ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/07/2020 NUMARASI : 2016/1004 ESAS - 2020/146 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat) KARAR : Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/1004 Esas - 2020/146 Karar sayılı dosyasında 10/07/2020 tarihli kararına karşı, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize tevzi edilmekle yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA; haksız eylemden (Silahla Yaralama) kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Fiil ehliyetine sahip bulunmayan küçükler tarafından haksız eylem işlenmesi durumunda sorumluluk iki çeşittir. Haksız eylem nedeniyle tazminat istenmesi durumunda husumet, BK.nun 41. maddesi gereğince haksız eylemin faili olan küçüğe yöneltilir. Böyle bir davada küçüğün yaşı nedeniyle taraf ehliyeti bulunmadığından onu kanuni temsilcisi olan velisi temsil eder. Burada veli, davalı durumunda bulunmayıp, temsilci durumundadır. Davalı olan sadece çocuktur ve tazminat çocuğun malvarlığından tahsil edilecektir. Aynı olaydan kaynaklanan diğer sorumluluk ise, aile reisinin sorumluluğudur. MK.nun 369. maddesinde düzenlenen bu sorumlulukta aile reisi, küçüğün haksız eylemi nedeniyle zarar görene karşı sorumlu olmaktadır. Böyle bir davada ise, davalı durumunda olan aile başkanıdır ve tazminat aile başkanının malvarlığından tahsil edilecektir. Açıklanan her iki sorumluluk, birbirinden farklı hukuki nedenlere dayanmaktadır....
Davalı hakkında haksız tahrik indirimi yapılarak ceza verilmiş olmasına rağmen, Mahkemece maddi tazminat miktarlarında haksız tahrik indirimi yapılmamış olması usul ve yasaya uygun bulunmamış, maddi tazminat miktarından haksız tahrik indirimi yapılmak üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesine göre; (1) Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür. (2)Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır. (3)Tazminat davası açma hakkı, hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren, bir yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar. 6100 sayılı HMK'nın 399/2 maddesinde yer alan "haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır" düzenlemesi uyarınca; haksız ihtiyati tedbir sebebiyle uğranılan zararın tazmini davasının, esas hakkındaki davanın görüldüğü ve karara bağlandığı mahkemede açılması gerekmektedir....
ın haksız rekabetinin men'ine, davalının internet sitesinde yer alan haksız rekabet teşkil eden beyanlarını yargılama sırasında internet sitesinden kaldırdığından konusuz kalan maddi durumun ortadan kaldırılması talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerin reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava haksız rekabetin tespit ve men’i de maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir....
Dava, haksız eylem sonucu yaralanan dava dışı kamu görevlisine 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun gereğince ödenen nakdi tazminatın, haksız fiil sorumlusu olan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; dava dışı polis memuru ...’ın davalının haksız fiili sonucu yedi gün iş ve gücünden kalacak şekilde yaralandığını ve Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonunun 17/03/2009 tarihli kararıyla dava dışı polis memuruna nakdi tazminat ödendiğini beyan ederek, 2330 sayılı Kanun uyarınca yaralanan polis memuruna ödenen bu miktarın rücuen tahsili isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur....
Tarafların ticari ilişkileri gözetildiğinde davacının öncelikle eylemin haksız olup olmadığının tespiti davası, haksız rekabetin meni davası, haksız rekabet sonucu doğan maddi durumun ortadan kaldırılması kusur varsa, zarar ve ziyanın tazmini davası ve koşulları varsa TBK'nın 58. maddesinde belirtilen manevi tazminat davası açma imkanı varkan, TTK'nın 64.maddesinde belirtilen suçun işlendiğinden bahisle Cumhuriyet Savcılığına şikayetçi olması ve yapılan soruşturma sonucu açılan kamu davasında da ürünlerin taklit olmadıklarının tespit edilmesi nedeniyle şikayetin haksız olduğu anlaşılmaktadır. Öyle ki bu haksız şikayetin yapılmasıda başlı başına ayrı bir haksız rakabet oluşturabilir. Somut olayla davalı taraf davacının önceden... marka gözlükleri sattığını ve bu nedenle elinde bulunabileceğini bildiği halde bir tespit davası açmadan şikayetçi olmuş ve bu şikayetin haksız olduğu anlaşılmıştır. Davacı yararına TBK'nın 58 maddesindeki manevi tazminat koşullları oluşmuştur....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/538 esas, 2011/322 sayılı kararı ile takip dayanağı senet altında yer alan imzanın şirket temsilcisine ait olmadığının tespit edilerek, icra takibinin durdurulduğunu; haksız haciz esnasında şirkete ait süpermarkette bulunan eşyaların muhafaza altına alınması nedeniyle şirketin kâr edemediğini ve haksız icra takibi esnasında kendisini vekil ile temsil ettirerek vekalet ücreti ödemek zorunda kaldığını belirterek, haksız haciz nedeniyle müvekkili olan şirketin uğramış olduğu maddi ve manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı şirket vekili; davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; bilirkişi raporu hükme esas alınarak, haksız haciz nedeniyle davacı şirketin mahrum kaldığı kâr ve icra takibi esnasında makbuz karşılığında dava dışı vekiline ... olduğu vekalet ücretine ilişkin maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne; manevi tazminat talebinin ise sübut bulmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir....
KARŞI OY 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması hâlinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Maddi tazminat için geçerli olan bu sorumluluk, kusursuz sorumluluk (tehlike sorumluluğu) esasına dayalıdır. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz kararı alan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden TBK’nın 58. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. İcra ve İflas Kanununda haksız ihtiyati haciz nedeniyle maddi tazminat sorumluluğu düzenlenmiş ise de haksız haciz nedeniyle maddi tazminat sorumluluğu düzenlenmemiştir. Bu haksız haciz uygulanması hâlinde tazminat sorumluluğu bulunmadığı anlamına gelmeyip haksız fiilin unsurlarını taşır şekilde bir eyleme dayalı olarak haciz uygulanmış olması hâlinde genel haksız fiil hükümlerine göre tazminat istenmesi mümkün olacaktır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davacıların davalarının kısmen kabulü ile her bir davacı lehine 3.123,60 TL maddi, 6.000 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine Davacıların tazminat taleplerinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: UYAP sistemi üzerinden yapılan inceleme sonucunda, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı başka bir davanın bulunmadığı, davacıların haksız tutuklu kaldıkları sürenin tamamının infaz edildiği ve haksız tutuklu kaldıkları sürenin de başka bir mahkumiyetlerinden mahsup edilmediği anlaşıldığından, tebliğnamede bozma öneren düşüncelere iştirak edilmemiş, gerekçeli karar başlığında dava türü olarak "5271 sayılı Kanuna göre tazminat" yerine, "Tazminat" ibaresine yer verilmesi, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışı olarak kabul edilmiştir....