manevi tazminat talebi yönünden yapılan incelemede ise; Davacı tarafça her ne kadar manevi tazminat isteminde bulunulmuş ise de manevi tazminat, malvarlığı dışındaki, hukuksal değerlere yapılan saldırılar ile meydana getirilen eksilmenin giderilmesi olup, haksız saldırı, kişinin psikolojik varlığı üzerinde etki doğurur. Uğradığı tecavüz nedeniyle, fizik ya da manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevincini kaybeden kişi manevi tazminat isteyebilir....

    - K A R A R - Davacı, işyerine davalıdan debriyaj takımı ve debriyaj tulumunu 649.78-TL ödeyerek satın aldığını, malın bozuk ve çalışmıyor olduğunu, bu nedenle 16/02/2013 tarihinden beri kendi ticarethanesinde müşterilerine düzgün hizmet veremediğini, maddi ve manevi zarara uğradığını, davalı tarafa defalarca telefon açıp malı değiştirmelerini söylediği ve ihtarname düzenlediği halde, malı geri almadıklarını beyanla, malın iadesine, ödediği parasının kendisine verilmesine ve 1 seneyi geçen zaman zarfındaki maddi ve manevi zararının karşılanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, tazminat yönünden dava dilekçesinin açıklattırılması sonucunda; aylık 2.500-TL zarardan toplam 35.000-TL zararı olduğunu beyan etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal iddiasıyla açılan davada İstanbul 5.Tüketici ve İstanbul 2.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, davalılar tarafından ithalatı ve satışı yapılan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla trafik kazası sırasında hava yastığının açılmaması üzerine meydana gelen yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İstanbul 5. Tüketici Mahkemesi'nce, davanın malın ayıplı olması nedenine dayalı olarak açılmış olup, bu durumda TKHK kapsamında tüketici işleminden söz etmek mümkün bulunmadığından, davaya genel hükümlere göre ve genel mahkemelerde bakılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

        Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu ayıplı maldan sorumluluğa ilişkin olarak ise 4077 sayılı kanunun 4.maddesinin 3.bendine göre (Değişik fıkra: 21/02/2007-5582 S.K./22.mad) İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumlu olacakları belirtilmiştir. 4.fıkrası hükmüne göre ise; Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir....

          Mahkemece, davanın haksız fiil hukuki sebebine dayalı açılmamış olduğu, ayıp hukuki sebebine dayalı olarak ise araç maliki olmayan davacının dava ehliyeti olmadığı elirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 33. maddesinde “Hakim, Türk hukukunu resen uygular” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacı, trafik kazası geçirdiğini ve kullandığı aracın hava yastıklarının açılmadığını bu ileri sürerek maddi ve manevi tazminat istemektedir. Hal böyle olunca hukuki nitelendirme mahkemece yapılarak, araçta kusur olup olmadığı, bu durumun haksız fiil teşkil edip etmediği tespit edilerek işin esasına girilip sonucuna göre hüküm tesisi gerekirkken yanılgılı gerekçe ile davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir....

            Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava, kooperatif ortaklığından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. HMK'nun 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açıldığı takdirde bu hususun dava dilekçesinde açıkca belirtilmiş olması ve talep edilen alacağın belirsiz olması gerekir. Somut olayda davacı eksik ve ayıplı imalat talebinde bulunmuş ancak davanın dava dilekçesinde belirsiz alacak davası olarak açıldığı belirtilmemiştir ayrıca eksik ve ayıplı imalat bedelinin tespiti dava açılmadan önce davacı tarafından belirlenemeyecek nitelikte yani belirsiz alacak davasına konu olabilecek nitelikte de değildir....

              Dairemizce bozma ilamı doğrultusunda ve bozmanın kapsamına göre davacının dava dilekçesinde harçlandırdığı ayıba dayalı 1.000,00-TL maddi tazminat istemi bakımından yapılan değerlendirmede, ışıklı tabelaların sararması nedeniyle gizli ayıplı oldukları, davalının ayıplı tabelalar nedeniyle 1.000,00 maddi zararı olduğunu ispatladığı ve bu zararını 6098 Sayılı Kanunun 227/2 fıkrası uyarınca davalıdan talep edebileceği sonucuna ulaşılmıştır. Davacının bozma kapsamında olmayan cari hesap alacağı ve manevi tazminat istemleri yönünden önceki hüküm aynen ve tekrar kurularak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

                Dosya kapsamındaki boya kalınlıklarına ilişkin değerler incelendiğinde; aynı boya kalınlığında olması gereken sol ön kapı 230 mikron iken sağ ön kapı 260 mikron olduğu, bunun yanı sıra diğer bölgeler bakımından da aynı boya kalınlıklarında olması gereken yerlerin farklı boya kalınlıklarında olduğu bu haliyle aracın gizli ayıplı olduğu görülmektedir. Davacı vekili her ne kadar aracın ayıpsız misli ile değişimini talep etmiş ise de aracın 1 yıla yakın ve 14.000 kilometreden fazla kullanılmış olması nedeniyle ilk derece mahkemesi tarafından değer kaybına hükmedilmiş olması taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesi ile mevzuata uygundur. Bunun yanı sıra aracın ayıplı olması nedeniyle davacının kişilik haklarının zedelenmeyeceği, hükmedilen değer kaybının davacının mağduriyetini gidereceği anlaşılmakla davacının manevi tazminat istemine ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir....

                UYAP Entegrasyonu