Mahkemece yapılan yargılamada; alınan bilirkişi raporuna göre malın ayıplı olduğu, tamiri mümkün olmadığından yenisiyle değiştirilmesi gerektiği, davacının satış bedelinin iadesi yönünde seçimlik hakkını kullandığı hususunun dikkate alınması, ayıplı malın davalıya iadesi mukabili satış bedeli olan 3.800,00TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi gerekçeleri ile davanın kabulüne karar vermiştir....
Davalı alıcı, malın ayıplı olması nedeniyle teslim alınmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan inceleme sonucunda, satış konusu malın ayıplı olmadığı ve malın davacı elinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkeme satış bedelinin davalı alıcıdan tahsiline karar vermiş ise de, daha sonra davalı malın kendisine teslimini kabul etmiş olmasına göre birlikte ifa kuralı gereğince satış konusu malın satış bedelinden hurda bedeli indirimi yapılmadan, malın iadesi karşılığında bedelin tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.” şeklinde yapılan düzenlemeyle tüketiciye ayıplı mal nedeniyle tanınan seçimlik haklarından biriside ayıplı malın iadesi ve ödenen bedelin tahsilidir. Tüketici yasa ile kendisine tanınan dört seçimlik hakkından birini tercih etmekte özgürdür. Davacı eldeki davada ayıplı ürün bedelinin tahsilini istemekte olup, yasa gereği bu talepte bulunma hakkı vardır. Dava konusu ürün ayıplı olduğu içinde davacıya talebi doğrultusunda bedelin iadesi gerekir. Mahkemece, dava konusu ürünün davalıya iadesi koşulu ile ödenen bedelin malın davalılara iade tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken, davacının talep etmediği ücretsiz onarıma dair karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir....
Bilgisayar Sistemleri San.ve Tic.AŞ.vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Yerel mahkemece ayıplı malın geri alınarak bedelinin iadesi davasının kabulü ile ayıplı malın iadesi ve bedeli olan 6.501,80 TL’nin satış tarihi olan 31.12.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Dava konusu ayıplı mal davacı tarafından kullanıldığı sürece ve satıcıya iade edilmeden faiz istenemeyeceği gözetilmeden mahkemece satış tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir....
Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir. İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı...ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir....
Tam veya kısmi feragat için karşı tarafın iznine ve ayrıca bunun için ıslah yoluna başvurulmasına gerek yoktur. (Baki Kuru - Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt IV, 6. Baskı, İstanbul 2001, s.4048-4049). Bu durumda talep sonucunun azaltılan kısmı olan ayıplı malın iadesi ve bedelin geri verilmesi talebi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken satış bedelinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, cihazın davalıya iadesine karar verilmesi doğru olmamıştır....
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ: Davalı 24/11/2021 tarihli istinaf dilekçesinde; davacının davaya konu malları kendisine tesliminden itibaren kullanmaya devam ettiğini, sürecin 2 yılı bulduğunu, dava konusu malların eskitilmiş ve yıpratılmış olması durumunun nazara alınmamasının hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının ürünleri kullanarak yıpranmasına ve değerinin düşmesine, onarım bedelinin artmasına sebep olduğunu, bu durumunda mahkemece değerlendirilmediğini, davacının 6502 sayılı Kanundaki bildirim hükümlerini yerine getirmediğini, kötü niyetli olarak dava açıldığını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı mal satışı iddiasına dayalı sözleşmeden dönülerek ürünlerin iadesi ile ayıplı malın bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkin davadır....
Tüketicinin bu talebinin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Sözü edilen yasal düzenlemelere göre tüketiciye ayıplı mal nedeniyle tanınan seçimlik haklarından birisi de ayıplı malın iadesi ve ödenen bedelin tahsilidir. Tüketici, yasayla kendisine tanınan dört seçimlik hakkından birini tercih etmekte özgürdür. Davacı eldeki davada sözleşmeden dönerek ayıplı ürünün fatura satış bedelinin tahsilini istemekte olup mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda değerlendirme yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Malın gizli ayıplı olduğu bilirkişi raporu ile sabit olup, bu durumda ayıplı malın ve fatura konusu malın bedelinin faizsiz olarak iadesi istenebilir. Ancak mal iade edildiği tarihten itibaren malın bedeli ödenmediği takdirde faiz isteminde bulunulabilir. Alıcı bu dönem içinde malı kullanmakta, satıcı ise mal satış bedelini elinde tutmakla semen bedelinin tenzili ve işlemiş faiz talep edilemez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, fatura bedeli olan 17.000 TL alacağa ilişkin itirazın iptaline, malın iade tarihinden itibaren işleyecek faize ilişkin hüküm kurulmasından ibaret olup, mahkemece yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, aracın gizli ayıbı bulunduğu, bu durumda BK'nun 194. maddesinde belirtilen sağlam ve çalışır halde teslim koşulunun gerçekleşmediği, davacının bu ayıplı malı kabule zorlanamayacağı, süresi içinde yapılan fesih ihbarının haklı olduğu gerekçesiyle dava konusu aracın davalıya iadesi ve davalıya ödenen 18.756.16 TL'nin 09.06.2008 tarihinden itibaren yasal fazi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Yerel mahkemece ayıplı malın geri alınarak bedelinin iadesi davasının kabulü ile ayıplı malın iadesi ve davalıya ödenen 18.756.16 TL'nin ihtarname tarihi olan 09.06.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan...