Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar davacının talebi bedel iadesine ilişkin olsa da, "çoğun içinde azı da vardır" kuralı gereğince davacının ilgili araçta ayıp bulunması ve koşulları oluşması halinde, ıslaha dahi gerek olmaksızın ayıp nedeniyle satış bedelinden indirim istemeye hakkı olduğu kabul edilmelidir. Davacı da dava diekçesinde terditli olarak satış bedelinden indirim yapılmaıs talebinde bulunmuştuır. (Emsal Yargıtay 3.HD'nin 14.06.2021 tarih, 2020/5500 Esas ve 2021/6438 Karar sayılı ilamı). Davada talep edilen alacak ayıp oranında bedelde indirim istemine ilişkin olup yerleşik yargı kararlarına göre ayıp oranında bedelde indirim miktarı nispi metoda göre hesaplanmalıdır....

Somut olayda ise yüklenici, zemindeki boşluğun eserin ayıplı meydana geleceğini görmesine rağmen imalata devam etmiş, durumdan iş sahibini haberdar etmeksizin ve onun talimatına başvurmadan ayıplı bir eser meydana getirmiştir. Bu durumda, Borçlar Kanununun 360. maddesinden yararlanma olanağı bulunan davacı iş sahibi eserdeki ayıplar nedeniyle bedelde indirim isteyebilir. Yapılan bu saptamaya göre mahkemece, tespit sonucu alınan bilirkişi raporundan yeniden yapım bedeli 1.200,00 TL olarak saptandığından bunun davalıdan tahsili yerine davanın reddi doğru olmamıştır. Karar, açıklanan nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Davalı -karşı davacı vekili ;davacının malı müvekkilinden def'aten satın aldığını, malın fatura ile iadesini söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiş, karşı davada da; davacı -karşı davalının malın ayıplı olduğu iddiasının yerinde olmadığını, malın iade edilmediğini ve bedelinin ödenmediğini belirterek çek bedelinin faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, ayıplı satış ve ayıplı hizmet nedeni ile tüketicinin seçimlik hakkına dayalı olarak açtığı ayıp oranında indirim istemini konu almaktadır. 6100 sayılı Yasanın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere ve fakat kamu düzenine ilişkin hususlarda re'sen tekmil dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirilmekle; 6502 sayılı yasanın 11/1. maddesinde, malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ne var ki tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır....

      Davalı Honda Türkiye A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; vasinin vesayet makamından izin almaksızın dava açmasının mümkün olmadığını, vasi tarafından vesayet makamından izin alınmaksızın açılmış bulunan davanın usulden reddini talep ettiğini, araçta üretimden kaynaklı bir ayıp bulunmadığını, kabul etmemekle birlikte araçta ayıp olduğu varsayılsa bile malın iadesi ile ayıplı malın misliyle değiştirilmesi, aksi halde ayıplı malın bedelinin ödenmesi şeklindeki talebin hakkaniyete aykırı olduğunu, ayıbın önemli olması unsurunun gerçekleşmediğini, araçta oluşan değer kaybının müvekkiline ödenmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece;"...Dava, ayıplı malın misliyle değişimine ilişkindir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 8/1- 2....

      Mahkemece davalının siparişi üzerine Türkiye'ye gelen ikinci parti mal üzerinde herhangi bir ayıp incelemesi yapılmadığı, davalının malı gümrükten çekmeyerek millileştirilmesine neden olduğu gerekçesiyle, ikinci parti malın 170.420 USD bedelinden sorumlu olduğu, karşı davada birinci parti malın ayıplı olması nedeniyle semenden tenzilat yapılarak 49.649 USD ve 470,56 YTL' nin karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle 6.8.1998 tarihinde teslim alınan 78.400 USD tutarlı birinci parti derinin ayıplı olduğunun, ancak davalı yanca kullanılmış olması sebebiyle iadesinin mümkün olmadığı gözetilerek semenden indirim yapılmasında, ikinci parti malda ayıp bulunduğu tespit edilmeden, malı gümrükten çekmeyen davalının malın millileştirilmesine neden olduğundan bedelinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-karşı davacının ve davacı-karşı davalının...

        Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz. Davaya konu olan taşınmazda ilk olarak 19/07/2014 tarihinde su taşkını olmuştur....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava eser sözleşmesine dayalı ayıplı malın reddi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir....

          - K A R A R - Davacı vekili; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkilince davalıya 25.360 kg arpanın satılarak teslim edildiğini, teslim sırasında ilgili belgeler üzerine malın ayıplı olduğuna dair şerh düşerek davalının malı aldığını, teslim anında 300 TL ve sonrasında 3.000 TL ödeme yapılmış ise de, bakiye 10.140,80 TL'nin ödenmediğini, ödemelerdeki aksama üzerine davalıyla yapılan görüşme sırasında müvekkilinin ayıplı olduğu iddia edilen malı iade almak istediğini söylediği halde, davalının malı göndermediği gibi bedelini de ödemediğini belirterek, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 10.140.80 TL'nin davalıdan tahsiline, bu alacak tutarına konu arpa bedeli 13.440.80 TL'den önce ödenen 300 TL'nin mahsubuyla kalan 13.140.80 TL'ye ödeme tarihi olarak belirlenen 11.08.2009'dan itibaren 3.000 TL ödemenin yapıldığı tarih olan 25.08.2009 tarihine kadar kalan alacak 11.140,80 TL'ye de 25.08.2009 tarihinden itibaren aylık %8 faiz uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline...

            Dava, davacı tarafından 04/04/2017 tarihli fatura ile 0 km. olarak satın alınan aracın gizli ayıplı olduğu iddiasına dayalı misli ile değişim talebine ilişkindir....

            UYAP Entegrasyonu