Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

yapılması sonucu giderilebileceği, davalılar tarafından aracın ücretsiz onarımın sağlanmasının mümkün olan en ekonomik çözüm olacağı, onarımın sağlanması halinde aracın ayıpsız emsalleri gibi kullanımının mümkün olması ve aracın şimdiye kadar kullanımının davacıya sağladığı fayda dikkate alındığında bedelde indirim gerekmeyeceği, ayıbın araçtan beklenen faydayı kaldıracak nitelikte olması halinde ayıp sebebiyle davacının talep edebileceği bir bedel olup olmayacağı: aracın yukarıda sözü edilen şekilde tamiratının yapılması durumunda ayıbın araçtan beklenen faydayı kaldıracak niteliğinin olmayacağı belirtilmiştir....

    Nitekim tüketicinin seçimlik haklarından birini kullandığı yönünde satıcıya her halükarda bildirimde bulunması gereğinin olması, bunun öncesinde ayrıca bir de ayıbı ihbar etmesi zorunluluğunu anlamsız kılmaktadır. Ayrıca, 4077 sayılı yasa kapsamındaki sözleşmeler açısından Yargıtay uygulaması ile kabul edilen eksik iş ve ayıplı iş ayrımının 6502 sayılı yasanın 8. maddesinin 1. fıkrası karşısında uygulama yeri olmadığı, diğer bir deyişle; sözleşme kapsamında yapılması vaadedilen ancak yapılmayan işlerin de ayıp hükümlerine tabi olması gerektiği kuşkusuzdur. Yukarıda yer alan yasal düzenlemeler kapsamında, tüketicinin malın ayıplı olduğu iddiası ile seçimlik haklarından faydalanabilmesi için ayıbı belirli bir süre içinde ihbar etmesi yükümlülüğünün bulunduğu ve bunun bir süreye tabi olduğundan söz edilemez....

    Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların tacir olduklarını, dava konusunun da bir ticari satım ve ticari vasıta olduğundan davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiğini, müvekkili Mehmet'in traktör ticareti ile uğraştığını, davacı tarafın müvekkili T2'dan 34 XX 288 plakalı traktörü satın aldığını, davacının da kendisine ait 34 XX 476 plakalı traktörü müvekkili olan T1'ya sattığını, bu hali ile davacı tarafın iddia ettiği gibi bir takas trampa işleminin mevcut olmadığını, ayrı ayrı iki satış işlemi olduğunu, gene bu hale göre ayıplı olduğu iddia edilen malın satıcısının müvekkili Duran olup, T1'nın davada taraf ehliyetinin olmadığını, davacı yanın belirsiz alacak davası açmış olup davaya konu ayıplı vasıtanın noter satım değerinin 10.000,00 TL olup, dava değerinin açıldığı anda belirlenebilir vaziyette olduğunu, belirsiz alacak davası açılamayacağını, yine davalı adına kayıtlı 34 XX 288 plakalı vasıtanın tesliminden sonra yolda arıza yaptığının iddia edildiğini...

    Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/22 D. .... dosyası ile tespit edildiğini, teslim edilen malda ve malın tesliminde satıcı ve kiralayanın ağır kusuru bulunduğunu, kiralayanın bedelde indirimi kabul etmediğini ileri sürerek, zararın tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, dosyanın görevli ve yetkili ... Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, kiracı olan davacı şirketin ikame ettiği davada taraf ehliyeti bulunmadığından davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, sözleşmenin 10.04.2012 tarihinde imzalandığını, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, davanın zamanaşımı yönünden de reddi gerektiğini, esasa ilişkin ise malın ayıplı olmasından kiralayanın sorumlu olmayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur....

      Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz. (3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır." 6502 sayılı yasanın zaman aşımı başlıklı 12.maddesinde ise; "(1) Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir....

      Kanunun 11. maddesinde ise malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketicinin, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme veya imkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme seçimlik haklarından birini kullanabileceği, satıcının ise, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlü olduğu, ikinci fıkrada ise ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarının üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabileceği, bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Kural olarak, tüketici satın aldığı malın ayıplı çıkması durumunda, seçimlik haklarını dilediği şekilde kullanabilir....

      Dava, satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla sözleşmeden dönme bedel iadesi olmadığı taktirde bedelde indirim talebine ilişkindir. Davalı vekili 31/03/2023 tarihli dilekçesi ile HMK 308.maddesi uyarınca faiz talebi hariç olmak üzere davayı kabul ettiklerini, davayı kabul etmiş olmaları sebebi ile davacının asıl talebinin kabulü ile sözleşmeden dönme ve malın satış bedelinin karşılıksız iadesi üzerinde herhangi bir uyuşmazlık kalmadığını, ancak yapılan araştırmada davacının aracı satmaya çalıştığını öğrendiklerini, bu nedenle verilecek hükmün icrasının satış sonucu imkansız hale geleceğini, sözleşmeden dönme halinde edimlerin iade edilmesi gerektiğini, bu hakkın imkansızlaşmaması için HMK 389.maddesi gereğince tedbir olarak aracın satılmaması ve şerh koydurulmasını talep ettiklerini belirtmiştir....

      A.Ş. vekillerinin davaya cevap dilekçelerini özetle; Huzurdaki davaya konu araçta dava dilekçesinde iddia edildiği gibi imalattan kaynaklanan ayıp bulunmadığı, Davacının seçimlik haklarından “Onarım” hakkını kullandıktan sonra ikame ettiği huzurdaki dava ile “bedelde indirim” talep etmesinin hakkın kötüye kullanılmasını teşkil ettiği iddiasıyla esastan reddine karar verilmesini, ayrıca dava konusu uyuşmazlığın tüketici mevzuatına tabi olmadığı için davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemelerin görevi olması sebebiyle davanın görevsizlik nedeniyle reddini talep ettikleri anlaşılmaktadır. Davalı ...........

        İlk derece mahkemesince;iki ayrı makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmış,tarafların tanıkları dinlenmiş,neticeten bilirkişi İbrahim Can Üncü'nün raporundaki aracın ayıplı olarak davacıya satıldığı ve ayıp oranında indirim bedelinin 15.500- tl.olduğu yönündeki görüş benimsenerek davalının bu tutardaki ayıp oranında indirim bedeli ve işlemiş faizinden sorumlu tutulması gerektiğinden bahisle "davanın kısmen kabulüne, Antalya Genel İcra Dairesi'nin 2020/86439 Esas sayılı dosyasında davalının itirazının kısmen iptaline, takibin 15.500,00TL asıl alacak, 58,53TL işlemiş faiz yönünden devamına, asıl alacak için takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine" şeklinde karar verilmiş, karar süresi içerisinde taraf vekillerince istinaf edilmiştir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun madde 219'a göre; "Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu...

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1381 KARAR NO : 2020/1948 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇORUM TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 10/09/2020 NUMARASI : 2019/118 ESAS - 2020/135 KARAR DAVA KONUSU : AYIP NEDENİYLE BEDELDE İNDİRİM KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 11.04.2017 tarihinde T3 satın aldığı aracın, 13/01/2018 tarihinde C sütunu olarak nitelendirilen arka kapı cam kelebeğinin üzerinde göçme ve gamzelenme başlangıcı olduğunu farketmiş olup durumu yine aynı tarihte aracı almış olduğu davalı şirkete bildirmiş olduğunu, aracın garanti süresinin henüz dolmamış olduğunu ve davalı şirket herhangi bir işlem yapılmaksızın müvekkile teslim ettiğini, ayıplı malın ayıpsız misli...

        UYAP Entegrasyonu